En keskin teşhisle başlayayım: Beşiktaş Şampiyonlar Ligi’nde ilk iki maçında 6 puan alıyorken, Süper Lig’deki son iki maçında yalnızca 1 puan alıyorsa, ortada bir “öncelik sorunu” var demektir. Haydi, biraz yumuşatayım: “Şenol Güneş’ten böyle bir şey umamayacağımıza göre, özellikle oyuncu topluluğunda bir öncelik sorunu olabilir” diyeyim. Durum, belli bir bakışla, böyle yorumlanabilir.
Şimdi de tam tersinden bir başka keskin teşhis koyayım: Trabzonspor beraberliği Fenerbahçe maçında alınan tartışmalı yenilginin bir uzantısı, bir sonucudur. Beşiktaş’ın sahadışı saçmalıklarla üç önemli oyuncusundan yoksun bırakılmasının bedelidir. Lige kendince çekidüzen veren bir kafanın ürünüdür. Durum, başka bir bakışla, böyle de yorumlanabilir.
Kanımca gerçek bu iki keskin teşhisin arasında bir yerde. İki hafta önce şöyle yazmıştım: “Şimdi Fenerbahçe deplasmanı var, sonra içerde Leipzig ve Trabzonspor maçları. Beşiktaş bu 3 maçtan 9 puan çıkaracak kapasitede mi? Kesinlikle.” Beşiktaş kapasitesini tam anlamıyla kullanamadı. Kötü oynadığı Trabzonspor maçında skor 2-1 iken, Lens maçın kahramanlığına soyunmayıp solundaki Cenk’i görse çok rahat bir galibiyet alacaktı, alamadı. Öyleyse takıma etkiyen olumlu ve olumsuz öğeleri bir arada düşünme vaktidir şimdi.
Beşiktaş söz konusu hedefi yakalasa çok avantajlı bir sezon başlangıcı yapmış olacaktı, fırsatı tepti. Bu “sezon başı” kazasından çıkarılacak nice ders var. Uçlara savrulmadan. Bunu yapacak olan da Şenol Güneş’tir. Şenol Güneş yapar mı? Yapar. Hep olduğunca, güvenim tam.
HÜCUM ÜRETKENLİĞİ SORUNLU
Beşiktaş Trabzonspor karşısında sadece 10 gol girişimi üretebildi. İç sahada son üç sezonun en düşük rakamlarından biri bu. Hücum üretkenliği konusunda bu sezon bitiricilik ve skor üretme sorunu yaşıyor Beşiktaş. Ama belli ölçüde. Gelecek haftaki yazımda bunu ayrıntısıyla örnekleyeceğim. Şimdilik şunu söylemekle yetineyim:
Çok eleştirilen, ama daha yenilerde, Leipzig maçında 2. goldeki asistiyle düğümü çözüp takımı rahatlatan Quaresma Beşiktaş için çok değerli bir oyuncu. Son derbide olduğunca tutkusuna yenilmemeyi öğrenirse daha ötesini de yapacak: 3. Şampiyonluk gelirse, taraftarın kalbinde tarifsiz bir yeri olacak. O kapasiteye sahip mi? Kesinlikle.
Oğuzhan ve Atiba için de, mevki farklarına rağmen, aynı şeyi söyleyebilirim. Özellikle de Beşiktaş’a geldiği ilk günden beri hep ilk 11’de olması gerektiğini yazdığım Oğuzhan için. Yanında ister Sosa olsun, ister Talisca, fark yaratan Oğuzhan’dır. Derbideki kartını bir daha düşünmeli. Beşiktaş’ın Galatasaray derbisine varasıya oynayacağı maçlardaki rolünü de. Gereğini yaparsa Beşiktaş kolay yol alır.