Türkiye, 37 gün sonra “cehennemin kapılarını” kapatacak… Ama giderayak iktidar cephesinin yasa teklifleri hız kesmedi.
Bu tasarılar içinde oy avcılığı dışında kalan ilginç girişimler de var… Örneğin, Mehmet Ali Çelebi’nin de aralarında olduğu AK Partili vekiller ile MHP’li vekillerin birlikte imzaladığı “TSK Personel Yasası ve bazı ilgili yasalarda değişiklik teklifi” özel bir dikkati hak ediyor doğrusu.
“TSK Personel Yasası ve bazı ilgili yasalarda değişiklik teklifi”nin gerekçesine baktım. “15 Temmuz sonrası OHAL döneminde ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde yapılan düzenlemelere göre mevzuatın güncellenmesi” gerekçe olarak gösteriliyor.
15 Temmuz…OHAL….Güncelleme…
İnsana “hayırdır” dedirten kelimeler…
Güncelleme için 2016’dan 2023’e kadar 7 yıl beklenmiş öyle mi?
Yasa teklifinde çok ayrıntı var ama ben sadece soru işaretlerini artıran maddeler üzerinde duracağım.
Örneğin. Genelkurmay Başkanı, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanı ile general ve amirallerden bu görevlerinden önceki dönemde yani farklı bir rütbede suç işlemiş olanlar var ise, “Soruşturma izni vermeye, soruşturma ve kovuşturma yapmaya yetkili mercilerin tayininde ilgililerin son rütbeleri ve görevleri esas alınacak.”
Albayken suç işleyen bir genelkurmay başkanı, genelkurmay başkanı rütbesi ile yargılanacak mesela. Neden acaba?
Bir başka dikkat çekici değişiklik: “Subayların sınıflarının ve miktarlarının belirlenmesi, üstün başarılı yüzbaşı ve binbaşıların terfi esasları, astsubayların terfi şartları ve esasları gibi terfi ve rütbe belirlemesinde artık Genelkurmay Başkanı, kuvvet komutanı, Sahil Güvenlik Komutanı, Jandarma Genel Komutanı ne görüş bildirebilecek ne de karar alabilecek.”
Terfi kararlarını kim mi verecek? Teklif yasalaşır ise artık ilgisine göre askerin sınıf, rütbe ve terfi işleri Millî Savunma Bakanı veya İçişleri Bakanı’na emanet edilecek… Giderayak hükümet, terfi ve atamaları neden tamamen kendi inisiyatifine almak istiyor?
Biliyoruz ki bu siyasal iktidarın kamuoyuna yansımayan hep bir başka gündemi daha var… Önce mutfakta pişiyor sonra ortaya servis ediliyor.
General ve amirallerin terfi ve görev sürelerinin uzatılmasına yönelik işlemler de Milli Savunma Bakanı'nın teklifi ile yapılacak. General ve amirallerin bir üst rütbeye yükseltilmesinde aranan “Yüksek Askerî Şûra (YAŞ) üyelerinin üçte ikisinin kabulü” şartı kaldırılacak. Bunun yerine YAŞ kararları esas alınacak.
Böylece, amiral ve generallerin terfilerinde 7 sivil ve 5 asker üyeden oluşan şura üyelerinin 7'sinin onayı yeterli olacak.
Giderayak niye buna gerek duyuyorlar? Anlaması zor…
15 Temmuz sonrasında çokça duyduk; kadrosuzluktan emekliye sevk edilenlere “yaş şartı” nedeniyle emekli aylığı ödenmiyordu. Bundan böyle “yaş şartı” aranmayacak, 25 hizmet yılı emeklilik aylığı bağlamak için yeterli olacak.
Siyasi iktidarın 21.yılında ve özellikle 15 Temmuz sonrasında alınan kararlarda yaşattığı mağduriyete son veriyor olması önemli.
Üstelik… “Verilen ihraç kararlarında subay, astsubay, uzman erbaş ve sözleşmeli erbaş ve erler hakkında disiplin ceza sayısı veya puanı nedeniyle tesis edilen Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişiğin kesilmesi sonucunu doğuran işlemlere” karşı bundan böyle “yargı yolu” açılacak ve disiplin cezalarının hukuka uygunluğu mahkemelerce denetlenebilecek.
Bu kadar baskı ortamı olmasa “demokrasi mi akıllarına geldi acaba” diyecek insan. Ama hukuk facialarının sürekli yaşandığı bir dönemde bunu söylemek zor.
O zaman ne?
“Kayıp silahlar” iddiasının bile aydınlatılmadığı bir karanlık dönemin sonuna gelirken o zaman bu yasa teklifi nedir?
Üstelik önce İYİ Parti sonra da CHP İstanbul İl Başkanlığı’nın kurşunladığı ve malum basın ve “yazarlar” ın da “muhalefet kargaşa çıkaracak” suçlamasıyla ortamı ısıttığının gözden kaçmadığı bir süreçte…
Bu siyasal iktidarın mutfağında pişirilip bir anda ortaya servis edilen “15 Temmuz sonrası OHAL dönemi ile Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde yapılan düzenlemelere göre mevzuatın güncellenmesi’’ cümlesini duyunca insan kuşkulanıyor.
Kuşkulanınca, soruyu ortaya bırakmak istedim…
Dilerim yasa teklifi komisyondan genel kurula gelmez ve endişeler şimdilik vesvese olarak kalır…