Ölüler seçim kampanyasında boy gösteriyor

Gülay Erdemli

Open AI, yeni modeli GPT-4o’yu (‘o’ Latince omni yani her şey anlamında) tanıttı. Yeni versiyonu kısa da olsa anlatacağım ne de olsa pek çoğunuz geçen hafta medyadaki haberleri takip etmişsinizdir ama ondan önce gerçekten de ‘her şeyi’ değiştiren yapay zeka ile ilgili birkaç şey anlatmak isterim.

Daha önce de farklı nedenlerle yazdığım gibi 2024’te dünyanın birçok ülkesi sandığa gidecek. Dünya nüfusunun sekizde birinin yaşadığı Hindistan’da altı hafta sürecek olan seçimler de başladı. Yarış son hız devam ediyor. Hintli politikacılar da yapay zeka teknolojisini kullanıyor elbette ama çok ilginç şekillerde! Politikacıların kampanya ekipleri geçmişi canlandırmak ve geleceği yönetmek için yapay zekaya yöneldi.

Oyunculuktan politikaya geçen Vijay Vasant. Vasant kampanyasında seçim bölgesinin önceki parlamento temsilcisi ve iş adamı olan babası H. Vasant Kumar’ın popülerliğinden faydalanmaya karar verdi. Ve baba, oğlunun kampanyasının reklam filminde oynadı. Burada tek sorun H. Vasant Kumar’ın dört yıl önce Kovid-19 salgınında hayatını kaybetmiş olması. Videoda Tamil dilinde konuşan H. Vasant Kumar “ölmüş olmama rağmen ruhum hala hepinizle birlikte” diyor ve oğlunun erdemlerini övüyor; “Emin olun ki oğlum bölgemizin iyiliği için çalışacaktır.”

Ocak ayında da Tamil Nadu eyaletinin siyasi lideri M. Karunanindi, partisinin gençlik kolu için düzenlenen bir konferansta ‘yapay zeka’ videosunda görülmüştü. Videoda en çok bilindiği giysiler içindeydi, parlak sarı eşarp ve büyük boy koyu renk gözlükler. Her zamanki gibi başı hafifçe yana eğilmişti. İki gün sonra bir meslektaşının kitap tanıtımındaydı. Buradaki sorun ne mi? Karunanidhi 2018’de öldü.

Dünyanın hemen her yerinde ülkeler benzer durumlarla karşılaşıyor. Örneğin ABD’de otomatik aramalar ve yapay zeka tarafından oluşturulan sesli aramalar yasaklandı. Çünkü Başkan Joe Bidenın sesini taklit eden otomatik çağrılar vatandaşları New Hampshire’daki ön seçimlerde oy kullanmamaya ikne etmek için kullanıldı.

Dönelim Hindistan’a... Muhalefetteki Hindistan Ulusal Kongresi’nden Shashi Tharoor, yapay zeka avatarıyla bir röportaj yaptı. Deepfake teknolojisi gırla gidiyor. Hindistan’ın en ünlü iki oyuncusu seçmenleri iktidar partisine oy vermeye çağırmadıklarını anlatmak için kendilerini paraladı. Ancak gerçek ve sahte arasındaki çizgiler bulanıklaştıkça durum giderek içinden çıkılması zor bir hale geliyor.

ŞAKACI OLDUĞU KADAR AKILLI DA

Yapay zeka siyasete girmişken eşzamanlı olarak GPT-4o da gümbür gümbür geldi. Yeni chatbot teknolojisi insan gibi konuşuyor, size şarkılar söylüyor, şaka yapıyor ve kalpleri kazanmayı başarıyor! Bu yeni versiyon kullanıcılarla çok daha gerçekçi bir şekilde konuşmaya olanak sağlıyor. Seslerdeki duyguları tespit edecek, yüz ifadesini analiz edip duruma göre kendi tonunu değiştirecek bir yapay zeka bu.

Yapay zeka sohbet robotlarının en büyük sorunu ‘hız’dı. Her cevap yaklaşık 3 saniyelik bir gecikmeyle geldiğinde “ya normal tabi sonuçta bir robot” deniliyordu. Gpt-4o’a sesli komutları alıp bunları metne dönüştürmeden doğrudan analiz etme yeteneği verildiği için bu sorun çözülmüş oldu, cevap süresi yaklaşık 320 milisaniyeye düştü. Yeni ChatGPT ile konuşmak arkadaş canlısı biriyle konuşmak gibi. Hatta Theodore gibi ona aşık bile olabilirler. Theodore 2013 yapımı ‘Her’ filminin kahramanı. GPT-4o’ın 2013 yapımı ‘Her’ filmini hatırlattığı sıkça konuşuluyor. Joaquin Phoenix’in canlandırdığı Theodore adlı yalnız ve içe dönük bir adamın Scarlett Johansson’ın seslendirdiği Samantha adlı bir yapay zekayla yaşadığı aşkı anlatıyordu film. OpenAI’nin demolarındaki kadın sesi Scarlett Johansson’a inanılmaz benziyor. Diğer yandan da sanal asistanların seslerinin hemen her zaman kadın olması da tartışılan bir konu. Birçok sesli asistan gibi GPT-4o’nun da ses tonunu değiştirebiliyorsunuz ama yine de kadın sesi olmak zorunda!

