Barut olmadan herkesle savaşmak

İbrahim Kahveci

Tarih kendisinden 4-5 kat sayıca üstün orduları yenen muzaffer kumandanları anlatır.

Sayısal üstünlük önemlidir ama asıl taktik ve yöntemlerle savaşlar kazanılır.

Büyük İskender 40 bin kişilik ordusu ile Darius’un 250 bin kişilik ordusunu taktikle yendi. Ya da Halid Bin Velid 45 bin kişilik ordusu ile 240 bin kişilik Bizans ordusunu yine taktikle yenmişti. (Burada sayılar değil; oranlar önemli)

Barutun savaş alanlarında kullanılması ile zafer kazanma arasında bağ oldukça güçlendi. Artık barut yoksa savaşı kazanma ihtimalin de yok demekti. Hem toplar, hem de tüfekler için barut çok önemli hale gelmişti.
Günümüzde ekonomik savaş deyimi de çok fazla kullanılıyor. Artık silah savaşı yerine para savaşı yapılıyor.

Eğer bir mücadele içine giriyorsan o alanda elbette kullanabileceğin silahların ve takviye güçlerin olmalıdır.

Mesela Hitler Stalingrad kuşatmasında takviye kuvvet yollayamadığı için çembere alınan 300 bin askerini kaybetmişti. Ya da Ruslar takviye kuvvet sayesinde yüzde 90’ını kaybettikleri şehri geri aldılar, hem de Almanları ilk kez bozguna uğratarak.

***

Şimdi biraz ekonomiye bakalım:

Venezuela emperyalist dünyaya meydan okuyor. Kamyon şoförü ile bu meydan savaşını kazanacağı duygusunda. Gerçi şu anda dünyanın en çok varlığına sahip ama en fakir ülkesi. En çok varlığına sahip çünkü, S. Arabistan’dan daha fazla petrol rezervi var. Ama en fakir ülke, çünkü kendi petrolünü bile işleyemiyor.

Demek ki öyle boş şekilde meydan okunmuyormuş. Biraz akıl, biraz strateji, biraz devlet olmak gibi unsurlar gerekiyormuş.

Mesela İran öyle değil. Bakın orada yine de kurumsal bir devlet var ve çarklar ona göre işliyor. Oysa yaptırım noktasında İran’a karşı çok daha ciddi ekonomik abluka var.

***

Bu örnekleri neden verdim?

Şimdi bir kaç veri eşliğinde Türkiye’de uygulanan ekonomi politiğe bakalım:

2016 yılı başında G. Afrika Randı ve Brezilya Reali ortalamasını alsak ve bunları TL ile kıyaslasak karşımıza şu tablo çıkıyor. TL bu iki emsal-benzer para birimi karşısında bile %100 değer kaybetmiş durumda. Hem de 2016-2020 arasında.

Tam değerleri vereyim: 07 Ocak 2016: 1 dolar =3,00 TL; 4,00 Real ve 16,0 Rand.

Bugün ise; 1 dolar =7,40 TL; 5,40 Real ve 17,40 Rand...

İyi ama TL neden bu kadar değer kaybetti?

Mesela 13 Ağustos günü itibari ile Merkez Bankası resmi faizi 8,25 ama fiili faizi 9,06. Aslında fiili faiz tam 1 ay önce 7,40 seviyesindeydi. Kısaca MB örtülü şekilde yaklaşık 175 baz puan şimdilik faiz artırdı. Ama bu artırım örtülü şekilde 300 baz puanı da geçerek mecburen en az çift haneye çıkacak.

Ama bu dediklerim aramızda. Lütfen kimse açık etmesin ve MB Başkanı görevden alınmak durumunda kalmasın.

MB faiz artırmak durumunda çünkü piyasada kısa vadeli tahvil faizi ile şu an zaten yüzde 52 fark var. Yani MB faizi 9,06 iken piyasa faizi 13,80 den işlem görüyordu.

Merkez Bankası faizi ile piyasa faizi arasında makasın bu derece açık olması daha önce 2013 yılında yaşanmış. Hatta o zaman fark daha da yüksekmiş. Ve bu fark MB’nın faiz artırımı ile sonuçlanmış. Hatta benzer durum 2011’de de yaşandığında yine MB faiz artırımına gitmiş.

Kısaca piyasa daha üstün oluyor ve MB mecburen piyasaya uyuyor.

Ya uymazsa?

Mesela şimdi hem piyasa faizi ile Merkez faizi makası ekside;

hem de enflasyon ile faiz makası ekside.

Kısaca çifte açık pozisyondayız.

Nasıl mı?

Şöyle anlatalım:

Açıklanan enflasyon ile MB filli faizi arasındaki fark Ocak 2020 itibari ile eksiye geçmiş durumda. Son orana göre enflasyon 11,76 ama fiili faiz 9,06.

Temmuz ayında fiili faiz ortalaması 7,76 seviyesindeyken, açıklanmış olan haziran enflasyonu 12,62 düzeyindeydi. Arada çok ciddi far olduğu aşikar.

Bir taraftan enflasyonun altında faiz vereceksin

Diğer taraftan piyasa faizin ile kamu faizin ekside olacak.

Ve aynı zamanda ekonomi yönetimine güven diplerde olacak ve bu dengeyi sürdüreceksin.

Kısaca barutun yok, silahın yok ama meydanda ben en güçlüleri bile yenerim havasında olacaksın.

Galiba realite de ciddi sıkıntımız var. Umarım aynaya bakar ve politikalarımızı ülke gerçeklerine göre belirleriz.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.