Siyaset de futbol camiası kadar esnek davranabilseydi, bu hafta sonu AK Partililer de Fenerbahçeliler kadar gelecekten umutlanabilirdi.
On yıldır şampiyonluğa hasret Fenerbahçe’de, bunun altı yılının sorumluluğunu üzerinde taşıyan yönetim, tam kongre öncesinde, rakip kadronun tavsiye ettiği önemli bir hocayı transfer etti.
Fenerbahçeliler sevinçli.
AK Parti hafta sonunu Kızılcahamam’da kampa girerek geçirdi. Partinin önemli isimleri, bakanlar, kendi alanlarına giren konularda bilgi verdiler; son konuşmayı da AK Parti genel başkanı da olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan yaptı.
Bilmediğimiz bir tablo çıkmadı Kızılcahamam buluşmasından…
Örnek mi?
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek orada yaptığı sunumun özetini dün kamuoyuyla paylaştı; “En kötüsü geride kaldı” cümlesiyle…
“Geride kaldı” dediği enflasyon oranı TÜİK tarafından yüzde 75.45 olarak açıklandı.
Kızılcahamam’daki uzun konuşmasında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, aynı konuda “Enflasyon sorununu mutlaka çözeceğiz; tek haneli rakamları inşallah yakalayacağız. Geçmişte bunu başardık tekrar başaracağız” dediğini aktarıyor Sabah gazetesi…
Sabah gazetesi, konuşmayı, kocaman harflerle, “Milletimizin derdini dinleyerek sorunların çözüm merkezi olacağız” müjdesi olarak yansıtmış…
Dert dinleyecek.. Çözüm merkezi olacak…
Tuhaf bir iktidar anlayışı…
Önemsenmediği için olacak Sabah’ta yer verilmeyen cümlelerle Hürriyet’te karşılaştım.
Şu cümlelerle: “Yönümüz de yüzümüz de aydınlığa, özgürlüğe ve demokrasiye dönüktür. Türkiye’nin geleceği de daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlüktedir.”
“Daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlük…” Ortağıyla birlikte Meclis’te çoğunluğa sahip ve 22 yıldır iktidarda bulunan bir partinin sınır tanımaz yetkileri elinde bulunduran liderinin, ülkede demokrasinin ve özgürlüklerin yetersiz olduğunu söyleyebilmesi herhalde ilginç.
İlginç, ama bir yönüyle tedirgin edici de…
AK Parti, iktidara geldiğinin ilk on yılında, darbe tehlikeleriyle boğuşması gerekmiş, kapatılma davasıyla karşılaşmış olduğu halde, demokratik değerlere sahip çıkabilmiş, özgürlükleri genişletmeyi görev bilmişti.
İktidarının son on yılında ise, AK Parti yetkilileri ne zaman demokrasi ve özgürlüklerden söz etmeye kalksalar, hemen ardından gündeme taşınan yeni yasalar ve anayasa değişiklikleri ile, sözü edilenin tam tersi gelişmeler yaşanmıştır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlük…” vaadini nasıl hayata geçireceklerini bildirirken de eski kalıbı kullanmış: “Yeni ve sivil anayasanın inşallah bunun lokomotifi olacağına inanıyoruz.”
Kızılcahamam’da kendisini dinleyen AK Parti kadrosu içerisinde, parti seçmen kitlesindeki çözülmenin gerçek sebeplerini bilenler, demokrasi ve özgürlükler konusunda iyileştirme için yeni bir anayasaya ihtiyaç olmadığını eminim akıllarından geçirmişlerdir.
Efkan Ala kısa süre önce ‘reform paketi’ ve Avrupa Birliği’nden söz etmişti; konuşmada o sözcükler de yer almıyor.
Mevcut anayasaya ve anayasal kurumların önlerine gelen davalarda verdikleri kararlara uyulsa, demokrasi ve özgürlükler konusunda duyulan eleştirilerin çoğu ortadan kalkabilir çünkü.
Anayasadaki açık hükümlerin kulak ardı edildiği, Anayasa Mahkemesi ile anayasada yetkili kılınmış Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının yerine getirilmediği bir ülkeyiz. Böyle bir ülkede, ‘yeni anayasa’ iddiası ortaya atıldığında akla ilk gelen, “Acaba arzulanan, benimsenmemiş maddelerinin ve yetkili kılınmış kurumların yer almadığı bir anayasa mı?” sorusu oluyor.
Siyasetin futboldan ayrıldığı yer de tam burası işte.
İktidar muhalefetin telkin ve tekliflerine açık değil siyasette. Muhalefet partilerine kulak verse, muhalif yazarlar ve yorumcuların samimi eleştirilerini dikkate alsa, iktidar, gözden düşmesine yol açan yanlışlıklarını düzeltebilir.
Bırakın muhalifleri dinlemeyi, eleştirilerini değerlendirmeyi, kendisine yakın yazar ve yorumcuların Kızılcahamam öncesinde yazıp söylediklerini bile dikkate almamış görünüyor iktidar.
Şu son bir hafta içerisinde, Sabah ve Hürriyet’te, evet iktidara en yakın bu iki gazetede, kaleme alınmış yazılardan bazısı, Kızılcahamam toplantısına sunum hazırlayan parti yetkilileri tarafından okunmuş ve tavsiyeler sunumlarına yansımış olsaydı, AK Partililer bugün geleceğe daha umutla bakabilirlerdi.
Fenerbahçelilerin gelecek sezonda şampiyonluktan umutlandıkları gibi…