Türkiye’nin istikametini büyük ölçüde belirleyecek bir seçime doğru hızla ilerliyoruz. Artık neredeyse herkes kararını verdi, sandığın kurulmasını bekliyor.
Zaten seçimden aylar önce neredeyse herkes kararını vermişti. Önemli olan, yüzde onu aşmadığını tahmin ettiğim kararsız seçmenin tavrıydı. Bu seçmen son düzlükte hala karar değiştirebilir. Bu da siyasetçileri son kozlarını oynamaya itiyor.
Son kozu oynamakla tüm tuşlara basmak arasında ciddi bir fark var elbette. Bugün üzerine tekrar tekrar ve ısrarla basılan eskimiş bir tuş var: terör iftirası.
Türkiye Cumhuriyeti’nin bir iktidar değişikliği ile teröre teslim olacak kadar aciz bir durumda olduğuna inanmıyorum elbette. Öyleyse bunca yaygara nereden çıkıyor?
Seçim videosunun orijinalinde yer almamasına rağmen terör örgütü liderlerini Kılıçdaroğlu’nun seçim videosuna montajlayarak terör propagandası yapma fikri nereden çıkıyorsa oradan.
Dünyanın en ciddi konularından biri olan terörü adeta siyasete meze eden, terörist ifadesini “bence/sence” denklemine sıkıştırarak basit ve muğlak bir hale getiren söylemler nereden finanse ediliyorsa oradan.
Mitingte seçmen ve siyasetçi taşlandıktan sonra bunu bir “şeytan taşlama” olarak tanımlayanlar nerede yazıyorsa oradan.
Seçimden sonra bütün bu kavgalar da bitecek. Peki geriye ne kalacak?
2018 yılındaki seçimlerden önce de iklim yine sertleşmişti. Vatan haini, terörist gibi suçlamalar bir çırpıda ağızdan çıkıyordu. Seçime kadar birçok yerde kavga çıktı. Seçim günü Malatya’nın Pütürge ilçesinde ise iki müşahit katledildi. Geriye yetim çocukları kaldı.
O çocuklar 5 yıldır babasız yaşıyor. O günlerde birbirine terörist diyen insanların bazıları ise bugün işbirliği içinde.
Erzurum’da Millet İttifakının mitinginde başına taş isabet eden o güzel çocuğun içinde travmadan başka ne kalacak?
Trabzon’da HÜDA-Par, Bursa’da AK Parti ve onlarca farklı yerde HDP standına yapılan saldırılarda yaralananlardan geriye nasıl bir öfke kalacak?
Komşusuyla, arkadaşıyla, ailesiyle kavga eden insanlardan geriye kocaman kırgınlığın ötesinde ne kalacak?
Depremde ailesini, dostlarını, anılarını, yuvasını, şehrini yitiren insanların kalbinde bu üçüncü sınıf kavgalar yaradan başka ne açacak?
Seçime sadece birkaç gün kaldı ve gerilim ne yazık ki yükseliyor. Oy pusulası kimi gösterecek bilmiyoruz. Bu şiddet ikliminden zehirlenenler ise hiçbir pusulada görünmeyecek.
Gerilimi düşürmek için ağzımızdan çıkan her söze dikkat etmemiz ve bizi birbirimize düşürenlere karşı uyanık olmamız gerekiyor.
Seçimlerin ilk turda sulh içinde tamamlanmasını, sonuçların hepimiz için hayırlı olmasını dilerim. İnşallah haftaya daha sakin bir iklimde, daha beyaz yazılarda görüşmek ümidiyle.