Sanırdınız milletin en büyük derdi başkanlık sistemi, en büyük arzusu güçlendirilmiş parlamenter sistem.
Sanırdınız Erdoğan’ın arkasındaki muazzam halk desteği soğan fiyatının düşüklüğü ile kaim.
Sanırdınız “bu ucube sistem” ve soğanın pahalılığı Erdoğan’ın tabanını erim erim eritir.
Sanırdınız Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığı garanti, Millet İttifakı’nın parlamento çoğunluğu da garanti, sadece 360’ı bulacaklar mı bulmayacaklar mı, orası şüpheli.
Tepetaklak düşecekti Erdoğan...
Yerlerde sürünecekti Cumhur İttifakı…
Öyleydi hava, Altılı Masa ve Millet İttifakı’nda.
Buyurun şimdi:
Erdoğan, AK Parti’nin iktidara gelişinden 21 sene sonra, onca yıpranmışlığa ve bunca ekonomik sıkıntıya rağmen hâlâ muhalefete -hem de birleşik muhalefete- pösteki saydırabiliyor.
Kılıçdaroğlu’na dört beş puan fark attı, mutlak çoğunluğu kıl payıyla kaçırdı.
Üstelik Cumhur İttifakı mecliste yine çoğunluk.
İkinci tura büyük avantajla giriyor Erdoğan.
Muhalifleri bu tabloyu derinlemesine inceleyerek dersler çıkarmalı.
Davutoğlu, Babacan ve Karamollaoğlu’nun derine inmesine gerek yok; geldikleri yeri hatırlamaları yeterlidir niye böyle olduğunu anlamaları için.
Erdoğan’ı başkanlık sisteminin sorunlu haline ve soğanın pahalılığına bakmadan destekleyen kitlelerin bu ülkeye dair ülkülerini, istikbal tasavvurlarını, geçmişten mütevellit kâbuslarını ve -‘olmazsa olmaz’larıyla beraber- ‘olursa olmaz’larını hatırlamaları yeterlidir.