Üst üste gelen koronavirüs vakaları, sakatlıklar ve Nwakaeme‘nin cezalı oluşu, Abdullah Avcı için Bordo-Mavili takıma geldiği günden bu yana belki de en zor sınavı olacaktı.
Defans hattında Hugo ve Edgar’ın güvenirliği nokta transferler Berat -Bakasetas uyumu, Djaniny’nin mücadelesi ve Ekuban bitiriciliği Avcı’nın bu maçtaki en büyük kozları olacaktı.
Geçen yılın şampiyonu, kadro kalitesi ile yüksek olan Başakşehir, Aykut hoca ile bir dönüş yapma isteğindeydi.
İki hocanın da oyun felsefesi bire bir aynı, kontrolü elden bırakmamak, rakibin bir hatasını arayarak gol bulmak. Karşılaşma da beklenildiği gibi başladı, iki takımın kontrollü oyunu ilk yarıda istatistiklere de yansıdı. Sıfır isabetli şut yarım sayılacak bir gol girişimi, aksiyonsuz, pozisyonsuz bir 45 dakika oynandı.
Oyuna ikinci yarıda ilk müdahaleyi Aykut Kocaman, Fernandes - Demba Ba değişikliği ile yaptı. Çift forvete dönen Başakşehir ilk yarının devamı tarzı bir oyun gösterdi. Karşılaşmanın ilginç anı ise 65 dakikada isabetli şutun olmamasıydı. Gol beklentisi istatistiği ise Başakşehir (0.9), Trabzonspor (0.26) olarak göze çarptı.
Avcı’nın oyuna ilk müdahalesi geç olsa da tam yerinde oldu, Yusuf Sarı’nın kendi hazırlayıp bitirdiği güzel golle 1-0 olsun benim olsun dedirten üç puanı kazanmış oldu.
Geçen senenin şampiyon takımı, Şampiyonlar Ligi’nde Manchester’ı yenen Başakşehir’in oynadığı futbol, amatör takımdan farksız görüntü çiziyor. Görülen o ki Visca bu takımın her şeyiymiş. Aykut hoca ve takımı için tehlikeli haftalara girildi. Genç kaleci Kağan kalesinde tehlike görmese de, rahatlığı ile kalenin emin ellerde olduğunu, sol bekte oynayan Faruk Can ilerisi için olumlu sinyaller verdi.
Heyecanlı aksiyonlu maçları sevmeyen iki teknik direktörün maçını seri galibiyetlere abone olan takım kazandı.