ABD ve AB’ye açık mektup

Hakan Arslan

Türkiye ile ABD iki müttefik ülkedir. En azından biz böyle biliyoruz. Gerçi bu ittifak ilişkisini millet aleyhine ihlal ettiğiniz çok zamanlar oldu. En açıktan açığa olanı 12 Eylül darbesidir. Sizin çocuklar milleti hiçe saydı, kendilerince bir düzen kurdu. Üç yıl sonra da milletten gereken cevabı aldı. Millet erken öten horoza değil, bal yapan arıya rağbet etti. Örnekleri çoğaltmak istesek, saymakla bitiremeyiz. Ama merak etmeyin, öyle yapmayacağız.

Sadece bazı uyarı ve önerilerle yetineceğiz. İlk uyarımız çok basit aslında: Gün gelir, aramızdaki farkları anlamayı başarırsanız, bizimle çok daha sağlıklı ilişkiler kurabilir, müttefik tanımının hakkını verebilirsiniz. Kuruluş öykünüze ilişkin mükemmel filmler izledik, harika öyküler dinledik. Büyük Britanya’ya başkaldırdınız, Fransa’yı arkanıza aldınız, eyvallah. Ama göçmeni olduğunuz geleneğe sadık kaldınız, yönetsel yapınızı seçkinler üzerine kurdunuz. Ozan Carl Sandburg’un “The People, Yes!”, yani “Evet, Halk!” demesi boşunaydı biraz. Kendi seçkinlerinizi oluşturdunuz.

Kusura bakmayın, biz de okuduk ABD’li toplumbilimci C. Wright Mills’in “İktidar Seçkinleri” adlı yapıtını. Seçkin sınıflarınızı iyi tanıdık. Yalnız şu konuda yanıldınız, herkesi kendiniz gibi sandınız. Dediniz ki “Türkiye’nin seçkinleriyle iş tutarsak, gerisi kolaydır. Aman ilgimizi dağıtmayalım, dikkatimizi bu konuya verelim.” İyi de yaptınız o işi, takdir ederiz. Ama bizim milletimizi kendi halkınızla karıştırmak gibi bir hataya düştünüz.

***

Sakın ola ki ironik bir dil kullandığımı sanmayınız. Samimi bir uyarı bu. Vallahi de billahi de yanıldınız. Sizin seçkinleriniz ne düşündü bilemem, ama burada iyi ilişki kurduğunuz seçkinler bile milletin vatan savunmasına ayak uydurdu, destek verdi 15 Temmuz ve sonrasında. ABD yönetimi aymazlığa düşmüştür, görmemiştir, inanırım, ama bazı istihbarat unsurlarınızın arkaladığı sözde-seçkin cuntacı teröristler fena çuvalladı sizin alıştıklarınıza benzemez bu millet karşısında. Bu milletin demokrasi aşkını hiç mi hiç anlayamadınız. Lütfen bu durumu bir daha değerlendiriniz. İade meselesini ciddiye alınız.

Sıra geldi AB’ye, Avrupa’ya. Bu açık mektupta onlara düşen yer daraldı. Tıpkı Avrupa’nın 20. yüzyılda bir “ekonomik dev, siyasi cüce”ye dönüşmesinde olduğunca. Şunu demekle yetinelim: Belki başlangıçta birdi yolumuz Ortaçağ’ın dönemecinde. Siz feodalite üzerinden yükseldiniz, sonra bunu aşmak için Kral’dı, Hukuk’tu, Ulus-devlet’ti, bugüne erdiniz. Biz, yine kusura bakmayın, Fatih devrinde feodalitenin ipini kesiverdik. Başka bir yol tutuverdik, dönemin hakim gücü haline geldik. O yola, kendi bekanız söz konusuydu, haklısınız kendi açınızdan, çok dinamit döşediniz.

***

Son 150 yılda döşediğiniz dinamitlerin çoğu patladı da. Becerdiniz, gurur duyabilirsiniz. Ama bazı şeyleri değiştiremediniz. Ne siz, ne de bu ülkedeki ABD ve Avrupa değerlerine gönülden bağlı muhipleriniz. “Millet, vatan, bayrak” ayrı bir tanıma düştü gönlümüzde. Hele bir de “devlet” var ki geçmişte onun ezasını çokça gören nice kesimimiz, çoğu İslamcımız da dahil, en can alıcı günde üstüne titredi onun. Gün gelince, 15 Temmuz kalkışması yaşanınca, göğüslerini mermilere siper ettiler.

Şimdiden uyarayım sizi, halkın büyük bölümünün köylü olduğu günlerdeki Fransız devriminize benzemez bu. Kentleşmenin %90’a, bireyleşmenin yüzde bilmem kaça vardığı günlerde oldu bu Türkiye’de. O Türkiye ki nice yıllar önce tam üye yapsaydınız, sınırınız çoktan Suriye ile Irak’a varacaktı, bugün çok daha etkin ve yapıcı bir rol oynayacaktınız, siyasi cücelikten kurtulacaktınız. Olmadı, yapamadınız. Tarihsel yanılgılarınıza boyun eğdiniz. Bu millet 15 Temmuz’da kendine ve size tarihsel bir fırsat sundu. Lütfen çarçur etmeyiniz. Ne diyeyim bilemiyorum doğrusu, birazcık tarih okuyunuz. Birazcık Osmanlı’ya, Cumhuriyetimizin Kurucu Meclis’ine bakınız. Haydi, ona üşendiniz, 15 Temmuz gecesinin Meclis’ine bir göz atınız. Birazcık kafa yorunuz, stratejik akıl devşiriniz. Vallahi de billahi de sizi bağrımıza basacağız.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.