Türkiye sınırına dayanan Bağdadi Grubu (DAİŞ yahut DEAŞ veya IŞİD), şehirlerimize ölüm yağdırıyordu.
Bu korkunç belayı sınırımızdan def etmek için Türk Silahlı Kuvvetleri’nin acilen harekete geçmesi gerekiyordu.
Ne var ki Türk Silahlı Kuvvetleri’nin üzerinde 15 Temmuz’un ağır yükü vardı.
Belini kırabilecek kadar ağırdı bu yük.
O haliyle Suriye cephesine yönelmesi ilk bakışta akıl kârı değildi.
FETÖ ve müttefiklerinin kanlı darbe teşebbüsünden sadece 40 gün sonra…
Subay kadrolarının darmadağın olduğu ve askeriyede kargaşanın hüküm sürdüğü bir dönemde…
Olacak şey miydi bu?
Askerlerimizin hiç tanımadığı bir arazi söz konusuydu üstelik.
O arazide Türk Silahlı Kuvvetleri’ne dayanak teşkil edecek olan Hür Suriye Ordusu unsurlarının kifayetsizliği de cabasıydı.
Ama bıçak kemiğe dayanmıştı işte.
Kemiğe dayanmakla kalmamış, onu kesmeye başlamıştı.
Beklemenin faturası, milletin ödeyemeyeceği kadar kabarık olacağa benziyordu.
İlgili bütün tecrübeler acilen seferber edildi, harekât planı acilen hazırlandı ve ‘Baskın basanındır’ şiarıyla acilen harekete geçildi…
***
24 Ağustos 2016, sabah saat 04:00…
Fırat Kalkanı Harekâtı başlıyor…
İlk hedef, Cerablus’u Bağdadi Grubu’ndan kurtarmak…
“Allah utandırmasın” diyoruz ve Allah utandırmıyor.
Askerlerimiz (Türkiyeli ve Suriyeli askerlerimiz) 15 saat sonra Cerablus’un merkezinde.
Hızları başımızı döndürüyor, sevinçten ne yapacağımızı şaşırıyoruz.
Sonra Dabık zaferi…
Ardından El Bab’a yöneliş…
Bağdadi Grubu’nun Suriye’de Rakka’dan sonraki en büyük kalesiydi El Bab.
Fırat Kalkanı’na esas mukavemeti orada göstereceği söyleniyordu ve öyle de oldu.
Çok ama çok zorlu bir savaş yaşandı orada.
Öyle zorlu ki, Türkiye’nin ve Suriye Devrimi’nin düşmanları ‘Fırat Kalkanı düşmüştür’ diye bayram ettiler.
Ama düşen, suya düşen, onların hayalleri oldu.
Şehitlerimizin kanı yerde kalmadı.
Cenab-ı Hak, dualarımızı kabul etti.
El Bab da Bağdadi Grubu’nun terör rejiminden kurtarıldı.
24 Şubat 2017 itibarı ile El Bab, Türk Silahlı Kuvvetleri ve Hür Suriye Ordusu’nun kontrolünde.
Allahu ekber ve lillahi’l hamd.
***
Emekli Tuğgeneral İhsan Başbozkurt, El Bab zaferini Yeni Şafak’a şöyle değerlendirmiş:
“El Bab’da ikinci bir Çanakkale Destanı yazıldı. Türk Ordusu 15 Temmuz FETÖ darbe girişiminden dolayı yıpranmış, emir komuta sisteminde ve komuta kademesinde büyük sıkıntılar yaşamış, askerlerin bile birbirine güvenmediği bir ortamda, Türkiye Cumhuriyeti Devleti siyasi otoritesinin vermiş olduğu kararı başarıyla yerine getirdi. Türk halkının, milletinin, gencinin genindeki askerlik ruhu harekete geçirildi, iman gücüyle başaracağız denildi ve El Bab’da Çanakkale ruhunu bir kez daha yeşertti. Tüm bu başarılı taktik ve stratejik unsurlara baktığımızda, El Bab başarısı, Türkiye Cumhuriyeti devletinin kendisine aittir. Bab destanı inşallah Münbiç’te, ondan sonra da Tel Rıfat’ta, Tel Abyad’da, Resulayn’da, Haseke’de taçlanacaktır. Türkiye’nin Fırat Kalkanı’ndaki bu başarısı, bugün Rakka Operasyonu için Türkiye’nin kapısının çalınmasının asıl nedenidir.”
***
Kahraman askerlerimizi cân-ı gönülden tebrik ederiz.
Gazaları mübarek olsun, yeni zaferlerin kapısını açsın.
Amin.