Milli iradeyi askerî darbe marifetiyle ezmeye kalktılar, meclisi bombaladılar, halkın üstüne tank sürdüler, hürriyet için sokağa dökülen insanlarımızdan 240’ını katledip binlercesini yaraladılar, ama kendilerine sorsanız onlar İmam Hüseyin (radıyallahu anh) gibi mazlum, AK Parti iktidarı ise müstebit Emevi!
İnanılır gibi değil ama sağda solda “Emevi diktatörlüğü”nden şikâyet ediyorlar, evet!
Kendilerini Hüseynî kıyamın erleri gibi takdim ediyorlar; inanılır gibi değil!
***
Emevi camilerindeki kürsülerde Ehlibeyt’e sövülürken ayağa kalkıp itiraz ettiklerini tahayyül edebilir miyiz bunların?
İmkânsız, değil mi?
Ama F.Gülen’in o kürsülerden birinde Yezid’in gözüne girmek için Ehlibeyt’e sataştığını tahayyül etmekte hiç zorlanmayız.
“O korkunç günde Kerbela’da İmam Hüseyin’in yanında duran F.Gülen ve adamları” imkânsız bir tasavvurdur; Yezid’in askerlerine yalakalık ettiklerini gayet net bir şekilde gözümüzün önüne getirebiliriz ama.
Bırakın İmam Hüseyin’in yanında durmayı, hatta yanından ve dahî uzağından geçmeyi, Emevi rejimiyle başı hoş değil diye İmam-ı Azam Ebu Hanife’nin bile semtine uğramazdı bunlar.
Sormak lazım bunlara:
Siz ne ara Hüseynî oldunuz?
Erbakan’a ve bütün 28 Şubat mağduru Müminlere karşı Çevik Bir’in yanında yer alanlar değil misiniz siz?
Erbakan’da Yezid’i, Çevik Bir’de İmam Hüseyin’i mi görmüştünüz?
Subhanallah!
Kanlı diktatör Hüsnü Mübarek’in faziletlerini anlatıp duruyordunuz, mazlum İhvan-ı Müslimin’i yerden yere vuruyordunuz; İhvan-ı Müslimin de mi Yezid, Mübarek ve Sisi de mi İmam Hüseyin?
Allah rızası için söyleyin; nerede hangi zalim Yezid’e karşı hangi mazlum Hüseyin’in yanında yer aldınız da kendinizi Hüseyin gibi gösterip muarızınıza Yezid demeye cüret edebiliyorsunuz?
12 Eylül ve 28 Şubat cuntalarından Mübarek diktatörlüğüne kadar hangi istibdat rejiminin dümen suyunda gitmediniz de kendinizi ezilen Ehlibeyt taraftarlarıyla aynı kefeye koyup AK Parti’yi müstebit Emevilere benzetebiliyorsunuz?
(“Müstebit Emeviler” derken Ömer İbn Abdülaziz’i tenzih ederim.)
***
“Firavun” tezviratı da devam ediyor tabii.
Cumhurbaşkanı Erdoğan firavunmuş; demek ki teröristbaşı F.Gülen, Hazret-i Musa’nın (aleyhisselam) pozisyonunda; hâşâ!
Firavun gibi kendi kendini ululayan Kenan Evren’in karşısında un ufak oldu, ona methiyeler düzdü F.Gülen.
Müminlerin tepesine Firavun gibi binen 28 Şubat cuntasına en derin hürmetlerini suna suna bir hal oldu.
Allah’ın tesettür emrini yerine getirdiği için Merve Kavakçı’ya Firavun gibi “haddini bildirmeye” kalkışan Bülent Ecevit’i yere göğe sığdıramadı.
Firavun’un yolundan giderek Müminlerin soyunu kırmaya teşebbüs eden Siyonist işgal rejimini meşru ve muteber bir otorite olarak selamladı.
Firavun’un pozisyonundaki kimselerle Hazret-i Musa yahut onun ümmetinin pozisyonundaki kimseler nerede karşı karşıya geldilerse, orada muhakkak Firavun’un pozisyonundaki kimselerin yanında yer aldı.
Firavun’un çağımızdaki izdüşümlerinden hiçbirine, kesinlikle hiçbirine Firavun demedi.
Bu sıfatı layık gördüğü bir tek kişi var, o da Firavnî düzenin surlarında açtığı gediklerle Müminlere nefes aldıran Recep Tayyip Erdoğan!
***
Yezidî zulüm yolunun asıl takipçisi, Firavnî düzenin de asıl mümessili FETÖ’dür.
15 Temmuz, ondan evvel de 17/25 Aralık, Yezidî ve hatta Firavnî bir darbe teşebbüsüydü.
Yezid’lerin maddi gücü karşısında gözleri kamaştı, Firavun’ların sahte ilahlığına kandılar, onlarla iş tutunca sırtlarının asla yere gelmeyeceğini zannedip bu ülkeye ve Ümmet-i Muhammed’e pervasızca saldırdılar; milli irade tokmağını kafalarına yiyip 1.80 yere serilince de saçma sapan şeyler sayıklamaya başladılar.
Durum bundan ibaret, vesselam.