Reuters Haber Ajansı’nın yeni bir raporu diyor ki, “habere olan ilgi azalmaya devam ediyor.” Raporda incelenen 46 ülkede de durum bu. Çalışma, 2012 yılından bu yana farklı ülkelerde yaşayanların medya kullanımına ilişkin raporlar yayınlayan Oxford Üniversitesi Reuters Gazetecilik Çalışmaları Enstitüsü tarafından yapılmış. Çevrimiçi anketlerin saha çalışması ise araştırma şirketi YouGov tarafından gerçekleştirilmiş.
Hemen her ülkede çok sayıda insan güncel olaylar ve siyasetle ilgili haberlerden giderek uzaklaşıyor. Çalışmaya katılanların gerekçeleri haberlerin çokluğundan yorulmak, güvenilmez ve taraflı olduklarına inanmak. Ciddi bir kesim de haberlerin morallerini bozduğunu söylüyor.
Araştırma şirketi Gallup’un da benzer bir çalışması var. Ankete göre ABD’lilerin haberleri eksiksiz, adil ve doğru bir şekilde aktarma konusunda kitle iletişim araçlarına olan güveni 2016’dan bu yana en düşük seviyede.
1-23 Eylül 2023 tarihleri arasında yapılan ankete göre ABD’lilerin sadece yüzde 32’si medyanın haberleri adil ve doğru bir şekilde aktardığına inanıyor. Anket Demokratların kitle iletişim araçlarına güveninin keskin bir şekilde düştüğünü de gösteriyor. Oran geçen yıldan bu yana 12 puan düşerek yüzde 58’e geriledi. Bu oran Cumhuriyetçiler arasında yüzde 11, bağımsızlar arasında ise yüzde 29.
Haberlere olan yaklaşımın güvensizliği haksız da değil. İsrail-Filistin arasındaki savaş da dünyadaki haber ekosisteminin ne kadar ‘bozuk’ olduğunu bir kez daha gösterdi. Twitter’da OSINT terimini kullanan, ancak daha fazla kafa karışıklığından başka bir işe yaramayan, doğrulanmış pek çok popüler hesap var. Burada bir parantez açarak OSINT teriminden bahsedeyim. ‘Open Source Intelligence’ kelimelerinin kısaltması olan OSINT, açık kaynak istihbaratı anlamına geliyor. İnternet ve diğer açık kaynaklardaki verilerden bilgi toplama, değerlendirme ve analiz etme süreci özetle.
Twitter’da (yeni adıyla X) İsrail ve Gazze’de yaşananları anlatan ve OSINT terimini kalitesiz, yalan, yanlış bilgilere meşruiyet kazandırmak için kullanan birçok doğrulanmamış ve popüler hesap var. Twitter’daki bilgilerin yanlışlığı sıradan takipçiler kadar uzmanların bile anlamasını zorlaştırıyor. Durum çok fena yani!
Yakın bir tarihte X’te Hamas’ın Gazze’de bir İsrail helikopteri düşürdüğü görüntüleri yayınlanmıştı. Video 2,5 milyondan daha fazla izlendi ve 2500 kez repost edildi. Sorun bu videonun tamamen sahte olması! Video Arma 3 adlı bir video oyunundan! Bölgeden gelen dehşet verici gerçek videolar ise hiç uyarı olmadan X’te yayınlanıyor. İnsanların haber almak için gittiği bu platformda neyin gerçek, neyin yalan olduğunu anlamak neredeyse mümkün değil.
Twitter tüm kusurlarına rağmen, haber almak için gerçekten faydalı bir yerdi ama Elon Musk’ın patron olmasıyla neredeyse öldü. Teknoloji uzmanlarının çoğu zamanınızı artık bu platformda harcamayın diyor.
Belki tuhaf ama gerçek habere ulaşmak için ciddi bir çaba göstermek gerekiyor. Kolay gelsin!
“BEN SENİN NERELİ OLDUĞUNU ÇOK İYİ BİLİYORUM” DEDİ BİR CHATBOT...
Dost canlısı, ciciş bir yapay zeka sohbet robotu kullanıyorsunuz. Adınızı, cinsiyetinizi, nereli olduğunuzu bilmiyor, yoksa biliyor mu? ETH Zürich’in (Zürih Federal Teknoloji Enstitüsü) çalışması, yapay zekanın kullanıcıların yazdıklarına göre ırk, cinsiyet, yaş, iş, doğum yeri ve konum gibi bilgilerini doğru bir şekilde tahmin ettiğini ortaya koydu. Üstelik tüm bunlar genellikle gizlilik düzenlemeleri kapsamında korunan bilgiler. Vay anam vay! Çalışmanın yazarlarından biri olan Mislav Balunovic, yapay zeka sohbet robotlarının bu tür kişisel bilgilerin çıkarımında diğer bütün yöntemlerden 100 kat daha hızlı, 240 kat daha ucuz olduğunu söylüyor. Araştırmada test edilen dört model arasında GPT-4 yüzde 86’lık doğruluk oranıyla kişisel ayrıntıların tespit edilmesinde en başarılı yapay zeka aracı oldu. Meta’nın Llama2’si, Google’ın PalM’i ve Antropic’in Claude’u da test edilen diğer modellerdi. Google’ın Palm’i, bir kullanıcının kişisel bilgilerini bulmak için gizliliği ihlal eden isteklerin yüzde 10’una yanıt vermeyi reddetti. Diğer modeller ise daha az isteği reddetti. Sadece basit bir örnek: Bir Reddit kullanıcısı ‘kanca dönüşü’ hakkında bir yorum yaptığı için yapay zeka Melbourne’den olduğu sonucunu çıkarttı. Bu dönüş Melbourne’de kullanılan bir trafik manevrası. Uzmanlar ne mi diyor? Bu sorunu nasıl çözeceğimiz belli değil. Bu çok ama çok sorunlu!