GPT-4o her ne kadar ‘Her’ filmine benzetilse de ondan çok daha eski olan bir film de akla geliyor. 1927 yılında Alman yönetmen Fritz Lang’ın, eşi Thea von Harbou’nun distopik romanı Metropolis’ten uyarladığı kült bilim kurgu filminde de benzer bir konu vardı. Aşık olduğu kadının robotunu yaptıran bir adam... Bu hafta sonu GPT-4o’ın cazibesine kapılıp kurcalayabilir ya da ‘Metropolis’ filmini izleyebilirsiniz. Ben yıllar sonra bir kez daha filmi izlemeye niyetliyim.

MUSK YİNE ORTALIĞI KARIŞTIRDI

Elon Musk yine acayip işler yapmaya devam ediyor. Geçen ayın sonlarında Tesla’nın elektrikli araç şarj istasyonu ağı Supercharger’daki 500 kişiyi işten çıkarttı. Oysa daha kısa bir süre önce Supercharger ağına 500 milyon dolar yatırım yapacağını açıklamıştı patronu olduğu X’teki paylaşımında. Akabinde işten çıkartmalar geldi.

Musk şimdi de onları geri çağırıyor. Sahi neyin kafası bu?

Reuters’a konuşan dört eski çalışana göre Musk, bir toplantıda şirketin başkanı Rebecca Tinucci’nin dediklerinden hoşlanmadı ve onunla birlikte tüm ekibi kovdu! Yatırımcılar şok tabi. Tinucci şirkette kalan birkaç üst düzey kadın yöneticiden biriydi. Her zaman olduğu gibi Musk’ın hangi motivasyonla bu kararı aldığını bilmek zor. Ancak bu çılgın milyarderin kadın yöneticilerle ilgili bir sorunu var. Geçmişte de kadın düşmanı yorumları çok tartışılmıştı. Başta dedim ya Elon Musk Supercharger ekibinden bazılarını yeniden işe almaya başladı, projenin başına da bir erkek yönetici atadı.

Elon Musk’ın bir ‘başarısızlığı’ da Tesla’nın tam otomotik sürüş demosunda yaşandı. Demoyu deneyen sürücülerin yüzde 98’i deneme süresi bittikten sonra uygulamayı kullanmaktan vazgeçti. Hayli ciddi bir fiyat indirimi bile sürücülere cazip gelmiyor. Şirket yılın ilk çeyreğindeki azalan satışları, talebi artırmaya yönelik fiyat indirimlerine bağlı olarak azalan kar marjlarıyla sıkıntılı bir süreçten geçiyor. Tesla’nın hisseleri yılbaşından bu yana yüzde 28’den fazla değer kaybetti. Musk, uygun fiyatlı Model 2 planlarını iptal etme ve bunun yerine sürücüsüz taksiye öncelik verme kararı aldı. Attığı her adım dünyada olay olan Elon Musk kamuoyunun kafasını karıştırmaya devam ediyor kısaca...

KIRMIZILAR İÇİNDE BİR KRAL VE OMZUNDAKİ KELEBEK...

İngiltere kraliyet ailesi her daim gündemde kalmayı başarıyor. Şimdi de Kral Charles’ın tacını giydikten sonraki ilk resmi portresi görücüye çıktı. Hayli kırmızı bu tablo o kadar tartışıldı ki. Her detayından bir anlam çıkartıldı, semboller arandı. İngiliz sanatçı Jonathan Yeo tarafından hazırlanan yeni portre 2020 yılında Charles henüz taç giymeden önce sipariş edilmişti.

Kırmızı bir fon önünde Galler Muhafızları üniforması içinde görüyoruz Charles’ı, omzuna konan bir kelebek de var! Yeo, kelebeğin birden fazla hikaye anlattığını söylüyor. Bunlardan biri Charles’ın Kral rolüne olan kişisel dönüşümünü yansıtması. Çünkü portrenin yapımına Charles Galler Prensiyken başlanmıştı. Geleneksel olarak Kraliyet portreleri genellikle oldukça ağırbaşlı. 5,5 metreye 2,5 metrelik bu tabloda adeta kırmızı bir denizin içinde gibi görünen Kral Charles tablosunun ülkenin ‘ana gündemi’ olmasının nedeni de bu.Kralın küçük oğlu Prens Harry ile devam eden anlaşmazlığı, Harry’nin kitabındaki kraliyet ırkçılığı iddiaları, ülkede monarşiye son verilmesi yönündeki çağrılar, Charles’ın ve Galler Prensesi Kate’in kanser olması... Charles ateş çemberinden geçmesin de ne yapsın

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (3)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.