Son Avrupa Şampiyonası’nda aldığımız başarısızlığın nedenini öğrenemediğimiz için, başımıza gelecek olanları kavramakta da epey zorlanacağız. Oyun inşası için çok az çalışıyoruz. Oysa oyun inşa etsek maç kazanma, kaybetme sorunumuz ortadan kalkacak.
Başarı sürdürülebilir bir olaydır. Kaybetmeyi de bilmek gerekir ama kaybederken bir şeyleri öğrenmek en önemlisidir. UEFA‘dan 13 takımın katılacağı düşünüldüğünde 10 grubun birincileri, doğrudan katılacak, kalan 3 takım ise grup ikincileri ve Uluslar Ligi’nden gelecekler arasında oynanacak olan Play-Off karşılaşmaları neticesinde belirlenecek olduğundan, her maçımızı final havasında görmeliyiz.
İlk maçta yendiğimiz Hollanda aynı Hollanda değil. Eleştirilen Frank de Boer yerine Van Gaal gibi tecrübe abidesi takımın başına getirildi. Kilit oyuncuları sezona çok formda başladılar. Oyunlarını daha da hızlandırıp, golleri rahat buluyorlar.
Maça hızlı ve baskılı başlayacaklarını sanırım Şenol hoca hariç herkes biliyordur. Devşirme sol ve sağ bekin sahada iken orta sahada Taylan- Okay ikilisi ile başlamak ilk yarıda kalende daha çok pozisyon görmeni engelleyecekti.
Çok hızlı başladılar ve sol tarafta uzaklaştıramadığımız top dakikası dolmadan kalemizde görüldü. Golün şokunu atlamadan müthiş paslaşmalarla, Depay takımını rahatlatan golü attı. Aynı oyuncu 2 gol ve asisti ile geçici liderliğinizin buraya kadar olduğunu hatırlattı.
Takımımızın en iyi en pahalı oyuncusu görülen Çağlar oyundan o kadar kopuk ki amatörce hata yapıp takımını eksik bırakabiliyor. İlk yarı Rıdvan Dilmen’in dediği gibi mahalle abileriyle, çocukların arasındaki maç gibi geçti. İkinci yarıda da aynı oyun devam etti.
İkinci yarı biraz hareketlenir gibi olduk, Şiir gibi çalışılmış bir gol daha attılar. Final olarak gördüğümüz maç da ezildik. Avrupa Şampiyonası’nda açık ara en kötü takım olduk. Döndük başarı olmalı inancımız var dedik, Türkiye olarak suçlu olduk.
Rakip analizi, kadro seçimi, oyun içi hamleler dedik, siz ne anlarsınız ben en iyisiyim dediniz. Futbol sistem oyunlar başka bir boyut alıyor denildi. Siz Z kuşağı da varmış dediniz. İstifa etmeyi düşünüyor musunuz diye sordular ben size değil, kimsenin bilmediği üstlerine hesap veririm dediniz.
Hocam en çok kazanan teknik direktörsünüz, ben euro ile maaş almıyorum dediniz. Biz gerçekten başarı istiyor isek, Milli Takımımızı, 60 yaş üstü bütün yöneticilerden kurtarmalıyız. Çağa ayak uyduramadığımızdan dolayı tarihin en iyi genç takımı heba oluyor…