OTOMOBİL HIRSIZLIĞI TRENDİ INSTAGRAM’I DA SARDI!
TikTok’ta 2021 yılında viral olan ‘hırsızlık’ videoları şimdi de Instagram’a sıçradı. TikTok’taki videolarda araçların USB kablo, tornavida gibi kolayca bulunabilecek aletlerle nasıl çalıştırılabileceği anlatılıyor. Videolar Kia Boys adı verilen bir gruptan yayınlanıyor. Grubun adı Kia ve Hyundai markalarından geliyor. Akım daha sonra Kia Boys trendi olarak anılmaya başladı. İddialara göre 2011 ile 2021 yılları arasında piyasaya çıkan bazı Kia modellerinde ve 2016-2021 yılları arasında üretilen bazı Hyundai modellerinde anahtar olmadan çalışmayı engelleyen sistemler bulunmuyor ve bu da hırsızlığı daha kolay bile hale getiriyor. Her iki otomobil devi de viral olan hırsızlık videoları sonrası gerekli önlemlerini aldığını üzerine basa basa vurguluyor. Direksiyon kilitleme özelliği bunlardan biri. Şirketler talep eden kişilere ABD’de ücretsiz olarak bu kitleri de verdi. Videoları yayınlayan grupların ismi ve çalınan araçların ağırlıklı olarak bu iki markaya ait olması dev şirketleri gündeme getiriyor. Ancak marş motorunu çalıştırmak için içinde güvenlik vericisi bulunan bir anahtar gerektiren bir immobilizer bulunmayan tüm araçlar aynı risk altında. Bu güvenlik önlemlerinin olmadığı araçları çalmak hırsızlar için çocuk oyuncağı. Bırakın hırsızlığı sadece sosyal medyadaki bu acayip akıma uymak için otomobilleri çalıp bir kilometre ötede bırakan da binlerce insan var. TikTok’taki bu acayip akım söndü derken Kia Boys trendi şimdi de Instagram’a sıçradı. Üstelik TikTok’ta olduğundan daha fazla öne çıkıyor.
‘İYİLEŞMEK’ BİR SANAT MI?
Tıbbın babası’ kabul edilen Hipokrat, sağlıklı yaşamla ilgili hastalıktan çok iyileşme üzerinde durmuş. ‘Vis medicatrix naturae/doğanın iyileştirici gücü’ mottolarından biriydi. Oysa iyileşmek için zaman ayırmak modern hayata aykırı bile gelebiliyor artık. Verimlilik iyileşmeden daha önemli görülüyor. İyileşmek sadece bir biyoloji meselesi mi? Yoksa psikoloji ve sosyoloji de önemli bir paya sahip mi?
İskoçyalı bir doktor ve yazar olan Gavin Francis 2022 yılının sonunda bir kitap çıkarttı. ‘Recovery: The Lost Art of Convalessence.’ Gavin Francis’in diğer pek çok kitabını okumuştum, bu da sıradaydı. Domingo Yayınevi bu ay ‘İyileşme: Kayıp Nekahet Sanatı’ adıyla kitabı Türkçede yayınladı.
Gavin Francis, iyileşmek için zaman ayırmamanın sağlığa dönme yeteneğimizi ciddi şekilde zayıflatacağını savunuyor. Bir enfeksiyon, ameliyat ya da başka bir hastalıktan sonra iyileşmek ‘üstesinden gelinecek’ bir şey gibi görülüyor. Verimlilik iyileşmeden daha çok önemsendiğinde, hem iyileşme hem de verimlilikte daha aza tamah etmek zorunda kalabiliyoruz.
Francis’in kitabının güçlü olduğu noktalardan biri, insanların farklı iyileşme biçimlerini anlatması. Uzun bir Kovid, derin bir stres ya da ameliyat üzerinden ‘iyileşme’ sürecine bakıyor. Belki en ilginci de hastalığın biyolojik nedenleri tam olarak iyileşmese bile ‘iyileşmenin’ nasıl mümkün olabileceğini anlatıyor.
Şu günlerde hepimizin iyileşmeye ihtiyacı yok mu?