Sonbaharın son demlerini yaşadığımız Aralık ayının ilk haftasında dökülen son yapraklar gibi Türk futbolumuz da maalesef son yaprağını Demir Grup Sivasspor yenilgisi ile döktü.
2020-2021 yılına Avrupa’da 5 takım ile başlayan serüven Beşiktaş, Galatasaray ve Aytemiz Alanyaspor eleme turlarında, Medipol Başakşehir ile DG. Sivasspor ise doğrudan katıldığı Şampiyonlar Ligi ve UEFA Avrupa Ligi’ne grup etabında veda ettiler.
Milyon dolarlar harcanarak kurulan takımlarımız ve futbolumuzun gidişatı ortada. 15 Yıl sonra bahar aylarını bile göremedik... Gelecek sezonun Süper Lig şampiyonu, Şampiyonlar Ligi’ne, Türkiye Kupası şampiyonu da UEFA Avrupa Ligi’ne direkt olarak katılamayacak ve ön eleme turu oynamak zorunda kalacak. 2022-2023 sezonundan itibaren şampiyon takım Şampiyonlar Ligi’ne gitmek için 2 ön eleme, 2. olan takım 3 ön eleme oynayacak. Yeni dönemin İnterToto kupası sayılan 2021-2022 başlaması planlanan Konferans Ligi’ne dahi ön eleme oynayarak gitmeye çalışacağız.
Ligimizin büyük takımlarından Beşiktaş, elemelerde PAOK ve Rio Ave takımlarından daha mı güçsüzdü? Yıllarca övündüğümüz ‘Avrupa Fatihi’ Rangers kadar iyi değil mi? Sivasspor’un iki maçta da Maccabi gibi bir takımdan bir puan bile alacak kadar kadrosu yok mu?
Milli takımımız, Avrupa Şampiyonası’na katılınca gurur duyduk, diğer yandan teknik direktörümüzün hafife aldığı UEFA Avrupa Ligi’nde küme düştük ve buralarda kaybettiğimiz puanlar futbolumuzun gelecek zamanlarını da tehlikeye attı.
Kötü giden futbolumuz yanında, Avrupa’ya birkaç oyuncumuz dışında transferler de yapamadık. Sezon başlamadan tüm kulüplerin ortak sözü olan ‘altyapımız’ istenilen seviyeye ulaşması bir yana, adım bile atılamadı. Süper Lig’de 4 kulübümüzün genel borcu 14 milyar TL civarında... Geldiğimiz nokta ortada, Faroe Adaları, Cebelitarık, Lüksemburg gibi takımlarla rakip olduk.
Başta, Türkiye Futbol Federasyonu, kulüp başkanları, yöneticiler, teknik direktörler, altyapı sorumluları, futbolun içerisinde olan herkes ‘ben eleştirilmem, ben her şeyi biliyorum’ mantığını bırakıp, kötü giden, kangren olmuş, çözülemeyen ya da çözülmek istenilmeyen sorunları bırakıp, büyük sorunumuz olan futbolumuzu yükseltme konularına kafa yormalı. Yoksa yıllarca hakem hatalarımız, yabancı kuralımız, altyapımız neden bu kadar kötü, federasyon başkanı hangi takımı tutuyor polemikleri ile kendi ligimizde büyüğüz havalarından öteye gidemeyiz...