Kültür Politikaları

Enes Batman

Türkiye’nin en değerli sivil toplum kuruluşlarından biri olan İLKE Vakfı geçtiğimiz hafta önemli bir program yaptı. “Geleceğin Türkiyesinde Kültür Politikaları” raporunu kamuoyuna sundu.

Türkiye’nin en değerli dergilerinden biri olan Dergâh, geçtiğimiz hafta önemli bir duyuru yaptı. Yayına ara vermek zorunda kaldığını duyurdu.

Beraber okuyalım mı bu ikisini?

Türkiye’nin bütüncül ve kapsamlı bir kültür politikası var mı? Buna evet diyebilenle henüz karşılaşmadım. Kültür politikaları birkaç yılda bir, Tayyip Bey’in “kültür alanında geri kaldık” özetli konuşmalarıyla gündeme geliyor. Gazete köşelerinde kültürel iktidar savaşları dönüyor ve siyasi gündem değişince konu kapanıyor. Kısır döngü bitmiyor.

Bu kısır döngüyü aşıp gerçekten bir kültür politikası tartışması yapmayı başarabilirsek ilk olarak müstakil bir “Kültür Bakanlığı” kurulmasını sağlayabiliriz. Elbette murâdım kültürü tekeline alan ve yeni bir iktidar kavgası büyüten bir bakanlık değil; sivil topluma ve kültür sahasına alan açan bir bakanlık.

“Kültür ve Turizm Bakanlığı” ifadesi başlı başına problemi özetliyor. Kültürü turizmin içine hapsediyor. Bu köşede benim de daha önce çok defa yaptığım “müstakil bir Kültür Bakanlığı kurulması” çağrısı İLKE Vakfı’nın raporunda da yer alıyor.

Bir diğer önemli başlık “kültürel iktidar” kavramı. Evet, her ilişki bir iktidar doğurur ve kültürün de iktidarı olur. Fakat tüm meselelere kazanılması gereken bir iktidar gözüyle bakmak açgözlülüktür. Kültürel iklim oluşturmadan, doğal yolları ve süreçleri atlayarak sadece iktidar olma mücadelesi ile kazanılan kültürel iktidardan hayır gelmez.

Öte yandan kültürün finansmanı da bir başka kritik mesele. Ortada kocaman bir sektör var. İLKE’nin raporunda bu alana dair detaylı verilere dayalı gözlemler ve çözümler var. Umarım bu çalışma karşılığını bulur.

Çünkü bir kültür politikası belirlemedikçe daha çok “dergâh”ı kaybedeceğiz. Natos ve Varlık dergileri de ciddi sorun yaşadıklarını duyurdular. Birçok dergi editörünün yaşadıkları sorunları ilan etmesinin ardından Dergiler Birliği de bir açıklama yaparak kargo fiyatlarına dikkat çekti.

Biliyorsunuz, tüm yayıncıların iki büyük maliyeti var. Baskı ve kargo. Devletin en azından kargo fiyatlarındaki büyük artış karşısında yayıncıları koruması bekleniyor. Vergi indirimleriyle ve özel anlaşmalarla kültürü yaşatmak için onca şey yapılabilir fakat yapılmıyor. Devletin içinde hiçkimse bu işlere kafa yormuyor.

Ekonomideki kötü gidiş ve liranın büyük değer kaybı da baskı maliyetlerini artırıyor. Türkiye’de yerli kağıt üretimi yok, dövizdeki her dalgalanma yayıncıya yansıyor. Ekonomik krizin ilk anda görünmeyen bir etkisi böylelikle görünür oluyor. Düşüncenin, kültürün, sanatın gelişmesi için önce emeğin değer kazanması gerekiyor. İnsanların geçim derdi çektiği, kendi parasıyla geçinemediği bir ülkede kültürün, düşüncenin gelişmesi ve dergilerin varlığını sürdürmesini beklemek gerçekçi değil.

Umarım emeğin değer kazandığı günlerde kültürün öncelendiği politikaları görebiliriz.

Ben inanıyorum.

Tüm mümkünleri zorlamaktan yanayım.

***

İLKE Vakfı’nın ilgili raporu şu linkten incelenebilir:

(https://ilke.org.tr/images/yayin/gelecegin_turkiyesinde_kultur_politikalari/gelecegin_turkiyesi_kultur_politikalar_online.pdf)

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (3)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.