Vitor Pereira ve Valbuena için bu maç farklı anlamlar taşıdığı gibi, iki Portekizli hoca için de taktiğe yönelik bir maç olacaktı. Pereira 3’lü defans için, “Önemli olan bu değil, önemli olan saha içi dinanizm. Sayılar sadece sizin maça nasıl başladığınızı gösterir. Önemli olan sahadaki oyuncuların mücadelesi ve bağlılıklarıdır.” demişti. Olympiakos hocası Pedro Martins ise hücum oyununu seven bir hoca ama, bu maç için farklı bir taktikle çıkacağını hissettirdi.
Oyun Fenerbahçe’nin istediği gibi tempolu, rakip için orta sahayı kalabalık tutup yapılacak hatayı, değerlendirme düşüncesi ile başladı. Formda Szalai hatasını, Brezilyalı forvet Tiquinho affetmedi. Kanarya maça geride başladı.
Fenerbahçe için bitiricilik dışında en sıkıntılı konuda atağa çıktığında, hızlı dikine çıkamaması, bu özellik bugün çıkan kadroda Pelkas ve Ferdi’de vardı. Bunu İlk yarıda Çoğu kez genç oyuncu Ferdi denemek istedi, o da gerekli desteği göremedi. Pelkas ise sakatlığı sonrası istenilen düzeye gelemedi.
Gustavo her maç takımın en fazla koşan oyuncusu olabilir ama her topu yana oynayıp takımın el freni oluyor.
Osayi tempolu ama bal yapmayan arı misali, koşuyor sonuç yok. Fenerbahçe ilk yarıda daha çok topa sahip oldu ama rakip ceza alanında etkili olamadı.
İkinci yarı daha baskılı rakip kaleye giden bir takım vardı. Pelkas direğe nişanladı. Bitiricilik problemi devam edince, Altay’ın çabaları golleri yemeye engel olmadı. Olympiakos 5 dakika içerisinde aynı golden iki tane attı.
Ne olursa olsun büyük takımsanız maçı bırakmamalısınız anında dağılırsınız. Tek kale oynadığınız bir maç anında 3-0 olabiliyor.
Fenerbahçe Portekizli hoca ile sahada mücadele eden bir takım olmayı başardı ama yıllardır eksiği olan tam bir forvetini bulamadı. Yunan Ligi, bizim ligimiz gibi gerilemede. Avrupa sıralamasında aramızda çok az puan farkı vardı. Bu mağlubiyet ile Avrupa’ya yabancı oluşumuzu hatırladık.
Portekizli hocaların taktik savaşını takımında daha tecrübeli olan hoca kazanmış oldu.