Mağribli çocuklar şiirini galiba 1996’da yazmıştım.
Bilmeyenler için:
her şey bir rüzgâra bakıyor ağabey
bakma esrar çekip mayıştıklarına
bir gün var ya bu mağribli çocuklar
bir gün yakacaklar paris’i
İlk olarak Yeni Şafak’taki köşemde, sonra -2000’de basılan- Ebuzer adlı kitabımda yayımlanan bu şiir, 2005’te Paris’in kenar mahallelerindeki Mağribli gençler ayaklanınca epey kıymete binmişti.
Televizyonda hakkında program bile yapıldı.
Yerli yerinde bir ilgiydi bu.
İtiraf etmeliyim ki hoşuma gitmişti.
Şimdilerde sosyal medyada Sarı Yelekliler ayaklanması münasebetiyle bu şiirin yeniden gündeme getirilip bol bol paylaşılması ise hoşuma gitmiyor.
Hiç alakası yok çünkü.
Göçmenlerin ancak kıyısından köşesinden bulaştığı, faşist Ulusal Cephe taraftarlarının ise tam göbeğinde yer aldığı bir ayaklanma bu.
Üstelik ben, Sarı Yelekliler’in hedefindeki Emanuel Macron’un cumhurbaşkanlığını -Almanya’da Angela Merkel’in başbakanlığı gibi- göçmenler konusunda, Türkiye konusunda, İslam konusunda nisbeten makul bir Avrupa’nın son kalelerinden biri olarak görüyorum. (Dikkat buyurun; “makul” demiyorum, “nisbeten makul” diyorum.)
Ayrıca, Macron -ve Merkel- bence Avrupa’nın ABD ve Rusya tarafından paylaşılması ve zaten bozuk olan uluslararası düzenin iyice bozulması sonucunu doğurabilecek maceralara karşı da bir emniyet supabı. Uzun hikâye…
***
Mevcut vergilere yenilerini ekleme -bilhassa akaryakıt fiyatlarını ek vergi ile yükseltme- planına itiraz ile başlayan Sarı Yelekliler ayaklanması, hükümetin bu plandan vazgeçtiğini açıklamasına rağmen sona ermedi.
Hedef büyüten Sarı Yelekliler, iktisadi şartlarda genel bir iyileştirme talep ediyorlar artık; mevcut vergi yükünün hafifletilmesi, asgari ücret ve emekli maaşlarının artırılması vs, vs, vs…
Macron buna da tamam dedi; 40 yılın yanlışlarından mütevellit geçim sıkıntılarını gidermek için “ekonomik ve sosyal bir olağanüstü hal” ilan edeceğini söyledi ve bu çerçevede 2019’da atılacak adımları sıraladı: Asgari ücrete -işverenin vergi yükünü artırmadan- 100 avro zam yapılacak, fazla mesai ücretleri vergiden muaf tutulacak, 2000 avronun altındaki emeklilik maaşlarından yapılan kesintiler sona erecek vs, vs, vs…
Ayaklanma yine de devam ediyor.
‘Bunlar yetmez Mösyö Macron! 2019 başı itibarı ile sizden şunu şunu da isteriz’ denmiyor; zaten hükümetle pazarlık kategorik olarak reddediliyor (Aslında bunu reddetmeyen Sarı Yelekliler’in de olduğu, fakat Sarı Yelekliler koalisyonunda ağır basan aşırı sağcıların ölüm tehditleri yüzünden bunların hükümetle görüşmekten korktuğu söyleniyor); Macron’un istifası isteniyor.
Peki Macron’un yapmadığını veya yapamayacağını yapabileceği ve yapacağı –hem de pat diye yapacağı- varsayılan potansiyel cumhurbaşkanı kim?
2017’deki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Macron’un en yakın rakibi olan Le Pen mi?
***
Neyse…
Ben Sarı Yelekliler’in işine karışmayayım.
Ama benim şiirim de onların işine karıştırılmasın.