Hukuksuz Türkiye-Terörsüz Türkiye…

Figen Çalıkuşu

Salı Akşamı, MK Haber Tv’de Gizem Fidan’ın konuklarından duyduğum formülü önemsedim ve anında benimsedim:

Hukuksuz bir Türkiye ile terörsüz Türkiye kurulamaz.”

Çünkü 1 ay kadar önce YouTube kanalımdaki haftalık programa “terörsüz Türkiye tamam da peki mafyasız Türkiye, uyuşturucusuz Türkiye, şiddetsiz Türkiye de neden olmuyor” diye başlamış, “Hukuksuz Türkiye’de terörsüz Türkiye nasıl olacak” sorusunu peşi sıra sormuştum.

“Akil Adamlar" programındaki konuşmalarda soruma cevap buldum:

Hukuksuz bir Türkiye ile terörsüz Türkiye kurulamaz.”

O halde ne yapmalı?

Programda Prof. Dr. Mehmet Altan’ın önerisi ve üreyen formül şöyleydi:

Hukuksuz bir Türkiye ile terörsüz Türkiye kurulamaz” konusunda mutabıksak, AYM ve AİHM kararlarını uygulamadan, terörsüz Türkiye sürecine katılmanın manalı olmayacağını söyleyerek, aynı kayyum yasasında olduğu gibi 10 parti ortak duruş sergileyebilir mi?”

Böylelikle Türkiye’nin en yüksek mahkemesi AYM ile Avrupa’nın en yüksek mahkemesi AİHM’nin kararlarını uygulamayan bir irade ile siyasi süreci konuşmanın bir manası olmadığı yönünde ortak duruşun, yekpare bir şekilde muhalefet tarafından sergilenmesi söz konusu olacaktı.

Program konuklarından Selçuk Özdağ bu önerinin TBMM’de hayata geçmesi için elinden geleni yapacağını söyledi.

Gerçekten de muhalefetin sorması gereken soru çok açık:

Hukukun kırıntısının kalmadığı, Anayasaya saygı ve sadakatin yok olduğu bir dönemde terörsüz Türkiye nasıl olacak?

T.C Anayasası ve yasalarının ancak siyasi irade istediği zaman yürürlükte olduğunu görüyor, koşullara göre de uygulanacağından söz edildiğini duyuyoruz.

Biliyorsunuz ilk olarak Bahçeli’nin tarihi çıkışı ile 10 yılı aşkın süredir uygulanmayı bekleyen **“Öcalan Umut Hakkı-AİHM kararı”**nın uygulanması siyasi iktidar istediği için konuşulur oldu.

Halbuki AİHM kararının uygulanmasını emreden Anayasa’nın 90. Maddesi… Yoruma yer vermeyecek kadar açık bir madde.

Siyaset, hukukun gereklerini ve hukuk devletini kendi menfaatleri için böylesine eğip bükebilir, böylesine yok sayabilir mi?

Garip Ensarioğlu’nun son açıklaması da bu anlayışın tipik bir örneği gibi:

“Süreç başarılı oldu ve diyelim ki Öcalan ev hapsine çıktı. Demirtaş'ın hapiste kalması düşünülebilir mi? Tabii ki düşünülemez. Kayyım da kalmaz ortada”.

Ne alâ… Gördünüz mü?

Süreç başarılı olursa Öcalan ev hapsine çıkacak. Anayasa emri olduğu için değil.

E o zaman Demirtaş da çıkmalı değil mi… Tabii süreç başarılı olursa.

AİHM’nin kesinleşmiş Demirtaş kararının ne önemi var? Demirtaş o karardan dolayı değil “süreç başarılı olursa” hapisten çıkacak iktidara göre.

Aynı anlayış MHP’li Feti Yıldız’ın Barış Pehlivan’a verdiği cevapta da beliriyor:

Hasta ve yaşlı olan ve adli tıp raporuyla, doktorlarla, 'bu yaşamına devam edemez' denilenlerle ilgili eğer Adli Tıp’ta böyle bir karar verirse infaz ertelemesi yapılabilir.

Öcalan’ın bundan faydalanmasının bir tane şartı vardır. Kendi ihtiyaçlarını karşılayamayacak durumda hasta olduğuna dair Adli Tıp raporu lazım.”

O varsa Ahmet de olur Mehmet de olur” Yıldız, bu rapordan öyle kolayca alınacak bir rapor gibi söz ediyor, Öcalan bu raporu alırsa hapisten çıkabilirmiş… Açıkça söylenmiyor ama sezilen o ki “süreç başarılı olursa” o rapor da alınır.

İnfaz Yasasında halihazırda “hapis cezasının infazının hastalık nedeni ile ertelenmesi” hükmü var ama o adli tıp raporunun çok ağır hastalarda dahi öyle kolay kolay çıkmadığını gördük.

Hatırlayın o “cezaevinde kalabilir raporlarını.”

Hatırlayın Aysel Tuğluk’u… Hatırlayın Vural Avar Paşayı… Hatırlayın Şükrü Tuğrul Özşengül’ü…

Bahtiyar Aydın’ın faili olmadığı halde 27 yıl cezaevinde tutulan, son 6 yıl içerisinde 5 kez kalp krizi geçiren; tansiyon, guatr gibi kronik hastalıkların dışında böbrek ve bağırsaklarında ciddi rahatsızlıklar olan, duyma ve görme duyusunu da büyük oranda yitirmiş Mehmet Emin Özkan’ı da hatırlayın.

Ve hala çığlıklarını duyurma çabasında olan cezaevindeki ağır hasta tutuklu, hükümlü mahkumları hatırlayın.

Şimdi siyasi irade İnfaz Yasası’nı yeni hatırlıyor… O da şayet “siyasal süreç” başarı kazanırsa.

Siyasi iktidarın istediği olursa Anayasa ve yasaların bir kısım kuralları işleyecek.

Yoksa yok…

Ama asıl cevap arayan temel soru:

Hukuksuzluk da bir terör değil mi?

İnsanları asıl dehşete düşüren, “terörize” eden bu hukuksuzluk değil mi?

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (7)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.