Fenerbahçe 3 haftalık kabustan sonra ilk kez 3 puanla tanışmanın coşkusunu yaşadı. Ancak sergilenen futbol, ortaya konulan mücadele Fenerbahçe taraftarını mutlu etti mi işte orası meçhul. Sarı Lacivertli taraftarı sevindiren tek olay atılan gollerin kalitesi.
Görünen o ki ne olursa olsun Sarı Lacivertli ekip, Dick Advocaat'la birlikte bu sezon Pereira dönemini bile aratacak sorunlarla uğraşacak. Sahanın en iyisi diye niteleyeceğimiz hiç pozisyonu olmayan maçın 2 golünü yaratan adamın kenara alırsan, onun kırgınlığı sahaya da, tribünlere de yansır. Söz Lens'ten açılmışken onunla devam edelim. Gerçekten yetenekli bir oyuncu. En önemli özelliği de aldığı her topu tehlike bölgesine gönderme düşüncesi. Bunu da başarıyla yapıyor.
İkinci golde topu adrese yani Ozan'ın kafasına gönderdi. Üçüncüsünde ise egoistliğini bir kenara bırakıp Emenike'ye al da at dedi. Böyle bir oyuncuyu hele de iyi oynarken, kenara alırsanız takım içinde yeni sorunlar yaratırsınız demektir. Ama Advocaat'ın bunu düşünecek hali yok. Şunu şöyleyelim Fenerbahçe dün rahat kazandı ama taraftarını mutlu eden skor dışında onları sevindiren bir oyun sergiledi mi buna cevabımız asla hayır olacaktır.
Fenerbahçe böyle rahat kazandıysa yatsın kalksın ilk 20 dakikada gelen 2 golden sonra şaşkınlığa düşüp oyun disiplininden kopan ve Fenerbahçe'nin hızlı ayaklarına boş kontra atak alanı bırakan Kasımpaşa'ya dua etsin. Bu arada şunu da söyleyelim dün Emenike fiziğiyle Kasımpaşa'yı da yıkan adamdı. İlk goldeki gücünü kullanarak yaptığı asist, üçüncüsündeki bitirici vuruş özelliği Sarı Lacivertli ekibin en tehlikeli silahıydı.
Fenerbahçe'nin bir diğer önemli dezavantajı ise geriye yaslandıkları zaman, rakibe bıraktıkları pozisyon. Her takım Kasımpaşa kadar ikramkar olmaz. Bunu böyle bilsinler. Farklı galibiyet tesellileri ama bu oyunlan bu iş nereye kadar gider o da soru işareti. Son olarak Volkan Şen'in çabası da gerçekten güzel ama nedense şanssızlığını bir türlü yenemiyor.