Günler önce konuşulmaya başlanmıştı derbi üzerine. Neden pazar oynanmadığından tutun da devre arası Beşiktaş’tan Fenerbahçe’ye transfer olan Tolgay’ın tribünle imtihanının nasıl olacağına kadar...
Maç öncesi iki başkanın Türk spor tarihin de bir ilke imza atarak ortak yayında buluşması ve dostça ifadeler kullanması ortamı güzelleştirmişti. Sahada da ufak itişmeler dışında kötü bir an yaşanmadı. Maça hızlı başlayan Beşiktaş, rakibi iyi analiz etmenin de avantajıyla kolay gol yiyen Fenerbahçe’yi 45 dakikada 3’lemeyi başardı. Gökhan Gönül ve Burak Yılmaz’la goller bulan Beşiktaş, rakibine 2 pas bile yaptırmadı.
Beşiktaşlı oyuncular, ilk yarıda sergiledikleri hırs ile derbi galibiyetini ne kadar istediklerini ortaya koydular. Siyah-Beyazlı takım, taraftarının da desteğiyle ezeli rakibi önünde ezici bir oyun ortaya koydu.
İkinci yarı üzerindeki ölü toprağını üzerinden atan Fenerbahçe, bu sezon ilk defa ‘aşırı motive’ olmuş bir kimlik yansıttı sahaya. Sakatlıktan kurtulan Valbuena ile Ayew’in oyuna girmesi ile adeta yeniden doğan Fenerbahçe, takipçiliğini ortaya koyan Zajc’ın ilk derbisinde golü bulması ile umudunu da tazeledi. Gol perdesi Valbuena’nın müthiş ortasına yaptığı kafa vuruşu ile hatasını affettirip, takımını maça ortak eden Sadık ile devam etti. Hasan Ali’nin ceza sahasının dışından müthiş füzesi de gelince Dolmabahçe bir anda sessizliğe büründü.
Son 15 dakikasında iki takımın da kazanabileceği derbi her açıdan keyif veren anlarla geride kaldı. Kritik derbideki geri dönüş ruhunun Fenerbahçe’yi hayata döndürüp döndürmeyeceğini ise önümüzdeki haftalar da göreceğiz...