Gerçekten ilginç bir derbi izledik. Genelde derbilerdeki futbol kalitesi ve tempo pek yukarı çıkmazdı. Ama bu kez gerçekten farklıydı derbinin atmosferi. Tempo, heyecan ve iki tarafın da kazanma isteği üst düzeye çıkmıştı. Tabii gerilimi böylesine yüksek maçlarda en önemli nokta; sakin kalıp, sinirlerine hakim olmak. Ama bunu iki takımın da pek başardığını söyleyemeyiz. Sezon başından beri bir türlü istikrarı yakalayamayan Fenerbahçe, ligin en hazır görünümündeki takımı olan Beşiktaş karşısında bu kez mücadele gücünü arttırarak çıkmıştı. Öncelikle orta alan hakimiyeti bu maçın kaderini belirleyecekti. İlk yarıda Fenerbahçe daha kalabalık tuttuğu bu bölgeyle, hamle üstünlüğünü yakalayamasa bile oyun kontrolünü elinde tutmayı başardı. Bunda Babel’in etkisizliği kadar, Oğuzhan’ın çok fazla geriye gelmesinin de etkisi vardı.
MEDEL'İN HATASI PAHALI PATLADI
Bu önemli maçın sonucunu elbette ki basit hatalar belirleyecek. Medel’in bir anlık hatasıyla yaptığı penaltı, belki de Beşiktaş’a çok pahalıya mal oldu. O ana dek pozisyon üretiminde zorlanan Fenerbahçe, bu penaltıyla rahatlayınca Beşiktaş sinir kontrolünü de kaybetti. Nitekim deneyimli Quaresma, belki de daha önce görmesi gereken kırmızı kartı görünce Siyah-Beyazlı ekibin hücum gücü de azaldı. Tam işler Fenerbahçe lehine dönüyor derken bu kez de Neto’nun kırmızı kartı olayı dengeledi. İkinci yarıda baskı kuran taraf Beşiktaş’tı. Skoru korumak için geriye yaslanan Fenerbahçe, Siyah-Beyazlı ekibe davetiye çıkarttı ama sinir harbi Beşiktaş’ın istediğini yapmasına engel oldu. Sonuçta keyifli ama sinir katsayısı yüksek derbide evinde kazanan Fenerbahçe, belki de sıkıntılı süreci atlatmak yolunda çok önemli bir adım attı ama Beşiktaş’ın da daha sakin kalmayı öğrenmesi gerekli. Sonuçta Fenerbahçe, iki penaltıyla sinir harbinin kazananı oldu. Bu sinir dolu derbinin bu hale gelmesinde hakem Ali Palabıyık’ın da rolü büyüktü.