HABERTÜRK TV’deki Enine Boyuna programına katılan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Suriyeli muhacirlerle ilgili bir soru üzerine dedi ki:
“Suriye konusunda bizim dahlimiz, yani Türkiye’yi yönetenlerin dahli var. Durup dururken Suriye’nin iç işlerinde ne işimiz vardı hiç anlayamadık ve Suriye’de taraf olduk, demokrasi getirmeye kalkıştık. Güzel iyi hoş da bir türlü de o demokrasi gelmedi. Milyonlarca insanın, Türkiye’ye gelenin dışında Ürdün’e ve diğer yerlere de gidenler var, evinden barkından olduğu bir sistem…”
Bunu nasıl anlamalıyız?
Hicret furyasını, Türkiye’yi yönetenlerin Suriye’de taraf olmasına mı bağlıyor Meral Hanım?
Türkiye’yi yönetenler Suriye’de taraf olmasaydı bu hicret furyasına yol açan iç savaş yaşanmazdı demeye mi getiriyor?
Öyle değilse şayet, ne demek istediğini ilk fırsatta izah etmesi iyi olur.
Öyleyse şayet, kendisine hatırlatmak isterim:
Der’a şehrinde bir grup çocuğun korkunç işkencelerden geçirilmesi üzerine 15 Mart 2011’de başlayan protesto gösterileri kısa sürede Suriye sathına yayıldı, kitleler “Eşşaab yurîd ıslah’an’nizam” (Halk yönetimin ıslahını istiyor) diye haykırdı, hürriyet ve adalet talebini kan deryasında boğmaya çalışan Beşşar Esed’den ümit tamamen kesilince o sloganın yerini “Eşşaab yurîd ıskat’an’nizam” (Halk yönetimin yıkılmasını istiyor) sloganı aldı ve sivil göstericilere ateş açmayı reddedip rejimin ordusundan firar eden askerlerin öncülüğünde silahlı devrim hareketi başladı; hicret furyasına yol açan bu süreçte Türkiye’yi yönetenlerin Suriye’ye “müdahale”si Beşşar Esed’e ‘’Yapma etme’, muhaliflere de ‘Ne olursa olsun barışçıl tepkilerin ötesine geçmeyin’ demekten ibaret kaldı; Hür Suriye Ordusu’nun resmî kuruluş tarihi 29 Temmuz 2011 ama dönemin dışişleri bakanı Ahmet Davutoğlu 9 Ağustos 2011’de hâlâ barışçıl çözüm için Şam’da Esed’e dil döküyordu… Türkiye kesin olarak Esed’in aleyhine döndüğünde olan çoktan olmuş, Suriye’yi iç savaşa sürükleyen süreçte geri dönülmez nokta çoktan geçilmişti…
Hal bu iken, yaşanan facianın faturasını “Türkiye’yi yönetenler”e (AK Parti iktidarına) çıkarmak hangi mantığa sığar?
***
“Türkiye’yi yönetenler”le ilgili anlamsız şerhi bir yana; Meral Akşener’in o programda Suriyeli muhacirler hakkında söylediği şeyler, İYİ Parti’nin bu konuda şimdiye kadar sergilediği tavırdan müteessir olan insaf ve vicdan ehli için sevindiriciydi.
Meseleye insan odaklı bakmaktan söz etti, sığınmacıların masumiyetini ve onlara kötü nazarla bakmanın yanlışlığını vurguladı, Suriye’ye dönüşün güvenlik garantisine bağlı olduğuna dikkat çekti (‘Bu hususta Suriye yönetimiyle muhakkak görüşülmeli’ dedi), “silah zoruyla otobüslere, trenlerle bindirmekten söz etmiyorum” diye özellikle belirtti, dönüşün teşvik edilmesi ama Türkiye’de kalacak olan Suriyelilerin entegrasyonu için de çaba gösterilmesi gerektiğini söyledi Akşener.
Başka bazı İYİ Parti yöneticilerinden duymaya alıştığımız “PEGİDA”vari tüyler ürpertici açıklamalardan sonra ilaç gibi geldi bu sözler.