Cumhurbaşkanı seçilmek için gereken yüzde 50+1 oranının Türkiye’yi yoracağını söyleyen AK Parti’li eski bakan Faruk Çelik, “İlk turda yüzde 40 ve üzeri oy alan seçilsin” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, topu muhalefete attı.
Muhalefet, topa girmedi.
CHP ve İyi Parti’ye göre başkanlık sisteminin -parça parça değil- bir bütün olarak tartışılması gerekiyor.
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu da “bir kişiye bütün yetkileri verirseniz halkın iradesini yansıtamazsınız” yorumunda bulunarak, sistemin özüne ilişkin bir tartışmayı tercih ettiğini ortaya koydu.
“Yüzde 40’ı az söylemişler. AK Parti yüzde 10 barajına muhtaç hale gelecek” de dedi Karamollaoğlu.
Sosyal medyadaki AK Parti muhalifleri de daha ziyade bu zaviyeden bakıyorlar Faruk Çelik’in ‘40+1’ çıkışına.
Bunu AK Parti’nin paçalarının tutuştuğunun resmi olarak görüp, zevkten dört köşe oluyorlar.
Meseleye Erdoğan merkezli baktıkları ve Erdoğan’ın yüzde 50+1’i bulamama ihtimalinin ötesiyle ilgilenmedikleri için ‘Yaşasın yüzde 50+1!’ diye haykırıyorlar sevinçle.
Vur patlasın çal oynasın, gülüp eğleniyorlar.
Sabaha kadar dans, dans, dans….
‘Yönetim sistemiyle ilgili anayasa değişikliğinde ya hep ya hiç!’ minvalindeki açıklamalar ve gırla giden espriler arasında eğreti duracak, ama şu soruyu yine de sormuş olayım: Cumhurbaşkanlığı sisteminin muhtevasına yönelik eleştirilerden bağımsız olarak, cumhurbaşkanının seçilmesinde yüzde 50+1 şartının kaldırılmasını -mesela +1’in abartılı bir güç kazanması ihtimalini mümkün mertebe azaltmak gibi bir saikle- ciddi ciddi tartışmanın ne mahzuru olabilir?
***
T24’de konuyla ilgili bir haber-yorum şu cümlelerle bitiyor:
“Başkanlık sistemi dünyanın her yerinde iki turlu ve yüzde 50+1 modeli ile uygulanır. Tek bir istisna bile yok…”
Yanlış.
Meksika’da başkanlık seçimi tek turdur ve bizdeki belediye başkanlığı seçimlerinde olduğu gibi en çok oyu alan aday başkan seçilmiş sayılır; isterse oy oranı yüzde 20+1 olsun.
Arjantin’de başkanlı seçim iki turludur, ama ilk turda birinci gelen aday yüzde 45 veya üzeri oy almışsa ikinci tura gidilmez, o aday başkan olur. Yüzde 45 veya üzeri bile şart değil. Birinci gelen aday yüzde 40 veya üzeri oy almışsa, ikinci gelen aday ise onun en az 10 puan gerisinde kalmışsa, gene ikinci tura gidilmez; birinci gelen aday başkan olur.
Meksika modeli değilse de Arjantin modeli üzerinde durulmaya değer gibi görünüyor.
O modeli biraz değiştirerek uygulamak da söz konusu olabilir.
Mesela ‘İlk turda birinci gelen aday yüzde 45 veya üzeri oy almışsa başkan olur’ deyip geçmek yerine, en yakın rakibiyle arasında 10 puan fark olması şartı orada da aranabilir.
Böyle bir zihin jimnastiğinde fayda olsa gerek.
En azından zarar olmasa gerek.