Savaş sürüyor.
TSK’nın hava saldırıları PKK’nin insan kaybını artırmaktan çok lider kadrolarda, lojistik ve silah depolarıyla, tahkim edilmiş mevzilerinde yoğunlaştı.
İzleme ve nokta atışlarla tahribe yönelik bu saldırı giderek seyrekleşiyor çünkü vurulacak hedef azaldı.
Bunun karşısında PKK 3-4 kişilik gruplarla uzaktan vurkaç taktiği uyguluyor ve zaiyatını en azda tutmaya çalışıyor.
Tekrarlanamadığı için etkisi gittikçe zayıflanan tuzaklamalar ve nadir gerçekleşen intihar saldırıları şimdiye kadar en etkili yöntemler oldu ancak sürdürülebilirlikleri yok.
Asıl sonuç ise beklenen serhildanların asla gerçekleşmeyeceği.
Çok daha fazla insan kaybına sebep olacağı belli kara harekatı da beklemede.
Aynı şekilde tahmini birkaç bin kişilik PKK gerillası da hava saldırılarının hedefi olmayacak şekilde saklanarak bekliyor ve bu süreç PKK’nin aleyhine işlerken şimdi bir de erken seçim olasılığı yükselip örgütü sıkıştırıyor.
Zamanı gelince, bugün istihbaratları mükemmelleştirilen kara operasyonları da başlayacak.
Bu süreç, bir taraftan kaynak tüketirken, PKK’yi giderek daha fazla etik sınırlar dışına çıktığı saldırılara zorluyor ve bu örgüte verilen (artık ne kadarı kalmışsa?) halk desteğini de aşındırıyor.
Operasyonlardaki kararlılık ve etkinlik, sivil hedeflerin vurulmamasına gösterilen özen devam ettirildiğinde bu uzun yıpratma savaşının sonu çoktan belli.
PKK çöküyor.
Fakat tabii ki yok olmayacak.
Tahminen alfabedeki henüz kullanılmamış harflerden başka kombinasyonlarla yeni örgütlenmeler oluşturulacak, belki İran’a sonradan diyeti kol olacak eller verilecek (ki artık İran da bu konuda eskisi kadar hevesli değil), uyuşturucu trafiği savaş ağaları arasında rekabet çatışmalarına sebep olduktan sonra başka mecralarda akarını bulup gidecek ama sonunda ve en önemlisi bu davanın dürüst, saf piyadeleri gözlerinin önündeki rezillikten imtinayla yavaş yavaş evlerine dönecek.
Yanlış okumaları, cehalet ve güç sarhoşluğuyla bulanmış kafalarıyla artık haklı ya da haksız bulunan bir silahlı siyasi hareketin liderleri değil,
“savaş ağaları” olarak anılan PKK kurmayı kendini nasıl kurtarır bu cendereden bilinmez ama onlara hayati desteklerini esirgemeyen bir grup insana, Kürt gençlerin tersine, hiçbir şey olmayacak.
Onlar yine pufları üzerinden ayaklarını objektiflere uzatarak ahkâmlarını kesecekler,
30 saniyelik bir video üzerinden “90’lara” bugünden köprüler kuran yazılar yazarken, olayın saldırı silahlarıyla süslenen kısmını hiç görmeden saçma bir söylem üzerine faşizmden karabasanlar köpürtecek,
Köy yakmaların, Diyarbakır cezaevlerinin, katliamların, kireç kuyularının, kulak kesmelerin, yargısız infazların yerine “ne farkı var?” diyerek sert söylemler, üstten tavırlar, aynadaki yansımaları olan kibirler ikame edecek,
Farklı sonuçlar vermiş seçim sonuçları üzerinden ayrıları aynılaştıran analizler uydururken, yazıya kendilerinin koyduğu PKK saldırısını katmadıkları hesaplar çattıkları ve aklın sınırlarını bile utandıran megalomanik metinler döktürecekler.
Arkalarında arş-ı alâya fırlamış saçmalıklarını hep destekleyecek bir kirli sermaye, sözlerinde boncuk aramaktan vazgeçmeyecek bir samimiyetsiz güruh hep olacak.
Daha uzun süre suratlarında gizleyemedikleri sırıtmaları, hançerlerini arkalarına saklarken “barış” diyenlerin ikiyüzlülüğüne katlanılacak.
Daha uzun süre “Ortadoğu Barışı” diyenlerin karşısına “bizi Ortadoğu batağına soktunuz” derken her nasılsa, “en vicdanlı”, “en adil”, “en insan” olabilenlere katlanılacak.
“Suriyeli göçmenleri geri göndereceğiz” derken öldürülmeyeceklerinin garantisi olarak afaki gevelemelerinden başkasını sunamayan,
bırakalım garanti sunmayı, orada sürmekte olan bir savaş olduğunu aklına, ancak açıklamasını yaparken getirebilen zekâ düzeyinde politikacılara da katlanılacak.
Ama etik üstünlüğün, dürüst ve şeffaf siyasetin, gerçek sosyal devletin,
hem vurup hem ağlayanın yerine, kalıcı barışı tesis edecek güçlü bir adilin geçtiği insanlığın şafağı çoktan söktü ve her geçen gün saflar sıklaşıyor.
Yürümeye devam.