Bismillah

Hakan Albayrak

Neredeyse 48 yaşındayım, ama hâlâ “genç yazar” diye anıldığım oluyor. Aşağı yukarı 30 senedir basın camiasındayım, yazıp çiziyorum ama “Sen de nereden çıktın?” tepkisiyle karşılaştığım da oluyor hâlâ. Kendimi yeniden tanıtmam icap ediyor zaman zaman. Karar’da bu işi peşinen yapayım.

Bu dünyaya 1968 senesinde Almanya’da geldim. Ziya ve Gülbeyaz Albayrak’ın oğluyum. Kuzey Kafkasya kökenli bir Kayseriliyim. İmam-Hatip’te, düz lisede ve ticaret lisesinde okudum, lise sonun ikinci haftasında okulu bıraktım. Okul hayatımın son senesinde Zaman Gazetesi’nde (“cemaat gazetesi” olmadan evvel) çalıştım. Zaman ekibine 26 Aralık 1986’da Almanca mütercimi olarak katıldım, sonra sayfa sorumlusu oldum ve Mart 1987’den itibaren Werner Hugo mahlasıyla köşe yazıları da yazdım. Ekim 1987’de nihayete eren Zaman macerasını, Ömer Lütfi Mete’nin yönetimindeki Belde gazetesi, Mehmet Ali Zengin’in efsanevi Andırın Postası, Nihat Genç’le beraber çıkardığımız Çete Dergisi, mahalli Konya matbuatından Merhaba Gazetesi ve İhlas Haber Ajansı takip etti. 1994’te İHH’nın Saraybosna temsilciliğini yaptım. 1995’te Yeni Şafak’ın kurucu kadrosunda yer aldım ve 1998’e kadar bu gazetede yazdım. 1998’den 2006’ya kadar çeşitli aralıklarla Milli Gazete’de sürdürdüm köşe yazarlığını. O arada (Eylül 2000) Gökhan Özcan’la beraber haftalık Gerçek Hayat dergisini çıkardık. 2004’te “Atatürk’e hakaret”ten 6 aylığına hapse girdim. 2006’da Yeni Şafak’a döndüm. 2013’te Eyüp Gökhan Özekin’le beraber haftalık Sancaktar Dergisini neşrettik. Mustafa Karaalioğlu döneminde Star’da da yazdım. Geçen sene Diriliş Postası’nda bulundum. Halen Müstakil Gazete’nin yayın yönetmeni ve yazarıyım. Şimdi bir de Karar çıktı işte.

Sancaktar’ın “Hürriyet, Adalet, İttihad-ı İslam” başlıklı kuruluş beyannamesi benim de arz-ı halimdir:

‘Atatürkçülük’ yahut ‘Kemalizm’ denilen davaya külliyen karşıyız. Bunun Arap, Kürt vs. versiyonlarına da karşıyız. ‘Lailaheillallah’ın gereği olarak putların yıkıldığı, diktatörlüklerin mahvolduğu ve kula kulluk dayatmalarının sona erdiği bir İslam dünyası istiyoruz.

Müslim veya gayrimüslim, herkes için hürriyet ve adalet peşindeyiz.. Zulme uğrayan herkesin -isterse kendi din kardeşimizin zulmüne uğrayan kâfir olsun- imdadına koşmak gerektiğine inanıyoruz.

İttihad-ı İslam idealine bağlıyız. Federasyon, konfederasyon, Avrupa Birliği ve elbette Osmanlı gibi modellerden ve tecrübelerden istifade ile, günümüz şartlarına uygun bir İslam birliğinin nasıl tesis edilebileceği üzerinde kafa yoruyoruz.

Irk, ulus ve mezhep taassubunun ümmet deryasında boğulduğunu görmek için yanıp tutuşuyoruz. Bununla beraber her ırk ve mezhebin kendine münhasır özelliklerle var olmasını, hiçbir baskıya ve kısıtlamaya maruz bırakılmadan varlığını sürdürmesini ümmet için bir zenginlik telakki ediyoruz.

Kürt Meselesi’ne bakışımız özetle şöyledir: Kardeşlik hukukunun ihyasını arzuluyoruz ve bunun ancak kibirden arınmak, ulus devlet anlayışının çizdiği psikolojik sınırları aşmak ve Kürt Açılımı’nı anadilde eğitim gibi radikal ufuklara taşıma cesaretini göstermekle mümkün olabileceğini düşünüyoruz.

Emperyalizme ve Siyonizm’e karşı mücadele azmindeyiz. Anti emperyalizm kisvesi altında (isterse gerçekten anti emperyalizm adına olsun) masum insanların incitilmesini ise reddediyoruz.

Öte yandan, emperyalistlere haşa ilahi güçler atfedilmesinden nefret ediyor ve onlarla ilgili komplo teorilerinden ziyade kendi projelerimizi konuşup olgunlaştırmamız gerektiğini düşünüyoruz. Hikâyenin merkezine emperyalistleri değil kendimizi yerleştiriyoruz.”

Selamun aleyküm. Cümleten merhaba.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (75)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.