Geçtiğimiz haftanın iki ağır yaralısının mücadelesinde daha maç başlar başlamaz Galatasaray’ın sıkıntıyı üzerinden attığını hemen gözlemledik. Sarı Kırmızılı ekip bugüne dek pek görmediğimiz bir iştah ve arzu ile başladı oyuna. Bizde güzel bir deyiş vardır, “İstemek başarmanın yarısıdır” diye. İşte bu istek daha ilk 5 dakika dolmadan Galatasaray'a arzuladığı golü getirdi. Sarı Kırmızılı takımın deplasmanlardaki en etkili ayağı ve golcüsü biraz da şansının yardımı ile fileleri havalandırırken, bir anlamda Sarı Kırmızılı ekibin kazanma iştahını da gösteriyordu. Bruma’nın bu golü için şansının yardımı dedik ama, futbol da şans çabalayanın ve daha çok isteyenin yanında olur bu da unutulmamalı.
Geçtiğimiz hafta tempo yönünden eleştirdiğimiz Galatasaray’daki en önemli değişiklik, Bursaspor karşısında sergilenen hızlı oynama arzusuydu. Özellikle Bruma ve Carole’un son derece etkili kullandığı sol kanat Bursaspor’u eritip bitirirken Galatasaray’ın daha fazla pozisyon üretmesine de yol açtı. İlk yarıyı adeta tek kale bir maç haline dönüştüren Galatasaray belki de bu sezon en fazla pozisyon bulduğu bir 45 dakika sergiledi. Ertuğrul’un çizgiden çevirdiği iki top olmasa Sarı Kırmızılı ekip ilk yarım saatlik dilim içinde maçı noktalayabilirdi.
Kaçan önemli pozisyonlardan sonra Bruma-Podolski işbirliğinin getirdiği ikinci gol açık söylemek gerekirse dün geceki isteğin getirdiği son derece doğal bir sonuçtu. Bursa deplasmanında böyle arzulu bir mücadele sergileyen ve rakibini dağıtan etkili bir Galatasaray görünce, doğrusu insan daha önceleri neredeydiniz diye sormadan edemiyor. Dün Sarı Kırmızılı formayla mücadele eden hemen herkes terinin son damlasına kadar savaşırken, belki de taraftarlarına ilk kez bu kadar rahat bir doksan dakika izlettirme olanağı sağladılar. Galatasaray bu maçla üzerindeki ölü toprağını atarken, bir anlamda Şampiyonlar Ligi mücadelesini de sonuna dek sürdüreceğinin işaretini verdi. Bu arzu ikinci yarıda da sürünce Galatasaray farka koştu.