Yapılan araştırmalara göre bir şehri ışıklandırdıkça suç oranları düşüyor… Suçlar kuytularda işlenir, karanlık suçları gizler çünkü.
Kemal Kılıçdaroğlu bu hafta SADAT’ın kapısına giderek, bu ülkenin en karanlık sokaklarından birinde ışıkları yaktı. SADAT’ın üzerine projektör tuttu.
Kılıçdaroğlu, SADAT hamlesi sonrası yaptığı açıklamalarda “devletin içinde SADAT’dan rahatsız birimler” olduğunu söyledi ama bildikleri hakkında daha fazla bilgi vermedi.
Ne duydu ne öğrendi ki SADAT’ın kapısına gitti?
Söyledikleri de çok sarsıcıydı:
“Önünde bulunduğumuz SADAT paramiliter bir kuruluştur... Burası terörist yetiştiren bir kurumdur. Seçimi gölgeleyecek, seçimin güvenliği sarsacak herhangi bir şey olursa sorumlusu burasıdır ve Saray’dır.”
O günden beri ülke SADAT’ı konuşuyor…
SADAT’ı geçen yıl Sedat Peker’den de duymuştuk. Sedat Peker de “devletin namuslu görevlilerinden bilgi, belge geldiğini” söyledi.
SADAT’ın resmi internet sayfasında Türk Ticaret Kanunu’na göre kurulmuş bir şirket olduğu yazılı. Kuruluş tarihi 28 Şubat 2012…
İnternet sitesinde “eğitimlerimiz” başlığı altında; “Gayrı Nizami Harp Kursu” da bulunmakta.
Bu kurs 16 haftada verilmekte.
Gayri Nizami Harp Kursları sonucunda kursiyerler;
“1.Başta psikolojik harp ve harekât olmak üzere,
2.Sabotaj
3.Baskın
4.Pusu
5.Tahrip
6.Suikast
7.Kurtarma ve kaçırma
8.Tedhiş” imkân ve kabiliyetine ulaştırılır ve yapılacak test ve değerlendirmelerde başarılı olanlara Gayri Nizami Harp Uzmanlığı Sertifikası verilir” yazıyor.
“Tedhiş”in sözlük anlamı; “korku salma, yıldırma, terör.”
Terörist yetiştiren bir ticari şirket duydunuz mu?
Gene SADAT internet sayfasında “Ülkemizin Silahlı Kuvvetlerinin yetişemediği ülke ve askeri sahalardaki boşluğu doldurmak üzere milli sorumluluk hisseden kişilerin bir araya gelerek oluşturduğu, yasal bir şirkettir,” deniyor.
“Ülkemizin Silahlı Kuvvetlerinin yetişemediği” derken, TSK gibi bir ordunun yetişemeyeceği işler var da bu noktada görev alabilen Ticaret Kanununa göre kurulmuş bir ticari şirket var, öyle mi?
Demek ki SADAT bir ticari şirketin çok fazlası…
İnternet sitesinde, “amaç ve konu” başlığı altında, faaliyetine zemin olarak gösterdiği kanunlar var.
Halbuki tam da o kanunlar, neden böyle bir savaş makinası olarak faaliyet yapamayacağını söyleyen kanunlar…Kanunların hiç birisinde bir ticari şirketin gayrı nizamı harp kursu açmasına izin verilmiyor.
Buna rağmen o yasalara yollama yapmaları anlaşılır gibi değil, illüzyon alışkanlığı mı acaba?
Nasıl daha fazlası olduğunu SADAT’ı, içinde olduğu ASSAM ile birlikte, yazılı belgeler, ziyaretler ve verilen demeçlerle birlikte değerlendirmek gerekiyor.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın katıldığı ASSAM Asrika Kongrelerinin 2017 yılında olanında bir anayasa taslağı kaleme alınmıştı. 63 sayfa ve 181 maddeden oluşan, Türkçe, Arapça ve İngilizce dillerinde hazırlanan “İslam Ülkeleri Konfederasyonu Anayasası” ile ayrı bir yönetim şekli, askeri gücü, yargısı, başkenti, bayrağı, dili olan “İslam Devletler Birliği” kurulması önerildi.
2019 yılında ise “İslam Birliği İçin Ortak Savunma Sanayi Üretiminin Usul ve Esaslarının Tespiti” başlığıyla İstanbul’da toplandı.
SADAT’ın kurucusu Tanrıverdi, “Mehdi’nin geleceği gün için hazırlık yapıyoruz” ifadelerini de bu kongrede kullandı. Hatırlarsanız; SADAT’ın kurucusu bu cümleleri söyleyene kadar Cumhurbaşkanının danışmanı idi, sonra istifasını verdi.
Yolsuzluk, talan, yoksulluk, hukuksuzluk, adaletsizlik ile ağır hasarlı ülke ve seçime giderken iktidardan gitmek istemeyen siyasi iktidar… Ve “terör eğitimi veren”, “Mehdi’ye hazırlanan” silahlı bir örgüt…
Karanlık sokaktaki uğursuz görüntü.
2015 Haziran seçimde Ak Parti iktidardan düştükten sonra yaşananları hatırlıyoruz. Yüzlerce insan öldü. Kanlı, acılı günler yaşandı.
Bu kanlı ahlaksızlık bazen işe yarıyor ne yazık ki… Ama Allahtan her zaman değil.
Bir parti suçlarla anılır hale geldiğinde, yolsuzluk ve talan ile hemhal olduğunda, huzur ve refahını kaybeden halk açlıkla sınandığında, baskı ve şiddetten medet ummak, ancak ve ancak kanlı bir aymazlık olur.
Siyasal iktidar dağılıyor, yeniliyor ve bunun farkında… Canan Kaftancıoğlu mahkûmiyet kararı da iki liseli gencin dersten çıkarılıp göz altına alınması da bu paniğin işaretleri.
Dağınık, parçalı ve şaşkın iktidar karanlığa gizlenmek istiyor ama Kılıçdaroğlu ışıkları birer birer yakıyor.
Sandığı bekleyen milyonlar ise kararlı, çok daha güçlü ve umutlular…
Karanlık sokaklardaki uğursuz görüntüleri bitirmeye geliyorlar…