Fenerbahçe-Galatasaray karşılaşmaları dünyada sayılı beş derbilerden biri. Maç öncesi bir hafta, maç sonrası bir hafta konuşulan, 90 dakika milyonlarca insanın sessizliğe büründüğü bir oyun...
Bu kadar büyütülen derbinin son 7 maçının 6’sı berabere, bir tanesi tarihin bozulduğu Galatasaray galibiyeti ile noktalandı. Oynanan maçlarda futbolseverlerin aklında kalan tek maç budur. Diğerlerinde sahada büyük takımdan ziyade amatör takımlar var gibiydi.
Kavganın, tartışmanın, kaosun bol olduğu ortam. Derbi öncesi yine sahada konuşacak oyuncular yerine, gündem yine başkanların açıklamaları oldu. Sayın Mustafa Cengiz transferle ilgili “Bizim izlediğimiz oyunculara teklif yapıyorlar, akıllarını karıştırıyorlar, scout ekibimizi izliyorlar.” diyerek ilk ateşi yaktı.
Transferlerde işleyen süreç, kulüpler arası olan kazanç bağlamında kim fazla veriyorsa düdüğü çalar, oyuncunun da gönlü o takımdaysa oraya gider. Vedat, Mert Hakan, İrfan transferlerinde olduğu gibi (usulsüzlük olmamak şartıyla)…Bu oyuncular istemese gitmezlerdi zaten. Arda Turan’ı yıllarca Fenerbahçe, Beşiktaş istedi, iyi paralar da verildi, ama transfer olmadı. Aynı şey Volkan Demirel için de öyleydi. Bizden biri hale gelen Muslera için de aynıdır. Yani kağıt kalemi alın isim veriyorum demekle olmuyor.
Sayın Ali Koç’un da Galatasaray, Çaykur Rizespor arasında bir oyuncunun olayı ile ilgili karışması... Bu da etik değil, iki takımı ilgilendiren bir konu. Futbolseverler, dünya derbisinden artık polemikler, kavgalar, tartışmalar istemiyor! Metin Oktay-Lefter dostluğu, Muslera-Alex sarılması, 36 yaşındaki Gökhan Gönül’ün hırsını ,oynarsa Falcao’nun klas hareketlerini, Özil’in ilk derbideki heyecanını konuşmak varken polemiklere gerek yok.
Bu doğrultuda cümlelerimi futbolun kalbinden birkaç alıntı ile noktalamak istiyorum: “Hayatta en çok sevdiğim şeyi yaşama şansım var ve bu futbol oynamak. İnsanları mutlu edebilir aynı zamanda kendimin tadını çıkarabilirim (RONALDO). “Allah herkese hediyeler verebilir, bazıları yazabilir bazıları dans edebilir. Bana futbol oynama becerisi verdi ve ben en iyi şekilde yararlanıyorum” ( RONALDİNHO). “Futbol ezilen halkların mutluluğudur” (GEORGE WEAH). “Babam çok fakir olduğundan ve parası olmadığından top alamıyorduk, paçavradan yaptığımız topla arkadaşlarımızla durmak dinmek bilmeden futbol oynuyorduk” (LEFTER). “Bizi sevenlere ihanet etmeyelim baba!” (METİN OKTAY).