En son söyleyeceğimiz lafı en başta söyleyerek işe başlayalım... Galatasaray Igor Tudor’la hiçbir yere varamaz. Daha bir hafta önce Akhisar’dan ilk devrede 2 gol yemişsin, ikinci yarı rakibin 10 kişi kalmış, seyircin seni itmiş ve maçı çevirmişsin. Demek ki bundan hiç ders almamışsın. Aynı senaryo bu kez Malatya’da sergileniyor. İlk yarı uyurgezer gibi sahada dolaşan Galatasaray takımının pozisyon üretememesi ve gol beceriksizliği Evkur Yeni Malatyaspor’a iki gol ikram ediyor. Biri yine duran toptan, diğeri de komple savunma hatasından.
Liderlik koltuğunda oturan ve şampiyonluk kovalayan bir takımın her şeyden önce mücadele gücü ve bir hücum planı olması lazım. Ama Tudor’un Galatasaray’ında bunların hiçbiri olmadığı gibi savunma zaafları da sürüp gidiyor. Üçlü savunma çılgınlığının Tudor’u bir yerde felakete sürükleyeceği belliydi. O da Malatya’da gerçekleşti. Malatyaspor forvetleri biraz becerikli olsalardı, Galatasaray Malatya'da tarihi bir farkla kaybedebilirdi.
İkinci yarı Malatyaspor skoru korumak içın geri yaslandı ama Galatasaray’ın rakibin üzerine gidecek hali yoktu. Pas hataları maç boyunca sürüyor, savunma yanlışları da devam ediyor.
Geçen hafta seyircisinin itmesiyle uyanan Galatasaray’ı bu hafta uyandıracak kimse yoktu. Tudor denen futbol cahili, Eren’i 90. dakikada oyuna sokup çift forvete dönüyorsa varın gerisini siz düşünün. Sonuç olarak Tudor’un elinde ruhunu teslim etmiş, futbol oynamayı unutmuş, mücadeleden uzak, sözüm ona şampiyonluk kovalayacak bir takım var. ‘Hadi canım sen de’ deyip geçelim...
Maç boyunca kaleye iki şut gönderebilen bir takım hala şampiyonluk iddiasındaysa buna kargalar bile güler. Son dört deplasmanından da yenik ayrılan Galatasaray’ın bu ruhsuz havadan kurtulması için Tudor’la vedalaşmaktan başka şansı yok gibi geliyor bana...