Teğmen Ebru ve Savcısı…

Figen Çalıkuşu

Danimarka’da tüm siyasi partiler birleşmiş…

İklim değişikliğiyle mücadele kapsamında 20 yıl içinde 1 milyar ağaç dikilmesi ve tarım arazilerinin yüzde 10’unun ormana ve doğal yaşam alanlarına dönüştürülmesi konusunda anlaşmışlar.

Neden yapıyor Danimarka bunu?

İnsan için…

En kutsal varlık insanın, yaşam hakkına dâhil olan sağlıklı çevre ve dünyaya sahip olması için…

Danimarka’da yandaş yok, insan var.

Bu anlayış nedeniyle Danimarka hukukun üstünlüğü endeksinde genel sıralamada birinciliği hiç bırakmıyor. Ülkemiz ise 117. sıraya çakıldı.

Hukukun üstünlüğü endeksini belirleyen farklı faktörler var. Bunlardan bir tanesi “ceza adaleti”.

“Ceza adaleti” faktörünün neleri ölçtüğüne baktım. Birkaç başlığı sizinle paylaşayım;

CEZA SORUŞTURMA SİSTEMİ ETKİLİDİR

Suç faillerinin etkili bir şekilde yakalanıp suçlanıp suçlanmadığını ölçer. Ayrıca polisin, soruşturmacıların ve savcıların yolsuzluktan uzak olup olmadığını ve görevlerini yetkin bir şekilde yerine getirip getirmediğini ölçer.

CEZA YARGILAMA SİSTEMİ ZAMANINDA VE ETKİLİDİR

Suç faillerinin etkili bir şekilde kovuşturulup cezalandırılıp cezalandırılmadığını ölçer. Ayrıca ceza hâkimlerinin ve diğer yargı görevlilerinin yetkin olup olmadığını ve hızlı kararlar üretip üretmediğini ölçer.

CEZA SİSTEMİ TARAFSIZDIR

Polis ve ceza hâkimlerinin tarafsız olup olmadığını ve uygulamada sosyoekonomik statü, cinsiyet, etnik köken, din, ulusal köken, cinsel yönelim veya cinsiyet kimliği temelinde ayrımcılık yapıp yapmadıklarını ölçer.

CEZA SİSTEMİ HÜKÜMETİN UYGUNSUZ ETKİSİNDEN UZAKTIR

Ceza adalet sisteminin hükümet veya siyasi etkiden bağımsız olup olmadığını ölçer.

“Türkiye hukuk devletidir” demekle olmuyor işte. Endeksler bir röntgen gibi içimizi dışımızı ortaya çıkarıyor.

Savcı etkili soruşturuyor mu, hâkim etkili yargılama yapıyor mu, ceza sisteminde ayrımcılık yok mu, yargı siyasi etkiden bağımsız mı?

Hepsine verilecek cevap tek, hayır.

İşte Teğmen Ebru olayı…

Sosyal medyada fotoğrafı altına yapılan yorum şu:

“Bunu insan s... bile, o kadar çirkin bir Kemalist kaşar ama Kemalist olduğu için tecavüz edebilirim buna.”

Şikâyet üzerine savcının verdiği karar da bu: Takipsizlik.

Savunma dahi almadan, ismini cismini araştırmadan bu kararı veren bir savcı…

Bu garabetin ortaya çıkması sonrasında, insanların isyan ederek itirazlarının çoğalması üzerine bakıyorsunuz; bu takipsizlik kararı kaldırılıyor.

Bu savcıdan tek bir tane olsa “hadi” diyeceksiniz, “derdi Kemalistlermiş…”

Maalesef bu savcılardan birden çok var.

Yandaş isen hukuk var, yandaş isen insansın, yandaş isen yasalar seni korur.

Yandaş değilsen sana yasa yok, sana hukuk yok. Sana küfür de var, hakaret de.

Bakın bir müvekkilime aynı Teğmen Ebru gibi fotoğrafları altına yapılan küfürlü sövmeler vardı. Şikayetleri yaptım.

Bir tanesinde takipsizlik kararı gerekçesi, Teğmen Ebru’nun şikâyeti üzerine verilen takipsizlik kararı ile birebir aynı.

Sanki aynı elden çıkmış gibi; “müştekinin isminin zikredilmediği, müştekiye yöneldiği hususunda duraksanmayacak bir durum olmadığı”…

Oysa küfürlü sövmede müştekinin ismi yazılı ve paylaşımda da açık ve seçik müştekinin resmi vardı.

Bir başka şikâyetimizde, hakaret edenin ismi, görevi, mesleği, yaşadığı yer kimlik kısmında açık açık yazılı olmasına ve şikâyet dilekçemizde çalıştığı yerin adresine dahi yer verilmiş olmasına karşın gene takipsizlik kararı verildi.

Gerekçe; kimlik bilgilerinin ABD üzerinden istenmesi gerektiği, oradan ise cevap verilmediği…

Tıpkı Teğmen Ebru gibi müvekkilim de “yandaşlardan” değildi ve takipsizlik kararları kaçınılmazdı.

Ama bir başka müvekkilim “şüpheli” sıfatı ile ikide bir savcılar tarafından ifadeye çağrılabilmekte.

Tanınmış bir kimlik olması sebebi ile adını ya da ismini kullanan pek çok sosyal medya kullanıcısı var. Kendisinin resmini kullanan ama yabancı bir ismi olan bir kişinin, Yılmaz Tunç’a hakaret eden paylaşımı nedeniyle sadece resimde müvekkilin resminin bulunması nedeniyle kapısına polis gönderebiliyor savcı.

Demek ki savcıların “yandaş” olmayanlardan hukuku esirgemesi bir tesadüf, bir iş bilmezlik değil.

Evet Teğmen Ebru bu hukuk ayrımcılığına sadece Kemalist olduğu için muhatap olmadı.

Bu siyasi iklimin, yandaş hukukunun, ruhunun özüdür.

Bu ayrımcılığa karşı mücadele, hukuk mağdurlarının “amasız, fakatsız” birleşmesi ile olur.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (6)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.