Türkiye artık bir ön elemeler ülkesi haline geldi. Sezonu Avrupa’da 10. sırada bitirsek dahi, önümüzdeki sezon 5 temsilcimizin 4’ü ön eleme oynayacak. Bunların 3’ü yine 3’er ön eleme oynayarak turu geçmeye çalışacak. Avrupa kupası kuraları çekildiğinde, 4 takımımızın 3’ü İsviçre takımlarıyla eşleşmişti. Fenerbahçe ise İsviçre takımı olan Lugano’yu eleyerek tur atlamıştı. Jose Mourinho, ligimizin zor olduğundan bahsederken, ileriye dönük plansızlığımızdan hiç söz etmemişti. Ön elemeler oynadığımız Danimarka ve İsviçre ligleri bizden 2-3 hafta önce başlıyor.
Sarı-lacivertliler turu geçerken çok zorlanınca, büyük bir kesim köy takımı karşısında nasıl bu kadar zorlandığını yazmıştı. Çarşamba akşamı aynı ligin takımı Young Boys, son şampiyon Galatasaray karşısında kazandı. Yorumlar yine değişmedi; Young Boys’tan 3 gol yemek insana koyuyor. Bir yanda hem kalite hem bütçe olarak dağlar kadar fark var. Rakibin sadece oyun disiplini ve fiziği mevcut. Neredeyse perişan oluyorduk. Galatasaray ucuz kurtuldu.
Okan Buruk dahil sonuca hakemin etki ettiğinden bahsediyordu. Şu sorgulamayı yapan kişi sayısı ise azınlıktaydı: “Süper Lig futbolcuları yaz dönemini iyi geçirmiyorlar mı?” Sergen Yalçın’ın bu konuyla futbolcuların ne yaptığını bilmediğine dair itirafı geçmiş dönemlerde vardı.
Van Bronckhorst’un ilk 11’i hemen hemen üç maçta da aynıydı. Ben rakibi izleyerek daha çok 11 belirliyorum. Dün akşam Hollandalı teknik adam Emirhan Topçu’yu stopere, özellikle istediği Ndour ise orta sahanın soluna koyarak oyuna başlamıştı. Semih oynaması için Montella’yı linç edenleri biri söylemiş olmalı Bronckhorst maç öncesi Semih - Ndour değişikliğinin taktiksel olduğunu, maçı kazanacak oyun planını hazırlamaya çalışıyorum seçeneğim fazla.
İki takım da birbirini iyi analiz etmişti. Lugano, defansı önde kuran rakibine karşı arkaya atacağı uzun paslarla etkili olmaya çalışırken, Beşiktaş ise ön alan baskısı ile topu kapıp gol bulmayı hedefliyordu. İlk 20 dakika ev sahibi takım üstünlüğü ele geçirmişti. Paulista’nın çizgiden çıkardığı top sonrası gelişen atağı Mert kurtarmıştı. Paulista, bu kez asist yaparak Gedson’a golü attırdı. Hollandalı teknik direktörün taktiği olan Gedson’un savunma arkasına koşuları meyvesini verdi.
Gol sonrası Beşiktaş, oyun disiplininden kopunca en zayıf noktaları olan sol taraflarından golü kalesinde gördü. Gol öncesi Emirhan ve Paulista’nın kritik müdahaleleri maçın seyrini değiştirmeyi engelledi. Musrati ve İmmobile, ilk yarıda suni çim nedeniyle etkili olamadılar. Silva ise ikiliye kıyasla daha iyi bir performans sergiledi.
İlk yarı taktiğinden memnun olan Van Bronckhorst, ikinci yarı başında yine Gedson Fernandes’i savunma arkasına sarkıtarak bir gol daha buldu. Rafa Silva asisti golden daha güzeldi. Ardından gelen Musrati golü ise İsviçre tarafına şok etkisi yaratmıştı. Yumuşak karın olan sol taraf kademeyi kapayamayınca Lugano tekrar oyuna ortak oldu. Gecenin iyilerinden olan Paulista bile sol tarafa engel olamadı.Ters vuruşu oyunu bir anda beraberliğe getirdi. Bu sefer 5 dakika içerisinde 2 gol atan Lugano oldu.
Hollandalı oyuna hamlesini İmmobile - Rashica’yı çıkarıp, Mustafa Hekimoğlu-Muci’yi alarak yaptı. İki takımın orta sahaları yorgunluk gösterince git gel atakların yanı sıra top kayıpları da belirgin olmaya başladı. Atanın alıp götüreceği son dakikaları heyecan içerisinde geçen maçta Beşiktaş istediğini alarak ülkeye döndü. Lugano’nun ise, Mütevazı kadrosu ile sürekli oynamayı düşünen bir ekip işleyen bir sistemi var, keyifli futbol garantisi veriyor.
Sonuç olarak bu yıl yeni düzene geçen Avrupa liglerine 5 takım olarak katılıyoruz. Fenerbahçe ve Trabzonspor bir alt liglere düşseler de yollarına devam ediyorlar. Amaç beş takım geldik, beş takım devam edelim. Ülke puanı diğer yıllar için gerekli olacak.