Gaziantep’te bir düğüne bombalı saldırı düzenleyerek onlarca insanımızı hunharca katleden alçaklar PKK’lı mı yoksa Bağdadi Grubu’ndan mı?
Saldırıyı duyan herkesin ilk sorduğu soru bu.
Bu sorunun PKK için mi yoksa Bağdadi Grubu için mi daha utanç verici olduğuna PKK ve Bağdadi Grubu kendi aralarında karar versin.
Al birini, vur ötekine.
Sonra ikisini alıp FETÖ ile tokuştur.
Ardından da üçünü alıp CIA ve Mossad ile…
‘Erdoğan Türkiyesi mahvolsun da nasıl olursa olsun’ diyerek Türkiye’ye yönelik her saldırıya çanak tutan Avrupa Birliği’ni de unutma.
İlk ve son tahlilde muhatabımız dünya sisteminin ağalarıdır.
***
Kapana mı kısıldık?
Hayır, biz onları kapana kıstırdık.
Haklılığımızla kuşattık onları.
Kahpe düzenlerinin bekası için bütün güçlerini seferber edip kuşatmamızı yarmaya çalışıyorlar.
Türlü çeşit ideolojik zulümleri ve ırkçı dayatmaları sona erdirerek devletle millet arasındaki uçurumu kapatan, İslam dünyası için hürriyet ve adalet istinatgâhı haline gelen, Sykes-Picot sınırlarını aşındıran ve “Dünya 5’ten büyüktür” şiarıyla uluslararası sisteme meydan okuyan Yeni Türkiye payidar olmasın ki emperyalizmin manevra alanı daralmasın ve yeni bir dünya düzeni kurulmasın diye çırpınıyorlar yıllardır.
Operasyon üstüne operasyon…
367 tezgâhı, 27 Nisan muhtırası, AK Parti’ye kapatma davası, 7 Şubat MİT krizi, Gezi olayları, 17/25 Aralık bürokratik darbe teşebbüsü, 6-7 Ekim provokasyonu, bombalı hendeklerle “öz yönetim” ilanları, şehirlerde katliam…
Bunlardan netice alamayınca gözlerini tamamen karartıp Türk Silahlı Kuvvetleri vasıtasıyla Türkiye’nin yönetimine el koymaya ve bizi iç savaşa sürüklemeye karar verdiler, ama o hesapları da tutmadı.
Bütün muharebeleri biz kazandık, onlar hep kaybettiler.
En büyük kozlarını da oynadılar ve yine kaybettiler.
Üstelik, 15 Temmuz kıyamıyla kendimizi çok daha güçlü bir şekilde yeniden üretmemize vesile oldular.
Öfkeden kudurmasınlar da ne yapsınlar şimdi?
Son terör dalgası bu öfkenin ifadesidir.
Ve bir umudun ifadesi: “Türkiye’nin 15 Temmuz gecesi kazandığı o müthiş özgüveni sarsabilir miyiz acaba?”
***
Yağma yok!
Her güçlükle beraber bir kolaylığın olduğuna iman etmişiz biz.
Bunu mütemadiyen tecrübe de ediyoruz.
Son senelerde atlattığımız onca badireden sadece bir tanesi on tane ülkenin canına okumaya yetebilirdi ama biz hepsini gücümüze güç katarak atlattık elhamdülillah.
Bu da geçer Yâ Hû!
Rabbimizin sonsuz nimetlerine şükürle devam ediyoruz yolumuza.
“Nasrun minallahi ve fethun karîb.”