Bugün büyük gün… Her zamankinden erken uyandım. İçime doğuyor, iyi bir şeyler olacak… Zaten geceyi de sabırsızlık içinde zor geçirmiştim. Konu milli bir nitelik arz ediyorsa insanda garip bir üst enerji oluşuyor. Aynen üst akıl gibi.
Söylememe gerek yok, bugün Haziran’ın 6’sı. TOBB’un yerli otomobili yönetim kurulunda gündem yapacağı gün. Gazeteci arkadaşlar arasında gece yarısından kuyruğa girerek az sayıdaki şanslı gözlemciden biri olmaya çalışanlar varmış. Doğrusu ben şansımı hiç zorlamadım. Onun yerine hala Bizim Şişko’nun yönetiminde olan tımarhanenin yolunu tuttum. Çünkü ne zaman ülkede bir milli dava gündeme gelse tımarhane sakinleri anında paralel çalıştaylar, konferanslar ve şuralar tertipler, meselenin köküne inerler. Bu çabaların boşa gittiğini sanmayın… Büyüklerimiz özellikle tımarhane çıkışlı fikriyatı hep önemsemiş ve hayata geçmeleri için azami çaba sarf etmişlerdir.
***
Binaya vardığımda bir an içeri giremeyeceğimden korktum. TOBB toplantısına gideceğinden adım gibi emin olduğum bazı arkadaşlar bile doğru tercihi yapıp buraya gelmişti. Kuzeye bakan hendeğe atlayıp arka kapıdan içeri girdim. (Bu girişi nereden bildiğimi merak edenler için söyleyelim, benim bu tımarhanede yıllarım geçti, çok emeğim vardır. Hatta orada yaşananları “Tımarhane Günlerim” adlı kitapta yayınladım. Üstelik Profil yayınlarından!)
Doğrudan Bizim Şişko’nun odasına çıktım. Heyecanlıydı tabi… Bir devlet yetkilisinin gönderdiği zarfı gösterdi. “Milli davamız için çalışmalarınızın sonuçlarını bekliyoruz” diyormuş ama içindeki mektup nerede diye sorunca kaş göz işareti yapmakla yetindi. Daha önce devletten içinde mektup olmayan çok zarf geldiği için üstelemedim. Hemen notlarımı çıkardım. Milli bir otomobilde olması gereken aerodinamik özellikler, kaporta hafifliği ve sağlamlığı arasındaki geçişlilik katsayıları, değişken koltuk düzeninin ruh sağlığına etkileri, yakıt kullanımında çığır açan yenilikler gibi… Bu son noktayı çok önemsiyordum. Elimizde kıymeti bilinmeyen ve sözü geçen kitabımda bilimsel analizini yapmış olduğum mucizevi alet “ışıltılı dönergeli yutargaç” varken kimse önümüzde duramazdı.
Bilgisiz okuyucu için not: Yıllar önce birtakım emekli generaller hiç enerji kullanmadan enerji üretebilen, “erke dönengeci” dedikleri bir aleti zamanın Genelkurmayına sunmuşlardı. Oysa aletin asıl adı “ışıltılı dönergeli yutargaç” idi ve bu devlet sırrı sadece benim kitabımda açıklandı. Tabi bu buluş kötü niyetli kişilerin ve malum devletlerin eline geçmesin diye de çok gizli tutuldu. Nitekim duyduğuma göre şimdilerde bazı devlet emeklileri elektrik kısıntısına karşı tedbir olsun diye evlerinde bulunduruyor ama milli gelir düşmesin diye çok kullanmıyorlarmış…
Aklımdaki şuydu: Üretimde bu aletlerden birkaç büyük model kullanılır, küçükleri de arabalara takılarak akü derdinden kurtulunur. Ama Şişko başını olumsuz anlamda salladı. Meğer Enerji Bakanlığı “yutargaç” kullanımını yasaklamış, çünkü enerji fiyatı sıfıra inince üzerine vergi koymak da mümkün olmuyormuş.
***
Ayrıca olayın asıl önemli yanı bunlar değil, otomobilin ismiymiş… Bizim Şişko konacak adı saptamak üzere faizci ve dövizci diye adlandırdığı iki milli komitenin geceden bu yana çalıştığını söyledi. Şu ana kadar Adalet, Terakki, Hizmet, Rehber, Reis gibi adlar önerilmiş. Ama kritik olay, kullanılmış araba ilanları dedi. “Sürücüsünden kullanılmış Adalet, temiz halde…” gibi cümleler bizi yaralar dedi…
Dolayısıyla şuna karar vermişler: Öyle bir isim koyalım ki önüne “kullanılmış” geldiğinde milli gururumuzu incitmesin. Baya kafa çatlattık, derken Şişko’dan koca bir aferin alarak oradan ayrıldım. Niye Pelikan olmasın dedim. Hem otomobilin kullanılmış olması fiyatını düşürmez böylece...