Beleş bilet ve işsiz milletvekilleri üzerine düşünceler

Fehmi Koru

Belediye başkanları görevden alınıyor, tutuklanıyor…

Geçmişte Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da, İstanbul’un belediye başkanı iken, sonunda ceza getiren soruşturmalara maruz kalmıştı. [28 Şubat (1997) süreciydi, yine de cezası kesinleşene kadar tutuklanmamıştı.]

Tam bu garabeti zihnimde tartıyorken dünkü bir gazetede karşıma iki haber çıkıverdi.

İlk haber şu:

Ülkenin başkentinin belediye başkanı, bir konsere, hediye biletle gitmiş. Hakkında derhal soruşturma başlatılmış. Soruşturmanın başına da son seçimde rakip partinin karşısına çıkardığı aday getirilmiş…

İkinci haber daha şaşırtıcı:

Son seçimde iktidar değişikliği yaşanacak kadar sert bir sarsıntı geçirildiği için, aralarında uzun yıllardır milletvekilliği yapmışların da bulunduğu çok sayıda politikacı, işsiz kalmış… 20 yıllık milletvekilliği sonrası işsiz kalan politikacılardan biri, altı ay boyunca iş bulamadığından yakınmış gazeteye. Gazete araştırmış, geçim sıkıntısı çeken çok sayıda eski milletvekili örneği bulmuş…

BELEDİYE BAŞKANINA BELEŞ BİLET

Nerede bu bedava konser bileti yüzünden soruşturma geçiren belediye başkanı ve seçilemediği için geçim derdine düşmüş politikacılar?

İngiltere’de…

Londra’da verdiği altı konserde İngiliz devletinin kasasına milyonlarca sterlin vergi ve istihdam katkısında bulunan Amerikalı şarkıcı Taylor Swift; başkentin belediye başkanı Sadiq Khan’a birkaç konser bileti hediye eden de vaktiyle belediyeden ihale almış bir firma…

İlk haberden, o ülkede belediye başkanlarının kendisine verilen hediyeleri kayda geçirme zorunluluğu bulunduğu ayrıntısını öğrenmiş oldum. Ne kadar önemsiz ve ucuz bir hediye olursa olsun hem de…

Bir başka ayrıntı da şu: Belediyelerin açtıkları ihale sürecinde başkanların hiç söz hakkı bulunmuyormuş. Her şey kurallara bağlı olarak politika dışı uzmanlar gözetiminde gelişip karara bağlanıyormuş…

Ne kadar bizden farklı şu İngilizler…

İŞSİZ ESKİ MİLLETVEKİLLERİ

Ülkemizdeki politik gelişmelere bakıp ne zaman “Galiba yakın vadede erken seçime gidilecek” türü bir beklenti dile getirsem, birileri hemen, “Seçimin üzerinden iki yıl geçmeden olmaz” diye lafı ağzıma tıkıyor…

Haklılar.

Görevde ancak iki yıllarını doldurduklarında milletvekili emekli maaşı almaya hak kazanıyorlar da ondan…

Oysa, İngiltere’de, milletvekillerinin diğer çalışanlardan bir farkı yok; herkes gibi günü geldiğinde emekli olabiliyorlar ve onların durumundaki emekliler ne kadar maaş alabiliyorlarsa onlar da o kadarla yetinmek zorunda kalıyorlar…

Sadece geçinmek için değil, zamanı geldiğinde emeklilik hakkı kazanabilmek için de çalışmaları gerekiyor seçilemeyen politikacıların İngiltere’de…

Bir diğer ayrıntı da şu:

Ne zaman maaşları gündeme gelse, bizde, aldıklarının yüksekliği milletvekillerinin yüzlerine vurulur. Oysa ,İngiltere’de milletvekillerine bizim paramızla yılda yaklaşık 3 milyon TL (ayda 250 bin TL) ödeniyor. Kıdemlerine göre, bazılarının maaşı yıllık 4 milyon TL’ye (ayda 340 bin TL) yükselebiliyor…

[Görevlerini hakkıyla yerine getirmelerine de yarayacağı için, yasama görevi yapan TBMM üyelerinin maaşlarına söz edilmesine, ne zaman konu açılsa karşı çıkmışımdır.]

TURPUN BÜYÜĞÜ

Dünkü Guardian gazetesinde okuduğum bu iki haber beni bizdeki tartışmalar üzerine düşünmeye sevk etti.

Beşiktaş belediye başkanının, seçilmesi üzerinden henüz bir yıl bile geçmemişken, bir ihale yüzünden başına dert açıldı. AK Parti başlarda niyetlendiği ihale yasasını çıkarmış olsaydı, süreç açık ve şeffaf yürüyeceği için böyle bir gelişme de yaşanmazdı.

Keşke belediyeler yasa varmış gibi ihale süreçlerini şeffaflaştırsalar.

Aksi halde, herkesin zihninde, “Acaba bu yapılanlar bir siyasi darbe mi?” kuşkusu doğuyor.

Öyle bir kuşku hep bulunsun diye mi yasa çıkmadı yoksa?

Turpun büyüğü’ deyiminin böyle bir olayda kullanılması da kuşkunun doğru olabileceğini düşündürmüyor değil…

Esenyurt’un belediye başkanına aynı muamele yapıldığında itirazlarını o olayla sınırlı tutmuş olan Ekrem İmamoğlu, Şişli’de de benzer bir gelişme yaşanıp ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ağzından “Turpun büyüğü heybede” sözleri dökülünce, çıkışlarının dozunu artırdı.

Hedefte esas ben varım” diyor İmamoğlu ve girişimi gelecek cumhurbaşkanlığı seçiminde muhalefetin adayının iktidar tarafından belirlenme niyetine bağlıyor.

Benim onlarınkileri okuduğum gibi bizim gazeteleri okuyan İngilizler varsa, herhalde sürekli şaşkınlık yaşıyorlardır.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (22)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.