Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la beraber depremin vurduğu Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesini ziyaret eden Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bu vesileyle toplanıp devlete seslerini duyurmaya çalışan vatandaşları azarladı.
“Böyle sloganlarla Sayın Cumhurbaşkanımızın ve diğer yetkililerin burayı ziyaretini sabote etmeye hakkınız yok!” dedi.
“SESSİZLİK OLACAK!” diye gürledi.
“DAĞILIN GİTSİN!” ve “İNDİRİN ŞUNLARI (pankartları)!” diye emretti.
***
Tepkiler gecikmedi.
Tepkilere tepkiler de gecikmedi.
Sosyal medyadaki bir ‘aydınlatma’ kampanyasına bakılırsa, mesele şundan ibaret:
“İDDİA: ‘Devlet Bahçeli depremzedeleri azarladı’ - DOĞRUSU: Devlet Bahçeli, böyle acılı bir günde ‘Elbistan il olsun’ pankartı asıp slogan atanlara tepki verip pankartı indirmelerini ve sessiz olmalarını söyledi.”
***
Böyle acılı bir günde “Elbistan il olsun” diye pankart açıp slogan atmanın münasip olup olmadığı elbette tartışılır ama hür toplumlarda böyle meşru talepleri “SESSİZLİK OLACAK!” diyerek bastırmaya kalkışmanın münasebetsizliği kesin.
Orada cumhurbaşkanı ve diğer yetkililer protesto da edilebilirdi.
Protesto haklı da olabilirdi haksız da olabilirdi.
Her halükârda demokratik bir hakkın kullanılması olurdu bu.
Yadırganabilirdi, eleştirilebilirdi ama “SESSİZLİK OLACAK!” diye gürlemek o zaman de kabul edilemezdi.
***
Ne demek “SESSİZLİK OLACAK”?
Hür toplumlarda sessizlik mi olur?
Elbette ve daima ses olacak.
Beğendiğin ses de olacak beğenmediğin ses de olacak.
Çok seslilik ilkesini çekip alsanız demokrasi mi kalır?