Türkiye Cerablus'a askeri bir operasyon başlatmış durumda. Devlet operasyonu hem resmî hem de fiilî gerekçelere dayandırıyor. En son Gaziantep saldırısının da ortaya koyduğu gibi IŞİD'in oradaki varlığı Türkiye için ciddi bir güvenlik riski oluşturuyor. Ama IŞİD zaten 2013 yılından beri orada ve oradaki varlığı daha önce de Türkiye için ciddi bir güvenlik tehditi oluşturuyordu. Bu operasyona aciliyet kazandıran unsur sadece IŞİD'ın yol açtığı güvenlik riskiyle sınırlı değil. Ana omurgasını YPG'nin oluşturduğu Suriye Demokratik Güç'lerinin Menbiç'i tamamıyla IŞİD'den alması ve akabinde yönünü hem kuzeye hem de batıya döndürmesi bu operasyonu asıl tetikleyen faktör oldu.
Kabaca, Türkiye bu operasyondan üç hedef güdüyor. Birincisi, IŞİD'in Türkiye ile sınır paylaştığı tek yer Cerablus ve buradan sınır illeri başta olmak üzere Türkiye'ye ciddi bir güvenlik tehdidi oluşuyor. IŞİD'in oradan temizlenmesi bu güvenlik tehdidini azaltacaktır. İkincisi, Türkiye daha önce de defaatle kırmızı çizgisi olarak ilan ettiği Azez ile Cerablus arasının muarız güçlerin eline geçmesini engellemek istiyor. Bu hat aynı zamanda PYD'nin Afrin ve Kobani kantonlarını birleştirmesini engelleyen bir hat. Bu hattın Azez'den Çobanbey'e kadar olan kısmı şu anda Suriye muhalefetinin elinde. Geri kalanı ise IŞİD'in elinde. Türkiye oradan IŞİD’i temizleyerek hem Suriye muhalefetinin daha rahat nefes almasını hem de PYD'nin kuzeye doğru ilerlemesini baltalamak istiyor. Üçüncüsü, ikinci gerekçenin bir devamı olarak Türkiye bu operasyonla PYD'nin kuzeye ve batıya doğru ilerlemesini ve kantonları birleştirmesini önlemeye çalışıyor.
Dün akşam saatleri itibarıyla Türkiye bu hedeflerinin ciddi bir kısmını elde etmiş gözüküyor. AA'nın verdiği bilgileri göre Türkiye'nin desteklediği Özgür Suriye Ordusu bileşenleri Cerablus merkezine ulaştılar. Buna ilaveten, Joe Biden, YPG'nin Fırat'ın batısına geçmesi halinde Amerikan desteğinden mahrum kalacaklarını belirtti. Bunun üzerine YPG, Fırat'ın batısından çekileceğini ilan etti.
Peki bu adım Türkiye'nin Suriye politikasında bir dönüm noktasını mı teşkil ediyor? Bu girişimin Türkiye'nin Suriye politikasında neye tekabül ettiğini anlamak için öncelikle Türkiye'nin Suriye politikasındaki önceliklerine bakmamız gerekiyor.
Türkiye, Suriye’nin bölünmesini veya PYD’nin denetimindeki kantonların tamamıyla birleşip siyasi, idari ve hukuki bir kimlik kazanmasını kendisi için başlıca tehdit alanları olarak görüyor. PYD'nin aktörleşip uluslararası meşruiyet kazanmasını istemiyor. Bu öncelikli tehdit algısının yanında Türkiye için Suriye'de geçişin Esed’li mi yoksa Esed’siz mi olacağı ikincil derecede ehemmiyet arz ediyor. Eğer öncelikli tehditlerin bertaraf edilmesine hizmet edecekse Türkiye, Esed'li bir geçişi sineye çekebilecek görünüyor. PYD'nin aktörlüğü ve meşruiyeti konusuna gelince, bu operasyon bu alanda bir değişiklik ifade etmiyor. ABD'nin SDG yatırımı, SDG'de PYD'ye merkezî bir rol vermesi, onun PYD'yi sadece IŞİD parantezine hapsetmediğini gösteriyor. ABD, hem PYD hem de SDG'ye Suriye'nin geleceğinde önemli bir rol biçiyor. Ama bu operasyon sonrasında PYD'nin operasyonel kapasitesinde kısmi bir azalış olacaktır. Bunun yanı sıra, Cerablus'tan kaçan IŞİD militanları daha aşağıya çekileceklerdir. Bu da El Bab ile Tel Rıfat arasındaki bölgeyi önemli hale getirecektir. ABD, IŞİD'in buradaki konsantrasyonunu önümüzdeki dönemde SDG'nin buraya operasyon yapması için bir gerekçe haline getirebilir. Böylesi bir operasyonda SDG'den YPG birliklerini ayırıp ayırmayacağı muammadır. Sonolarak, Türkiye hem PYD hem de rejimin sınırlandırılabilmesi amacıyla Suriye muhalefetine daha fazla desteğin sunulmasını hedefliyor. Türkiye'nin son operasyonu kuzeyde muhalefete belli bir nefes aldırabilir. Ancak önümüzdeki dönemde muhalefetin yüzleşeceği asıl tehlikelerden birini ABD ve Rusya'nın kullanacağı terör kavramı ve ölçeği oluşturuyor. ABD ve Rusya terör tanımını çok geniş tutarak Suriye'de sahadaki muhalefetin önemli bir kısmını pasifize edebilir. Türkiye bunu engellemeye çalışmalıdır. Fakat bu konuda yapabileceklerinin sınırlı olduğunu akılda tutmalıyız. Cerablus operasyonu, Türkiye'nin Suriye politikasında çok önemli bir gelişmeyi temsil ediyor. Ancak bu henüz bir dönüm noktası değildir.