Referandumun en ironik yanı, Doğu ve Güneydoğu bölgesindeki Kürtlerin oyu sayesinde “evet” ile sonuçlanmasıydı. Cumhurbaşkanlığı sistemini MHP’nin on küsur puanına ve kendi yüzde ellilik oyuna dayanarak ileri süren hükümet, sonuçta hiç beklemediği bir yerden, bizzat “karşı kanattan” destek bulmuş oldu. Sonrasında Erdoğan, Kürtlerin nihayet “doğru yolu” bulduğunu söylerken, İçişleri Bakanı da güvenlikçi bakışın artmasıyla Kürtlerin daha da kazanılabileceği çıkarsamasını yaptı…
Ne var ki HDP seçmeninin bir bölümünün “evet” vermiş olması HDP’lilerin yön değiştirdiği anlamına gelmiyor. Bu verilen oy, yanlış yaptığını idrak ederek “doğruya” yaklaşan bir toplumsal kesime değil, siyasi gerçekçilik içinde davranarak istenen yetkinin yolunu açan bir bakışa işaret ediyor. Dolayısıyla bunu sınırlı süre için açılan bir kredi gibi düşünmek gerek. HDP’nin blok oyu büyük ölçüde aynen duruyor ve eğer AK Parti, Kürt meselesinin çözümü yönünde ilerleme sağlayamazsa yeniden on puanın üzeri bir seviyede konsolide olacaktır.
***
Öte yandan HDP seçmeninden “evet”e olan desteğin miktarı önemli, çünkü bize AK Parti’nin durumu hakkında da çok şey söylüyor… 2014 Cumhurbaşkanlığı seçiminde Demirtaş’ın en fazla oy aldığı ilk dokuz ili temel alarak yapılacak bir hesaplama yeterli ipucu verebilir. Bu iller, Demirtaş’ın aldığı oy açısından sırasıyla Şırnak, Hakkari, Diyarbakır, Ağrı, Muş, Mardin, Batman, Van ve Siirt. O seçimde Demirtaş’ın bu dokuz ilde aldığı oy 1milyon 520 bin ve ağırlıklı ortalaması da yüzde 64.3…
Bir yıl sonrasında yapılan Haziran 2015 seçimi HDP desteğinin bugüne dek çıktığı en üst noktaya tekabül ediyor. Söz konusu dokuz ilde toplam 2 milyon 476 bin oy alınmış ve her il için yüzdeler şöyle: Şırnak (85,3), Hakkari (86,4), Diyarbakır (79,1), Ağrı (78,2), Muş (71,3), Mardin (73,3), Batman (72,6), Van (74,8), Siirt (65,8). Alınan oy sayısına göre ağırlıklı ortalama aldığımızda seçmenin yüzde 76,8’i… Kasım 2015 seçiminde ise bu oran 70,4’e düşmüş. Diğer deyişle HDP’nin prestij kaybı 2015 yılı ortasından itibaren başlamış.
Şimdi aynı dokuz ilde geçen ayki referandumun “hayır” oranlarına bakalım: Şırnak (71,7), Hakkari (67,6), Diyarbakır (67,6), Ağrı (56,9), Muş (49,4), Mardin (59,0), Batman (63,7), Van (57,3), Siirt (51,6). Ağrılıklı ortalama yüzde 62,5 ve alınan toplam oy da 1 milyon 733 bin… Eğer “hayır” oyunu doğrudan HDP desteği diye okuyacak olursak 2015 ortasında başlayan oy düşüşünün aynı hızda sürdüğü sonucuna varabiliriz.
Bu noktada bir detayı atlamayalım: Ele aldığımız dokuz ilde seçmen sayısı Haziran 2015 ile Nisan 2017 arasında 3 milyon 224 binden 2 milyon 773 bine düşmüş. Yani “bölge” seçmen kaybetmiş. Ama her halükarda karşımızda kritik bir sonuç bulunuyor… Haziran 2015’de 2 milyon 476 bin olan HDP oyu, referandumda ancak 1 milyon 733 bin “hayır” oyu üretmiş.
***
Kayıp 743 bin, yani referandum açısından yüzde 1,5. Düşünün ki Antep, Urfa, Adıyaman gibi illerdeki azınlık HDP oylarını hesaba katmadık. Ayrıca sandığa gitmeyenler açısından büyük bir fark da gözlenmiyor. Haziran 2015’de bu dokuz ildeki katılım oranı yüzde 87,1 iken, referandumdaki rakam 80,1 ve aradaki farkın ille de HDP seçmeninden geldiğini söylemek mümkün değil. Dolayısıyla geri kalan illerle birlikte bölgedeki HDP seçmeninin “evet”e katkısının 2 puan olduğu söylenebilir.
Öte yandan, HDP oyunun sadece yarısı bölgeden geliyor. Nitekim Haziran 2015’te söz konusu 9 ilden alınan oy yüzde 5,5 ediyor. Oysa parti o seçimde yüzde 13 almıştı. Ya Türkiye’nin geri kalanındaki HDP seçmeni de referandumda aynı davranışı sergilemişse? O zaman HDP Kürtlerinin “evet” katkısı en az 4 puan demektir. Yani muhtemelen MHP’ninkinden fazla...