Erdoğan Afrika’ya niye gitti?

Hakan Albayrak

Afrika’da ne işimiz var?” diye soruyor adam. Kendi fakirliğimiz yetmezmiş gibi bir de Afrika’nın fakirliğini mi paylaşacakmışız!... Memleket yangın yeriyken Cumhurbaşkanı Erdoğan Tanzanya’ya, Mozambik’e, Madagaskar’a niye gitmiş ki!... Hakan Albayrak da dalga mı geçiyormuş ne yapıyormuş başkanlık sistemi tartışmasının orta yerinde Afrika’yı yazarak!…

Pardon kardeş; İngiltere’nin, Fransa’nın, ABD’nin derdi seni mi gerdi? Bir sakinleş hele. Dur sana bir şey anlatayım: Afrika açılımı kapsamında diplomatik ilişki kurduğumuz bir Afrika ülkesindeki ilk büyükelçimiz, göreve yeni başladığı günlerde, o ülkedeki İngiliz büyükelçisine nezaket ziyaretinde bulunmuş. Hoşbeşten hemen sonra, İngiliz, bizimkine, “Türkiye burada niye elçilik açıyor?” diye sormasın mı? Türkçesi: ‘Çarkımıza çomak sokmaya geldiğinizin farkındayız. Ayıp oluyor ama!’

Buyur kardeş, buradan yak.

***

Afrika’nın fakirliği emperyalist bir yalan. Aslında bütün dünyayı satın alacak kadar zengin Afrika. Altın, elmas, platin, krom en çok bu kıtada bulunuyor. Cep telefonlarının, dizüstü bilgisayarların, “playstation”ların yapımında kullanılan koltan minerali de öyle. Petrol de var. Doğalgaz da var. Var oğlu var, ama geçmişte kolonyalistler Afrika’nın zenginliklerini Afrikalılara yar etmedi, şimdi de neokolonyalistler / emperyalistler yar etmemeye çalışıyor. İstiyorlar ki biz “Fakir Afrika” yalanıyla oyalanırken kendileri bu muazzam serveti rahatça talan edebilsinler. Afrika’yla “Kazan-Kazan” esasına dayalı bir işbirliği de neymiş? İcat çıkarmasın Türkiye! Aç ve susuz Afrika’ya gıda yardımı neyine yetmiyor!

Aç ve susuz Afrika deyince… Dünyanın tarıma elverişli olup da henüz ekilmemiş topraklarının yarısının Afrika’da olduğunu biliyor muydunuz? Ya Afrika’nın yenilenebilir su kaynaklarının daha onda birinin bile değerlendirilmediğini? Şimdi Türkiye kalkmış TİKA-MİKA vasıtasıyla tarım, sulama, hayvancılık projeleri geliştirerek Afrikalıların elinden tutuyor. Olacak şey mi?

Ondan sonra da Recep Tayyip Erdoğan, Afrikalılara hitap ederken, tam bir gönül rahatlığıyla, “Afrika için çözümler yine bu topraklardan çıkacaktır. Türkiye, diplomatik desteğin yanında Afrika’ya yapılan yardımlarda da en ön sıralarda yer alıyor. Zira biz paylaşmanın bereketine inanan insanlarız. Milletimizin tarihinde Afrika’da sömürgecilik lekesi yoktur. Afrika ile ilişkilerimize Kazan-Kazan ilkesiyle yaklaşıyoruz” diye konuşabiliyor ve inandırıcılık konusunda hiçbir sıkıntı çekmiyor tabii.

Ve Afrika’nın kapıları Türkiye’ye bir bir açılıyor.

***

2003’te Afrika’da sadece 12 büyükelçiliğimiz vardı. AK Parti hükümetinin Afrika açılımı sayesinde bugün 43 büyükelçiliğimiz var... Ankara’da sadece 10 Afrika ülkesi büyükelçilik seviyesinde temsil ediliyordu. Şimdi 53 Afrika ülkesi temsil ediliyor... Türk Hava Yolları Afrika’da sadece 10 yere uçuyordu. Şimdi 47 yere uçuyor… Bu süreçte 40 kadar Afrika ülkesiyle ticari ve ekonomik işbirliği, 17 Afrika ülkesiyle yatırımların karşılıklı teşviki ve korunması, 8 Afrika ülkesiyle çifte vergilerin önlenmesi anlaşmaları imzaladık, 19 Sahraaltı Afrika ülkesiyle iş konseyleri kurduk, üstüne bir de Afrika Kalkınma Bankası’na üye olduk… Veeeee, buraya çok dikkat et “Afrika’da ne işimiz var?” diye soran kardeşim, Türkiye ile Afrika ülkeleri arasındaki ortak ticaret hacmi yıllık 5 milyar dolar civarından 25 milyar dolar civarına çıktı. Bunun aşağı yukarı 15 milyar doları ihracat, 10 milyar doları ithalat. Elde var 5 milyar dolar. Fena mı? Öte yandan, Afrika’daki yatırımlarımız 6 milyar dolar seviyesine ulaştı. Uzun vadede on milyarlarca dolarlık gelir için zemin hazırlandı. Ve bunlar daha başlangıç. Aysbergin ucu sadece. Potansiyelin belki onda biri, belki yirmide biri. “Allah bereket versin” desene!

Erdoğan’ın Tanzanya’da, Mozambik’te, Madagaskar’da yapmaya çalıştığı şeylerden bir tanesi (öbürlerinden anlamazsın), Afrika’nın Türkiye ekonomisine katkısını çoğaltmak. Neticede senin refahını artıracak bir gayretten bahsediyoruz yani. Niye kızıyorsun?

***

Şu da var ki, maruz kaldığımız terör furyasının ve siyasi iklimimizi fena halde sertleştiren sistem tartışmalarının bizi içimize kapatacağını umanlara çok güzel bir nanik oldu Erdoğan’ın bu Afrika seyahati.

Evet, içimize kapandığımızda kendi kendimizi tüketeceğimizi biliyoruz efendiler!

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (25)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.