İnsanlar bir dolandırıcıya para kaptırdıklarında verilen tipik tepki “Nasıl bu kadar saf olabilirler?” Bu yoruma katılmak pek mümkün değil. Dolandırıcılar IQ’su gayet yüksek kişileri de bir güzel kandırabiliyor. Genellikle hedef aldığı kişiyi ‘para kazandırma’ iddiasıyla kandıranlar öne çıksa da 40’dan fazla dolandırıcılık türü var; para aklama mevzusu da dolandırıcılık olarak kabul ediliyor.
Teknolojinin ilerlemesi, internetin yaygınlığı derken dolandırıcılar hedeflerini farklı metotlarla kandırmaya devam ediyor.
Türkiye’de de son birkaç aydır farklı dolandırıcılık olayları gündemden düşmüyor. Sosyal medyada fenomen olup yüzbinlerce kişiye ulaşan ama yakayı ele veren isimler ve futbol camiasını sarsan, milyon dolarların konuşulduğu bir dolandırıcılık hikayesi var. Bu olayların detaylarıyla ilgili yazacak değilim, bildiğiniz üzere bu köşenin konsepti değil. Ama konu kavram olarak önemli!
Dolandırıcılık denildiğinde ilk akla gelen isimler 1949 yılında ölen Charles Ponzi –ki kendisinin yöntemi bizdeki dolandırıcılık vakalarında da sıkça anılıyor-, Bernard Madoff, Sholam Weiss olsa da dolandırıcılık yüz yıllardır bir şekilde var. 2021 yılında hapishanede hayatını kaybeden Bernard Madoff ABD’nin en büyük mali dolandırıcısı olarak kabul ediliyor. Madoff, kurduğu devasa saadet zinciriyle 63 milyar dolara yakın bir dolandırıcılığa imza atmıştı.
En cüretkar kimlik hırsızlığı
Öyle hikayeler var ki, gerçek olduklarına inanmak bile zor. Mesela Perkin Warbeck. Bu isim İngiliz tarihinde bir dipnot belki ama aynı zamanda tarihteki en cüretkar kimlik hırsızlığı vakalarından birinin de faili.
15. yüzyılda, Perkin Warbeck kendisinin 4. Edward’ın oğlu ve ‘kuledeki prenslerden’ biri olan York dükü Shrewsbury’li Richard olduğunu iddia etmiş ve tahta talip olmuştu. Gerçek Richard’ın ölüp ölmediği konusundaki belirsizlik nedeniyle Warbeck’in iddiası bir miktar destek kazandı. Onu destekleyenlerin Warbeck’e gerçekten inanıp inanmadıkları tam olarak bilinmiyor. O dönemde hüküm süren kral VII. Henry’yi devirme arzusu nedeniyle Warbeck’in desteklendiği iddiaları da var. Henry, Warbeck’in sahtekar olduğunu ilan etti, ‘sahte prens’ sonunda yakayı ele verdi ve iddiasından vazgeçti. 1499’da idam edildi ama... Warbeck’le uğraşmak VII. Henry’ye 13 bin sterlinden fazla paraya mal oldu. Rakam gözünüze az gelmesin, bugünün parasıyla 10 milyon sterlinden daha fazla ve Henry’nin zayıf devlet maliyesine de büyük zarar verdi.
Yavaş yavaş günümüze gelelim... Dünyanın en büyük kripto para borsalarından biri olan FTX’in kurucusu Sam Bankman-Fried, yatırımcıların ve ünlülerin büyük ilgisini çekmişti. Yatırımcıları arasında finans dünyasının pek çok saygın ismi vardı. 31 yaşındaki Sam Bankman-Fried dolandırıcılık ve kara para aklama suçlarından hüküm giydi.
Peki ya hiç parası olmadan lüks bir hayat yaşayan Anna Sorokin’e ne demeli? Hayatı dizi olan Anna Sorokin (kendisini Anna Delvey olarak tanıtıyordu) aslında Rusya doğumlu. 16 yaşına kadar Almanya’da yaşayan Anna Sorokin kendisini 60 milyon dolarlık bir servetin sahibi olarak tanıtıp New York’ta ultra lüks bir hayat yaşadı. Özel jet kiraladı, sosyetenin en gözde partilerine katıldı ve bu şaşalı hayatı Instagram hesabından takipçileriyle paylaştı.
İyi de 20’li yaşlarındaki bu genç kadın finansal bir kaos yaratmayı, borçlarını başkalarına ödetmeyi nasıl başardı? Tabi ki rol yaparak. Katıldığı sosyetik davetlerde herkese bir sanat merkezi kurmayı planladığını anlatıyordu. Ne de olsa dev bir mirasın varisiydi. Oysa babası klima alıp satan eski bir kamyon şoförüydü.
