Her sezona büyük ümitlerle girip çoğu son maç, çoğu sondan dört maç önce hedeflediği bütün kupaları kendi eliyle tersine iten şampiyonluk hayallerini bırakan bir takım.
03 Nisan 2004 Fenerbahçe’nin önünde üç hedef var şampiyonluk için Süper Kupa, Konferans ligi, Süper Lig.
Tarih 22 Nisan akşamı hedef sıfır.
İlk önce Sayın Ali Koç devrim gibi kararlar alıp ilk önce takımı Süper Kupa’ya çıkarmadı, devamı gelecek bekleyin dedi. İstifa ettiği Kulüpler birliği başkanlığına geri döndü uğraştığı Türkiye Futbol Federasyonu başkanına hiç bir yaptırım uygulatamadı. Aday değilim diyerek, rakiplerini görmeyi seçti, adaylığını koyan başkan adayı takım içi düzeni bozmaya başladı.
İsmail Kartal ikinci yarı başladığı formsuzluğunda hiç bir zaman suçu kendinde aramadı. Her maç sonu hakemler oyuncular üstünden giderek son dakika kazanılan puanlar ile Sivasspor deplasmanına kadar gelebildi. Hedef Rams Park olacaktı ama nefes yetmedi.
Türkiye Kupası, Ankaragücü’ne elenirken oyuncularım yoruluyor korunma amaçlı revizyona gittim. Süper Kupa maçı öncesi fikstür yoğun bu maç ertelenmeli.
Konferans ligi Olympiakos maçı 10.dakika öne geçen takımını frenleyip saçma değişiklikler ile kupadan elenme. Sivasspor deplasmanı iki kere öne geçip skoru koruyamama.
Maç sonu açıklama ise daha ilginç.
Rakibimizin son haftalarda bir çıkışı vardı. Bugün de çok iyi savunma yaptılar, çok kapandılar. Çok zorlandık kapalı savunmaya karşı iki gol atmayı başardık. Berabere bitti maç. Ben oyuncularıma sonuna kadar güveniyorum. Oyuncularımla gurur duyuyorum. Oyuncularım çok karakterli. Her şey bitmedi. Puan farkının açıldığını düşünmüyoruz. Önümüzde 5 maç var.
Açıklamayı dinleyen Fenerbahçe taraftarının bundan ne anladığı, hocanın ne anlattığını bilen çözen var mıdır acaba.
Dört kulvarda şampiyonluğa giden bir takımı başta başkanı sonra yöneticileri sonra hocası frenleyip bütün hedeflerden uzaklaştıran bir takımı tutabilmek onunla kalabilmek ne kadar kolay.
Gerçekten sarı lacivertli taraftarların sinir uçlarına baksalar değişik veriler çıkabilir. Bu kadar git geller yaşayan bir taraftar yoktur. Futbol tarafında bunca başarısızlığa rağmen hala stad kapalı gişe forma satışları bütün takımların önünde.
Bundan sonra ne olur sarı lacivertliler için;
Ali başkan hafta içi ya da hafta sonuna doğru elinde hiç bırakmadığı dosyaları ile çıkar oynat videoyu bakalım, bunlarla uğraşıyoruz gibi açıklamalar ile güven tazeleyip seçim yapacaksa aday olacağanı açıklar. Ya da zaten genel kurulda istediği yetkiyi almıştı ona göre istediği gibi yön verir.
İsmail Kartal şampiyonluğun kendi ellerinde olduğunu kazanıp şampiyon olacaklarından, bahsedip sezon boyunca aynı açıklamalar aynı kadro, aynı oyuncu değişikliği ile sezonu bitirir.
Bahane ararsan bahane çok; takım yorgun, sakatlar çok, hakem son dakika öyle penaltıyı nasıl çalar, hakemler art niyetli federasyon başkanı Galatasaray’lı hepsi doğrudur.
Sizin egonuz saçma sapan fantezileriniz ne olacak.
“O zamanlar paranın önemi yoktu, o ikinci plandaydı. Kulüp ve heyecan geçerliydi bizim için. Fenerbahçe'de oynamak bir şerefti. Üstüne bir de para mı vereceklerdi? Biz de düşünmezdik bunu."
(Lefter Küçükondanyadis)
“Fenerli olmak platonik aşık olmak gibidir, sevdikçe acı çekersin." - Can Bartu
“Fenerbahçe büyüklüğü ne şampiyonluk büyüklüğü ne kupa büyüklüğüdür. Onun büyüklüğü başka bir büyüklüktür” (İslam Çupi)
Eski başkan Aziz Yıldırım ise dar ağacında olsak bile son sözümüz Fenerbahçe derdi.
Gerçekten büyük başarı bunca yaşananlara rağmen Fenerbahçeli olmak ve kalabilmek…