Ülkenin bir tarafı ekonomik sıkıntılarla boğuşurken, futbol tarafı harcamalarını cömertçe yapabiliyor, üstelik geri ödemesi çok zor olan borçlarına rağmen. Borcu olanlar borçlarını katlayarak yükseltiyor, diğer taraf ödese dahi borçlanıyor...
Fenerbahçe, aylardır uğraştığı Faslı golcüsünü son açıklamasında "Artık sabrımız kalmadı, 48 saat içerisinde bu iş ya biter ya kapanır" dedikten sonra İstanbul’a getirdi ve imzayı attırdı.
Acun Ilıcalı, bu transferden dolayı çok mutlu olduğunu, hocamızın listesinde ilk sırada yazılı ismi aldıkları için gururlu olduklarını belirtti.
En-Nesyri ise transferinin karışık bir ortamda geçtiğini, çok sayıda teklif almasına rağmen Mourinho ile görüştükten sonra kararını verdiğini söyledi. Maliyet konusuna dönersek, bonservis bedeli olarak 20 milyon eurodan biraz daha düşük bir miktar, yıllık 4 milyon Euro maaş + bonuslar olarak anlaşıldı.
Fenerbahçe, golcünün bonservisini 8 taksite bölerek aldı. Bu da büyük bir transfer başarısı olarak duyuruldu. 6 ayda bir 2.5 milyon Euro ödeneceği konuşuluyor. Akıllara, borcun uzun vadeye yayılması finansal anlamda rahatlama sağlıyor gibi gözükse de döviz kurunun oynak zeminde 6 ay ya da 1 yıl içerisinde nereye gideceği bilinmiyor. Acaba sözleşmede kurun sabit kalacağına dair bir madde yapıldı mı, bilinmiyor. Mesela yayıncı kuruluş bu işlemi çok iyi yapabiliyor.
Bonservis rekoru kırılarak alınan golcü kaç gol atar, kaç asist yapar bilinmez ama umarız taksit modası ileride sorun yaratmaz.
Mourinho Takımından Memnun Mu?
Sarı lacivertlilerin sezonu açmasının üzerinden bir ay geçti. Çalışmalar, hazırlık maçları derken Salı akşamı Avrupa serüvenine merhaba dediler. Sentetik çime rağmen Lugano karşısında alınan galibiyet camiayı biraz rahatlattı. Özellikle maçlara gittiği zaman kaybeden Ali Koç’un maça gitmesine rağmen kazanıldı. Sezon başı ilk resmi maçlar her zaman zor geçer; artı olan şey, Fenerbahçe için oturmuş bir takım olması. Portekizli hocanın tarafından bakıldığında ise hoca rengini belli etmiyor ama sanki takımının yavaş oyunundan dolayı biraz düşünceli.
Kolay yenilen gollere karşı önlem de alacaktır. Yavaş oyun, sol kanatta Kent'in istenilen hızı ve performansı bulamamış olmasından kaynaklanıyor. Hoca, hazırlık maçları ve Lugano maçı dahil hepsinde Kent'i 11'de başlattı. Diğer yavaşlama sorunu ise Krunić’in ağır kalması ve Fred’e ayak uyduramaması; hocanın bunu fark ederek orta saha için bir oyuncu talep etmesine neden oldu. Defans hattı güven vermedi. Tadić ve Szymański'nin performansları ve golcülerin formu, Mourinho’nun yüzünü güldüren durumlar oldu.
Sarı-lacivertlilerin geniş bir kadro derinliği var ve bu, Avrupa ve lig için yeterli gibi görünüyor. Ancak Lugano maçı sonrası gelecek olan Lille güçlü bir takım; o maçlar Fenerbahçe’nin gideceği yolu belirler. Mourinho, esas sınavlarına Ağustos ayı itibarıyla başlayacak.
Avrupa Serüvenimiz Güzel Başladı
Ülke puanı her daim önemlidir. Kazanılan her puan, UEFA sıralamasında üst sıralara çıkmamızı sağlıyor. Salı akşamı Fenerbahçe kazandı, dün akşam Trabzonspor Slovakya’da kazanarak tur kapısını araladı. Başakşehir, çok rahat bir oyunla fark attı. Oynadığımız takımlar tabii ki ölçü değil ama alınan puanlar ve geçilen turlar, ilerisi için hem moral hem de puan kazandıracak.