Kartal hücumu unutamaz

Hakan Arslan

Beşiktaş şampiyonluk yolunda kazandığı büyük avantajı gerisin geri Fenerbahçe’ye teslim etti. Umarım yitirilen tek şey avantajdır, umarım serinkanlılık ve konsantrasyon kaybı da eşlik etmez buna. Takımın Kasımpaşa maçında sergilediği gerginlik ve tutukluğun bir daha tekrar etmemesi şart. Fenerbahçe’deki şampiyonluk gerilimi Osmanlıspor maçında aşikardı. Beşiktaş’ın Kasımpaşa karşısına daha beter gerilmiş halde çıkması ve oynama alışkanlıklarını unutmuş bir görüntü sergilemesi hem şaşırtıcı hem düşündürücü.

Kasımpaşa maçı öncesi 4 galibiyetlik bir serisi vardı Beşiktaş’ın. Son maçtaki olumsuz tabloyu okumadan önce, 4 maçlık bu seriye bir göz atmamız lazım. Beşiktaş, sırasıyla Eskişehir karşısında 17, Ç. Rize karşısında 21, Trabzon karşısında 18, Antalya karşısında 17 gol girişimi üretmişti. 4 maçın ortalaması 18,25. Yani, alıştığımız Beşiktaş. Bu 4 maçın ilk yarılarındaki gol girişimi sayılarını da veriyorum sırayla, bu da önemli çünkü: 10, 10, 9, 8. Yani, kendi oyun anlayışını daha maçın başından itibaren rakibine dikte eden bir Beşiktaş.

Hücum üretkenliği buharlaştı

Şimdi gelelim Kasımpaşa maçına. Bu maçın ilk yarısında kaç gol girişimi üretmiş Beşiktaş? Hepi topu 3 tane. “Efendim, Kasımpaşa özellikle 2. bölgede çok iyi pres yaptı,” denebilir. Mazeret değil, çünkü bu maç Beşiktaş’ın bu önlemle karşılaştığı ilk maç değil. Bu etkisizliğe rağmen, golü bulmayı da başarmış ve psikolojik üstünlüğü ele geçirme fırsatını yakalamışsın. 1,5 dakika içinde Beck-Boyko ortak hatasının ürünü bir gole boyun eğiyorsun. Beklenmedik bir durum, ama bu da mazeret olamaz. Sen Beşiktaş isen, oyununu rakibe dikte edeceksin.

Peki, Kasımpaşa maçındaki toplam gol girişimi sayısı ne Beşiktaş’ın? Sadece 9. Bu sayıyı yukarıdaki 18,25 sayısının yanına koyarsanız, Beşiktaş’ın neyi beceremediğini de anlarsınız. Tamam, hücumda bekleneni yapamadı Beşiktaş. Peki, savunmada önceki maçların çok uzağında mıydı? Hayır. İlk gol bireysel hata, 2. gol yerleşim hatasından. Ama savunma performansı pek değişmemiş Beşiktaş’ın. Yine önceki 4 maça bakalım: Bu maçlarda kalesinde gördüğü gol girişimi ortalaması 6. Kasımpaşa maçında bu sayı 10’a yükseliyor. İyi de nasıl? Dk. 82’ye kadar sadece 5 gol girişimi var Kasımpaşa’nın. Sonraki 5 girişim maçta filmin koptuğu son 10 dakikalık dilimde.

Beşiktaş böyle maçlar da oynadı, rakibin kaleye çok az gelmesine rağmen skor bulduğu maçlar. En taze örnek Akhisar ki orada da maçı çeviremedi. Bir farkla: Akhisar maçında gereken hücum üretkenliğini sergilemişti Beşiktaş, Kasımpaşa maçında bunu beceremedi. Beşiktaş’ın maç içinde biraz olsun silkindiği tek dönem dk. 61-69 arası. 3 gol girişimi üretmiş bu dönemde. Bir de oyun disiplininin koptuğu son 10 dakikada 3 gol girişimi var. Ama yukarıda belirttiğim gibi, Kasımpaşa da aynı dilimde 5 gol girişimi üretti.

Bireysel performans da tekledi

Kartal’ın hücum üretkenliğinin işlemez hale gelişinde bireysel performansların da rolü var elbette. Geçen haftaki yazımda oyuncu performanslarının belirleyici olacağını belirtmiştim. Son maçta hem solda İsmail-Olcay, hem sağda Beck-K.Frei o kadar etkisiz kaldı ki Quaresma’nın yokluğunda tüm yük Oğuzhan ve Sosa’nın bireysel becerisine bindi. O da olmadı tabii. Çünkü önde pres yapan, ileri üçlüsüyle orta üçlüsü birbirine yakın oynayan ve bu sayede etkili bir pas trafiği yakalayan Beşiktaş’ın yerinde yeller esiyordu.

Beşiktaş’ın deneyim eksikliği bu maçta iyice sırıttı. Artık Şenol Güneş’e büyük bir görev düşüyor: Takımı yeniden serinkanlı, ne yaptığını bilen ve konsantrasyonu tam bir hale getirmek. Şenol Hoca bunu başarırsa, bu büyük yaraya rağmen Beşiktaş’ın şampiyonluk ipini göğüslemesi işten bile değil vesselam.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.