AK Parti lideri en iyi varsayımla 6 milyonun üzerinde oy kaybetti.
Hileyle, desiseyle 6 milyon oy çalınabilir mi?
Özgürlüğe, refaha, eşitliğe, berekete adalete hasret bu ülkenin insanları, 21 yıllık tükenmişlik sonrası tünelin ucunda ışığı görmüş iken oylarını çaldırtır mı?
Dolar 19 lirayı, et 300 lirayı geçti…
Yumurtanın tanesi 3.5 lira…
Süt 25 lira…
En ucuzundan peynir 170 lira…
Pide 10 lira…
Simit 7 lira…
1 kilo zeytin 120 lira…
Hurmanın kilosu 150 lira…
Doğal olarak da 137 ülke arasında bize 106. sırayı vermişler. Neyde mi?
Mutlulukta…
Geçenlerde açıklanan dünya mutluluk endeksinden söz ediyorum.
Kibarlık yapmışlar aslında…
Boğucu ve yıkıcı ortamda mutsuzuz, hem de çok ….
Dünyanın mutlu ülkesi Finlandiya. En mutsuzu ise Afganistan…
Finlandiya’da kişi başı yıllık gelir 36 bin doların üzerinde.
Afganistan’da 500 doların altında.
Bizde ise yıllardır 10 bin dolara ulaşamadı.
Şeffaflık / Yolsuzluk endeksi var bir de.
Buradaki 180 ülke arasında 101.sıradayız, puanımız 100 üzerinden 36.
Listenin başında olan Finlandiya’nın puanı 87.
Afganistan listenin 132. sırasında, puanı ise 24.
Bu üç endeks dahi bize şunu söylüyor;
Şeffaflık var ise yolsuzluk yok.
Yolsuzluk yok ise refah var.
Refah var ise mutluluk var.
Demek ki mutlu ülkenin mutlu insanları olmak mümkün…
Formülü ortada işte…
Biz de insanı tercih eden bir yönetim sistemini inşa ederek, arınmakla işe başlayabiliriz. 21 yıl sonra hiç olmadığı kadar ciddi bir fırsat var önümüzde.
Ambleminde ampul olan AK Parti’nin parlayan ışığı önce cılızlaştı, şimdi ise söndü. Işık parlakken ışığa koşanlar şimdi karanlıktan kaçıyorlar…
AK Parti’den milletvekilliği başvuru sayısı düşüyor mesela.
Yeniden Refah Partisi (YRF) AK Parti’ye yoldaşın olmam dedi. Mehmet Şimşek’in “kibarca” ret etmesi de en can sıkıcısı oldu onlar için.
Emek ve Özgürlük İttifakı aday çıkarmayacağını açıkladı. Kemal Kılıçdaroğlu’na destek verecekleri netliğe kavuştu…
Pervin Buldan aday çıkarmama gerekçelerini çok çarpıcı cümlelerle sıraladı.
“Tarihsel sorumluluk” ve “Ülkede demokrasinin, temel hak ve özgürlüklerin, toplumsal adaletin gerçekleşmesi için yoksulluğa, yolsuzluğa, talana ve ranta dayalı bir yönetimi sürdürmüş olan bu iktidardan, büyük tahribatın sorumlularından hesap sorma konusunda kararlılık”…
Birleşe birleşe kazanacağız çağrısını yapan Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu ve Millet ittifakı ve tarihsel sorumluluğun farkında olan Emek ve Özgürlük İttifakı….
Amaç cehennemin kapılarını sımsıkı kapatmak…
Bir de bu tarihsel sorumluluğun farkında olmayan, hangi amaca hizmet ettiği şüpheli olan “birileri” var…
“Muhalif” gibi duran ama Millet İttifakına, özellikle de Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP’ye muhalefet yapan “birileri”…
Ama insanların canı burnunda, sabır ile 14 Mayıs’ı bekliyor.
O aymazlık içinde olanların siyasi taktiklerini, şaşkın dağılmış komik düşen egolarını çekecek durumda değil hiç kimse.
Bu ülke, insanları bölenlerden usandı. Birleşe birleşe büyümeyi tercih etti ve birleşiyorlar.
Bu ülke insanları seçime el koydular, Kemal Kılıçdaroğlu’nun tarihsel hedefi “Cumhuriyeti demokrasi ile taçlandırma” hedefine kilitlendiler hep beraber. Milyonlar bu hedef için birleşiyor…
Bu yürüyüşe kim engel olabilir?
Bu yürüyüşe katılmayan kazanabilir mi?
Seçime el koyan bu ülke insanları sandığa da el koydu. Ne seçim hileleri ne korku ne şiddet ne de baskılar bu sonucu değiştirmeyecek.
Bildik siyasi pazarlıklar, taktikler, ayak oyunları… Bunların hiçbiri Türkiye’nin önünü kesemez artık… Karanlıktan, baskıdan, adaletsizlikten, yoksulluktan, yolsuzluktan, yalandan bıktı bu toplum.
Cehennemin kapılarını açanlara geçmiş olsun…
O kapıları bu seçimde kapatacağız hep birlikte.
Mutlu bir hayatın hepimiz için mümkün olduğunu göreceğiz.
Çünkü mutluluk bu ülkenin de hakkı…