Milyonlar elde edemese de City National Bank’tan sahte yurtdışı varlıklarını teminat göstererek 100 bin dolar kredi çekmeyi başardı ve bu borcunu bir daha geri ödemedi. Bu parayı kıyafetlere, özel spor hocalarına ve diğer lüks giderlerine harcadı. Kaldığı pahalı otellerin parasını ödeyemeyince foyası meydana çıktı. İnsanlar Sorokin’in cüreti konusunda hala şaşkınlık içinde. Bazıları da onu bir anti-kahraman olarak görüyor. Kısa bir süre önce demir parmaklıklar ardından ev hapsine gönderilen Anna Sorokin New York’un en pahalı bölgelerinden birinde yaşıyor. Evi pahalı tablolar ve lüks mobilyalarla dolu. Nasıl böyle yaşadığını merak edenlere şu cevabı veriyor: “Her şeyi bir gecede kazanmadım. Hapiste sürekli resim yaptım, onları satarak para kazanıyorum. Hayalim evimde üst düzey isimleri ağırlamak ve onlarla ceza adaletini tartışmak.”
Aslında takipçilerinin gözünde birer kahramanlardı...
Ne hikayeler, ne hikayeler. Nijeryalı fenomen Ray Hushpuppi (gerçek adı Ramon Abbas), 2020 yılında Dubai’de tutuklanmadan önce iki milyondan fazla takipçisi olan bir sosyal medya fenomeniydi. Özel jetler, ultra pahalı otomobiller ve lüks malikanelerde sürdüğü hayatı takipçileriyle paylaşıyordu. ABD’li savcılar Ramon Abbas’ın para aklama, siber soygunculuk, kimlik hırsızlığı gibi pek çok suça karıştığını söylüyor. Abbas’ın 2019 yılında Kuzey Koreli bilgisayar korsanları tarafından Malta’daki bir bankadan çalınan yaklaşık 15 milyon doların aklanmasına yardım etmekten tutun da bir İngiliz şirketinden ve profesyonel bir futbol kulübünden çalınan milyonlarca sterlinin aklanmasına kadar pek çok olayda parmağı var. Sosyal medya fenomeni bu dolandırıcı ay başında 11 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
4,5 milyon Instagram takipçisinin gözünde Ganalı müzisyen Mona Faiz Montrage gerçek bir fenomendi. Pahalı kıyafetler, alışverişler ve lüks seyahatlerle dolu parıltılı hayatına büyük bir hayranlık duyuluyordu. Oysa hakkındaki iddianamelere göre Mona Faiz Montrage, Batı Afrika’daki bir siber suç örgütünün parçası ve aralarında yaşlıların da olduğu birçok ABD’liden 2 milyon doların üzerinde para sızdırmayı başaran bir dolandırıcı.
ASIL HEDEF GENÇLER VE VARLIKLI KİŞİLER
Başlıkta dedim ya hiç kimse dolandırıcılara karşı bağışıklık geliştiremiyor. Kurbanların genelde saf ve yaşlı olduğu düşünülse de veriler başka şeyler söylüyor. Dolandırıcıların asıl hedefi iyi eğitimli, genç, varlıklı kişiler ve başarılı da oluyorlar. Araştırmacılara göre kendine ‘aşırı güvenenler’ aslında daha da savunmasız. Uzmanlar ve zengin insanlar bilgilerinin ve maddi güçlerinin kendilerine verdiği gücü bir kalkan olarak kabul etse de çalışmalar gayrimeşru yatırım fırsatlarıyla bu kişilere yaklaşan dolandırıcıların hedeflerine ulaştığını gösteriyor. Global varlık yönetimi hizmeti Saltus’un bir raporuna göre net serveti üç milyon sterlinin üzerinde olan kişilerin dolandırıcılık kurbanı olma olasılığı, net serveti 250-500 bin sterlin arasında olan kişilere kıyasla iki kat daha fazla.
GÜZELLİK SALONLARI İDEAL BİR MASKE
Malumunuz Türkiye’de isimlerinin dolandırıcılığa karıştığı iddia edilen birçok fenomen ‘güzellik’ işindeydi. Güzellik salonlarını ‘dolandırıcılığın’ maskesi yapmak İngiltere’de de çok yaygın. 2002 yılına kadar İngiliz Güvenlik Servisi Genel Müdürü olan Sir Steplen Lander da güzellik salonu açmanın para aklamak isteyenler arasında çok popüler olduğunu söylüyor. İngiliz kamuoyu güzellik salonlarındaki ani artışı konuşuyor. Ulusal Saç ve Güzellik Federasyonu’nun son verilerine göre güzellik salonu sayısı dört yılda yüzde 64 arttı. Bu salonların bir kısmı insan kaçakçılığından kara para aklamaya pek çok suç için paravan olarak kullanılıyor. ABD Federal Ticaret Komisyonu’nun yeni bir raporuna göre ABD’liler Ocak 2021 ve Haziran 2023 arasında sosyal medyadan kaynaklanan dolandırıcılıklar nedeniyle 2,7 milyar dolar kaybetti. Dolandırıcıların yöntemleri döneme göre sürekli değişse de zamana karşı değişmeyen tek şey psikolojik teknikler... Bu da başka bir yazının konusu olsun!