Geçen yazımda yaptığım gibi bu yazımda da bir Fas hatırası paylaşmak istiyorum.
Önce girizgâh:
2008 senesinde Ramazan ayının bir haftasını dört arkadaşımla beraber Fas’ta geçirdim.
Ramazan ayında Fas tepeden tırnağa oruç ülkesi.
Açıktan oruç yiyen bir tek Faslıya bile rastlamadık.
Gündüz vakti lokantalarda ve kafeteryalarda sadece turistler yiyip-içiyor, onların masalarında oturan Faslılar varsa da önleri muhakkak boş.
Turistlerin uğramadığı semtlerin üzerine iftar vakti müthiş bir ıssızlık çöküyor.
Orucu evde ailece açmak tercih ediliyor.
Şu veya bu sebeple eve gitmeyenler veya gidemeyenler için lokantalarda ‘standart’ iftar servisi yapılıyor.
İftar menüsü ülkenin her yerindeki her lokantada aynı:
Nohutlu ve safranlı Harira çorbası, üç-beş hurma, haşlanmış yumurta, bazlama ve süt yahut meyve suyu.
İftar denince sadece ve sadece bu anlaşılıyor.
“İftarda kebap yiyeceğim” yahut “kuru fasulye yiyeceğim” yok yani.
İftar = Harira ve şürekâsı.
Başka bir şey yemek istiyorsanız iftar vaktinin geçmesini bekleyeceksiniz, çünkü iftar vaktinde sadece yukarıda mezkûr menü servis ediliyor.
Bu, değişmez ve değiştirilmesi teklif dahî edilemez kanun gibi bir şey.
Esas yemeği iftar vaktinden en az bir veya bir buçuk saat sonra yiyor Faslılar.
Daha ziyade teravih namazından sonra.
(Sahur sofraları da pek mütevazı; iftar sofrasının çorbasız olanı.)
***
Şimdi hatıraya geçelim:
Bir akşam iki arkadaşımız “İçimiz-dışımız Harira oldu, bu akşam iftarımızı McDonald’s’ta hamburgerle açacağız” dedi.
Onları McDonald’s’a bırakıp geleneksel bir Fas lokantasına geçtik.
Yemeğimizi yiyip kahvemizi içtikten sonra arkadaşlarımızı almak için McDonald’s’a geri döndük ki ne görelim?
Arkadaşlarımız hâlâ açlıktan kıvranıyor!
Meğerse ‘değişmez ve değiştirilmesi teklif dahî edilemez kanun’ orada da geçerliymiş.
Faslı McDonald’s çalışanları “Hamburger iftardan sonra” demişler.
Bizimkiler “Ama biz iftarda hamburger yemek istiyoruz” diye üstelemişlerse de, Faslı çalışanların algı kapıları böyle bir şeye kapalıymış.
-İftar istiyor musunuz, istemiyor musunuz?
-İftar olarak hamburger istiyoruz.
-Nasıl yani?
-Öyle işte.
-İftarda Harira çorbası, hurma, yumurta var.
-Başkalarına onları verin, biz hamburger istiyoruz.
-Hamburger iftardan sonra dedik ya.
-Ama biz…
-İftar istiyor musunuz, istemiyor musunuz?
-Hamburger…
-Hamburger için bekleyeceksiniz. Bakın, iftar bekleyen müşteriler var, önce onların siparişlerini karşılamamız lazım.
Arkadaşlar beklemiş, beklemiş, beklemiş, ama geleneksel iftar servisi bittikten sonra da hamburgerlerine kavuşamamışlar.
Zira bu sefer de McDonald’s çalışanları oruçlarını açmak için hizmete ara vermişler.
İftardan sonra da kahve faslına geçmişler.
Biz geldiğimizde arkadaşlarımız o faslın bitmesini bekliyorlardı, dişlerini gıcırdatarak.
Tabii ki ondan sonra bir daha böyle bir maceraya girmediler.
Harira ve şürekâsına devam…