En güzel gençlik anımın adıydı Serçe. Bir grup arkadaş toplanıp fikrimizi, niyetimizi, derdimizi, isyanımızı, çiçeklerimizi ve harçlıklarımızı ortaya koyup bir dergi çıkarmaya başlamıştık. Kısa süre içinde güzel bir ilgi görmüştü. Kendimize has bir itiraz tarzımız vardı.
Mesela Serçe Edebiyat Dergisi’nin Mayıs 2018 tarihli sayısı Dursun Güzel’in “insan kime benzer, suya bak” manşetiyle çıkmıştı. Bu sayı ile katıldığımız uluslararası dergi fuarına maket bir çeşme yapıp götürmüştük. Tarihi görünümlü bu çeşmeyi fuarın yapıldığı Sirkeci garına koyup gelen giden tüm “yetkili abilere” bu çeşmeden su ikram ediyorduk. Bu işlerden anlar diye umduğumuz Numan Kurtulmuş’a, “İstanbul’da akan nadir çeşmelerden birinden su içmek ister misiniz?” diyerek çeşmeden bir bardak su uzatmıştık. İçmekle yetinmişti.
Belediye başkanı, milletvekili, bakan, o müdür bu müdür kim varsa suyumuzu verip derdimizi anlattık. Kimse anlamadı.
Bir yıl sonra seçim oldu, bazı belediye yönetimleri değişti.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, o güzelim tarihi çeşmeleri açtığını Sezai Karakoç dizeleriyle duyurdu. Yıllardır hapsedilen 3. Ahmet Çeşmesini törenle açtı. Bu sırada İBB yönetimine muhalif olanlar bu büyük hizmeti “çeşme açmayı hizmet sanıyorlar” diyerek akıllarınca küçümsemeye çalışıyorlardı. Küçücük, minicik, kıvrımsız, kalın akıllarıyla yapıyorlardı bunu.
Ekrem İmamoğlu, bu “küçük işleri” hiç kaçırmadı. İBB Miras projesi ile seviyeyi bambaşka bir yere çıkardı. İstanbul’un bakımsızlıktan çürüyen surlarını, onlarca tarihi eserini tek tek ve ince ince işledi. Bir yıl önce üzülerek baktığım her yerde İBB Miras’ın sarısını görmeye başladım. Son olarak Moda İskelesi’nde gördük müthiş değişimi.
Aynı dönemde Fatih Belediyesi’nin yönetimi de değişti. Eski TOKİ Başkanı Ergün Turan’ın Fatih Belediye Başkanı adayı olduğunu duyduğum ilk anda ciddi anlamda üzülmüştüm. Çünkü TOKİ denildiğinde akla gelen facia projelerin tarihi yarımada da uygulanacağını düşünmüştüm. Şükür ki öyle olmadı.
2004’den beri Fatih’i idare eden(!) Mustafa Demir’den sonra Ergün Turan adeta bir ilaç oldu ilçeye. Mahallemdeki çeşme dahil, ilçedeki tüm tarihi çeşmeleri tek tek restore etti. Her yere tesis yapma fetişinin yükseldiği bu günlerde, ısrarla her yeri yeşil alan yapmayı seçti. Bir kısmı pandemi ile geçen başkanlık döneminin ilk üç yılında Fatih’i çok daha estetik bir yere dönüştürmeyi başardı.
Karagümrük meydanında yürürken çirkinlikten gözünüz kanardı. Çok çiçekli bir alan kazandırdı oraya. Balat’ta, Kumkapı’da ve birçok mahallede yapıların estetiğini korumak için önemli projeler yaptı. Atıl kalan tüm alanları müthiş kütüphanelere çevirdi. Ferah, yeşil, tarihi, estetik, kitap ve hayat dolu bir Fatih’i inşa etti.
O meşhur repliği, “Bu kadar mı fark eder, gençleştim resmen!” cümlesini söyletti Fatih sakinlerine. Üstelik bu değişim aynı parti içindeydi, mevcudu sürdürse de kimse ona bir şey demeyecekti. %53’le kazanmıştı Fatih’i, hiçbir şey yapmasa bile çok sorun yaşamazdı.
Üstelik bu ince işlere kimse aferin demiyor. Detaylar fark ediliyor, şehri değiştiriyor fakat manşet olmuyor. Zihnimiz ne yazık ki hala “mega proje” odaklı çalışıyor. Ben de bu yazıyı bu yüzden yazıyorum.
Çok sevdiğim ve sık sık gittiğim Balat sahilden geçerken iki şey için dua ediyorum: Birincisi İBB’nin restore ettiği Fener evleri, ikincisi Fatih Belediyesi’nin rengarenk boyadığı evler. Bu hizmetlerin ikisi de şehri, şehirleştiriyor. Büyük yatırımlara para harcamak yerine bu ince şeylere odaklananlar genelde kaybediyor.
Muhtemel ki Ergün Turan, AK Partili Belediye başkanları arasında en az alkış alan isimdir. Muhtemel ki İBB Miras da, İBB’nin projeleri içinde en az fark edilendir. Bu işleri çılgınca alkışlamak zorundayız!
Alkışlamak çok zor bir iş. Eleştiri yapmak da maliyetli fakat ondan çok çekinmiyorum. Alkışlamak zor çünkü medya ve siyaset arasında kirli ve akçeli işler çok yaygın. Zan altında kalmaktan, pr yazısı yazdığımın sanılmasından endişe ettim.
Başka başka zamanlarda, İBB Miras ve Ergün Turan için takdir-teşekkür yazıları yazmayı düşünüyor ve sürekli erteliyordum. Moda İskelesi açılınca İBB Mirasla ilgili yazımı artık ertelemeyeyim diye düşünmeye başladım. Yazımı hazırlamak için eve girerken Fatih Belediyesi’nin mahallemdeki çeşme restorasyonunu tamamladığını görünce ikisini bir anmanın daha sağlıklı ve temiz olacağını düşündüm.
Her yeri şakşakçı dolu memleketimde güzel işler yapan insanları alkışlamak böyle açıklamalar gerektiriyor ne yazık ki. Yani lafın özü, vallahi bir çıkar için alkışlamıyorum. Sayıları çoğalsın diye alkışlıyorum.