Hayırlı Ramazanlar sevgili okuyucular. Bugün sizlere mübarek Ramazan ayının gelmesi ile birlikte pastane raflarında görmeye başladığımız güllaçla ilgili bilgiler vermek istiyorum.
Az bir malzeme kullanılmasına rağmen damaklarda eşsiz bir tat bırakan güllaç, yılın bir ayı kendini gösterip daha sonra saklanıyor. Güllaç, Osmanlı İmparatorluğu döneminden beri Türk mutfağında yapılan geleneksel bir tatlıdır. Tarihi hakkında kesin bilgiler bulunmamakla birlikte, Osmanlı döneminde saray mutfağından halk mutfağına yayıldığı düşünülmektedir. Güllaç kelimesi, Farsça "gül" anlamına gelen "gol" kelimesinden türetilmiştir. Bu isim, tatlıya eklenen gül suyundan kaynaklanmaktadır. Güllaç yapımında kullanılan güllaç yaprakları ise, suyla karıştırılan mısır nişastası ve unun tavada pişirildikten sonra kurutulmasıyla elde ediliyor. Güllaç, Ramazan ayında oruç tutanların tercih ettiği hafif ve serinletici bir tatlı olarak popüler hale gelmiştir. Ayrıca özel günlerde, düğünlerde ve bayramlarda da sıkça tüketilir.
Günümüzde güllaç, Türkiye'nin yanı sıra diğer Orta Doğu ülkelerinde de tüketilmekte ve farklı varyasyonları yapılmaktadır. Birçok kişi güllacı severek yese de çoğu kişi de güllacın içine gül suyunun eklenmesinden dolayı bu lezzeti tercih etmiyor. Güllaç yapımında gül suyu kullanılır. Güllaç, süt ve güllaç yaprakları gibi temel malzemelerin yanı sıra şeker ve gül suyu gibi diğer malzemelerle de tatlandırılır. Gül suyu, güllaça karakteristik lezzetini ve hoş kokusunu veren önemli bir bileşendir.
Gül suyu, gül yapraklarından elde edilir ve Türk mutfağında yaygın olarak kullanılır. Güllaç haricinde, tatlıların, şerbetlerin, içeceklerin ve parfümlerin yapımında da kullanılır. Gül suyu, güllaçta kullanılan diğer malzemelerle birlikte tatlıyı hafif ve serinletici bir lezzetle buluşturur.
Esenlikle kalın…