İslam Çupi; “Fenerbahçe büyüklüğü ne şampiyonluk büyüklüğü ne kupa büyüklüğüdür. Onun büyüklüğü başka bir büyüklüktür işte, adı konamaz. Şampiyon olmak mümkün, Fenerbahçe olmak imkansız”
Can Bartu; “Fenerbahçeliler sene başında şampiyon olacaklarını hissederler ve olurlar.”
Taraftarlar; Maç öncesi hep bir ağızdan bir şarkısın sen ömür boyu sürecek Samanyolu şarkısını söylerler.
Sarı Lacivertliler cumartesi günü bir Olağan Mali Genel Kurul Toplantısı yaptı. Yukarıda yazdığımız kelimelerin hiç birine uymayan bir topluluk vardı, genel kurulda A’dan Z’ye…
Sayın Uğur Dündar eleştirilere karşı ‘üyeler beni istemiyor’ diye görevi bıraktı, 10 dakika sonra üye çokluğu ile göreve geri geldi! Ortaya atılan Aziz Yıldırım’ın gönderdiği 15- 20 kişilik grubun toplantıyı provoke etmesi olarak algılandı. Divan üyeleri birbirleri ile kavgaya tutuşmaya başladı.
Ali Başkan konuşmaya çıktığı andan itibaren istifa sözleri ile karşılandı, onları dinledikten sonra konuşmasını yaptı aynı üyeler tarafından ayakta alkışlandı ve yönetimi ile beraber ibra edildi.
işin aslı Fenerbahçe’nin yıllardır yaşadığı özeti gördük. Git gelleri!
Kadıköy’de olsun Ataşehir Spor Kompleksi’nde olsun, futbolcular basketbolcular gelen taraftarlar ve yöneticilerin üstünde o kadar stres ve git geller var ki başarısızlığın bir nedeni de bu. Şükrü Saraçoğlu’nda son 10 dakikaya 2-0 önde girseniz dahi maçı kaybetmeyi aklından geçiren sahada özgüveni olmayan futbolcu stadda güvenmeyen taraftar var. Aynı şey basketbol maçları için de aynı.
Önceden bu sahalara gelen eli boş döner giderdi. İşte Fenerbahçe bu ruhu kaybetti kaybediyor, kanama hala devam ediyor ve yapılan müdahalelerin çoğu yanlış.
Fenerbahçe’nin futbol aklı kimse o da çok ilginç. Jesus sonrası birçok isim öne atıldı, Montella kesin oldu dendi, sonrası olağan genel kurulda, takımın ligi ve camiayı bilen bir Türk hocaya emanet edileceği söylendi. Camiayı bilen hiç bir hocanın yapılan görüşmelerde haberlerinin olmadığı ortaya çıktı. Peki bu transfer görüşmeleri yapılan transfer neye göre yapıldı?
Şimdi başkan bir hoca getirecek. Peki bu hoca, ‘bu kapıdan içeriye giremez’ dediği Aykut Kocaman mı, ‘üç kulvarda gerekli başarıyı veremez’ dediği İsmail Kartal mı, ‘siz benim vizyonumu anlamamışınız’ dediği Ersun Yanal mı, yoksa kadro dışı bıraktıktan koridorda basın açıklaması yaptırdığı Volkan Demirel mi, ya da en çok getirmek istediği kişi olan Abdullah Avcı mı?