Kılıçdaroğlu’nun okuma biçimi doğru mu?

Hakan Arslan

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 17 Ağustos tarihli grup konuşmasını ilgiyle izledim. Yanlış işittiğim bir şey olmasın diye, metinleştirilmiş halini de CHP’nin resmi sitesinden okudum. Konuşmada katıldığım pek çok husus var, ama araya karışmış öyle mesajlar da var ki eleştiriyi kaçınılmaz kılıyor. Bu mesajların her biri manşetlik laflar. Bugünün siyasi atmosferi içinde ne anlama geldiklerine iyi bakmak lazım.

15 Temmuz sonrası Türkiye’nin bütün parti ve kurumlarıyla, toplumun bütün kesimleriyle bir özeleştiri ve sorgulama dönemi yaşamak zorundayız, yaşıyoruz. Hiçbirimiz bundan muaf değiliz. Kılıçdaroğlu soruyor: “14 yılın sonunda nasıl oluyor da Türkiye bir darbe girişimiyle karşı karşıya kalıyor? Bu ortam nasıl oluşturuldu?” Güzel soru. Bu soruya her parti, kurum, kesim önce kendi içine dönerek cevap vermek durumunda.

Dolayısıyla Kılıçdaroğlu’nun şu ikinci sorusu epeyce sakil duruyor: “14 yıldır bu ülkeyi kim yönetiyor, kimler Türkiye’yi bu hale getirdi?” Niyetim ağır bir eleştiri kaleme almak değil. Eminim ki toplumsal mutabakat ve birlikteliğin nasıl bir öneme sahip olduğunu hepimizin idrak ettiği günlerdeyiz. 40 yıllık FETÖ yapılanmasına doğru teşhis koymanın yolu yukarıdaki sorudan geçmiyor. Özellikle de Erdoğan’ın ve Ak Parti’nin son 3-4 yıllık dönemde FETÖ’ye karşı nasıl bir mücadele verdiğini ve nasıl da yalnız bırakıldığını anlamazsak.

Kılıçdaroğlu aynı konuşmada “Bütün olayları 17-25 Aralık’a endeksleyen bir anlayış”ın başladığından dem vurup şöyle diyor: “Kimse 17-25 Aralık olaylarını aklamaya yeltenmesin, darbeyi de bunun için kullanmasın.” Böyle olunca, Kılıçdaroğlu’na şunları söylemek şart oluyor: Siyasi kronolojiniz epey eksikli. FETÖ’nün siyaset alanına müdahalesi ve darbe girişimleri için daha da geriye gitmeniz, Erdoğan ve Ak Parti düşmanlığı konusundaki ince işçiliğini daha özenli teşhis etmeniz, bu süreçte CHP’nin üstlendiği işlevi sorgulamanız gerekiyor.

17-25 Aralık’ın bir darbe girişimi olduğu toplumun geniş kesimlerinin 2,5 yılı aşkın süredir malumu. Sizin bugün başladığını sandığınız şeyin kavgası uzun süredir veriliyor bu ülkede. 15 Temmuz’da aziz milletimizin sokakları doldurması, darbeye direnmesi, aralarında Erdoğan’ın yakın çalışma arkadaşı Erol Olçok’un da bulunduğu şehitler vermesi bu mücadelenin ürünü. Vatan savunmasının ne kadar hayati olduğunun kanıtı.

25 yıldır siyasi danışmanlık yapıyorum. 17-25 Aralık darbe girişimi öncesi pek çok partinin, kurumun, örgütün kulağına su kaçırıldığına adım gibi eminim. Anlam vermekte zorlandığım pek çok siyasi hamle 17 Aralık günü gözümde açıklığa kavuştu. Bu kulaklar farklı partilere mensup, dost bildiği kimi adların “Ne işin var orada? Yakında ne Erdoğan kalacak, ne Ak Parti, ne Arter Ajans!” dediğini duydu. Bu gözler CHP grup toplantılarında yasadışı yollardan edinilip tahrif edilmiş “tapeler”in canlı yayınlandığını gördü. 17-25 Aralık’a dair yeni bir anlayışın başladığından söz etmek, bu mücadeleden habersizmiş gibi davranmak, FETÖ’nün propaganda aygıtına alet olmamış gibi yapmak, “Sende akıl yoksa üst akıldan söz edersin tabii” demek, kimse kusura bakmasın, siyasi fırsatçılıktır.

15 Temmuz’dan bu yana demokrasimizi güçlendirmek için büyük bir fırsat alanı açıldı deyip duruyoruz. Başbakan Yıldırım, Kılıçdaroğlu’nun grup konuşmasının akşamında çıktığı TV programında “Bu birlikteliği gözümüz gibi koruyacağız” deyip ekliyor: “Cumhurbaşkanımız 17 Aralık’tan sonra ‘Bu, Türkiye’nin beka meselesidir’ diye avazı çıktığı kadar bağırdı. Ne kadar insan buna kulak verdi? O günlerde muhalefet partilerimiz de dahil herkes bu işin ciddiyetini kavrasaydı, bu günlere gelmezdik.” Cumhurbaşkanı Erdoğan 14 Ağustos’ta “Artık 15 Temmuz öncesi gibi davranamayız” mesajını veriyor.

FETÖ’yle amansız mücadelenin sürdüğü, terörün tavan yapmaya çalıştığı, önemli dış politika gelişmelerinin olduğu, Türkiye’nin bütün kurumlarıyla yeniden inşa edildiği günlerde doğrusu budur. Ana muhalefetin bu fırsatı bir kez daha ıskalamaması dileğiyle.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (7)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.