Hazine ve Maliye Bakanlığı yabancı yatırımcıların ülkemizde yatırım yapmalarını kolaylaştırmak, yabancı yatırımcılarla işbirliklerini geliştirmek için yeni bir düzenlemeyi hayata geçirmişler.
AA’ya konuşan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek diyor ki:
“Böylece sermaye piyasalarına yeni bir finansman aracını getirmiş olacağız. Yapacağımız değişiklikle ülkemizin girişim ekosistemine daha fazla yabancı kaynağın girmesini öngörüyoruz.”
Maliye Bakanının bu sözleri ülkemize yabancı kaynağın girdiğini gösteriyor. Öyle ya Şimşek atacakları adım ile “daha fazla yabancı kaynağın” girmesini öngörüyorsa, artık ülkemizin yabancı yatırımcı sorunu ortadan kalkmış, ülkemiz yabancı yatırımcıların tereddütlerini gidermiş demektir.
Türkiye’nin böyle bir sorunu vardı, yabancı fon yöneticileri ekonomi koltuğuna Mehmet Şimşek’in oturmasına rağmen Türkiye’yi yatırım için henüz güvenilir bulmadıklarını, netice olarak Şimşek’in ekonomi yönetimini devralmasının kıymetli bir adım olduğunu ama biraz daha beklemek gerektiğini düşünüyorlardı.
Mehmet Şimşek göreve gelir gelmez ilk olarak Türkiye’de yatırımlar yapmış ama alışılmışın dışındaki ekonomi politikaları nedeniyle ülkemizden gitmiş olan yatırımcıları yeniden ülkemize kazandırmak için ziyaretler gerçekleştirmeye başlamıştı. Ortaya çıkan fotoğraf, Türkiye’nin yatırımcı için ne kadar cazip olursa olsun geri dönme konusunda kolay kolay ikna olmayacaklarını gösteriyordu. Mehmet Şimşek ekonominin başına piyasaların güven duyduğu, itimat ettiği bir isim. Her fırsatta geleneksel ekonomi politikaları doğrultusunda adımların kararlılıkla atılacağı, programın sürekliliği konusundaki endişelerin yersiz olduğu mesajları vermesine rağmen…
Peki Şimşek’e rağmen yabancı yatırımcı Türkiye gelme konusunda neden isteksiz davranıyor?
***
Şimşek’in görevi devralmasının altıncı ayında ABD’li finans ajansı Bloomberg’te bu soruya yanıt arayan bir analiz yazısı yayınlanmıştı. Yayınlanan analizde yabancı yatırımcıların Erdoğan yönetiminin ortodoks politikalara gerçekten bağlı olduğuna dair “daha fazla kanıt” istediklerini, 14/28 Mayıs seçimlerden sonra hayata geçen yeni ekonomi politikalarını tam anlamıyla ikna edici bulmadıklarını, mevcut politikanın devam edip etmeyeceğini ve 2024’ün neler getireceğini görmek istedikleri belirtiliyordu.
Bloomberg yatırımcıların “Türkiye’de ortodoks politikalara gerçek bağlılığa dair daha fazla kanıt görene kadar” ikna olmayacağını haber veriyordu. (12 Aralık 2023)
Ekim ayında Bloomberg’in yayınladığı Bank of Amerika raporu da benzer görüşlere yer vermişti. Bloomberg, raporda, yatırımcıların çoğunun Şimşek’in açık oluşunu ve şeffaflığını takdir ettiğini, yatırımcılarla ilişkisinin mükemmel olduğunu ama Türkiye’ye yatırım yapmak için erken olduğu görüşünde hem fikir olduklarını, yerel seçimleri beklediklerini yazdığını aktarmıştı. (11 Ekim 2023) https://tr.euronews.com/2023/10/11/bofa-raporu-fon-yoneticileri-turkiyeye-yeniden-yatirim-icin-henuz-erken-oldugunu-dusunuyor
Nitekim Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de Körfez ülkeleri turu sonrasında çıktığı bir televizyon programında “yabancı yatırımlar geri dönecek ama bu biraz zaman alacak” demişti. (25 Ekim 2023)
***
Şimdi gelelim Şimşek’in “daha fazla yabancı kaynağın gelmesini öngörüyoruz” sözüne.
Şimşek görevinde on dördüncü ayını doldurdu. Bu on dört aylık zaman zarfında eğer ülkemize “yabancı kaynak” girişi olsaydı, yabancı yatırımcı gelseydi, o gelen yabancı yatırımcıların duyurulmasını Cumhurbaşkanı Erdoğan bizzat kendisi yapardı, kimselere bırakmazdı. Ülkemize gelen “yabancı kaynak” davul zurnayla karşılanır, pamuklara sarılır sarmalanırdı.
Şimşek’in “daha fazla yabancı kaynak” sözünü okuyunca… Şimşek’in göreve gelmesiyle birlikte ülkemize girmeye başlayan “daha fazla” olmayan yabancı kaynağın ne kadar olup olmadığını merak ederek Sanayi Bakanlığına bağlı Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğünün yayınladığı, uluslararası doğrudan yatırım rakamlarına baktım.
İktisatçı değilim ancak rakamlar, tablo, yıl yıl, ay ay ortada. Mehmet Şimşek’in göreve gelmesi, uyguladığı program yabancı sermayenin ülkemize girişinde çok büyük bir etki falan oluşturmamış. Hatta geçen yıla oranla daha da düşmüş.
Şimşek 14 aydır görevde. Yabancı yatırımcının ikna olmasını sağlayacak bir zaman dilimi.
Ama öyle görünüyor ki yabancı yatırımcı hala ikna olabilmiş değil.
Zaten ülkemiz “daha fazla yabancı kaynak” girecek seviyeye gelmiş olsaydı…
***
Hazine ve Maliye Bakanlığı oturup kalem, kalem “devletin verdiği sosyal yardımları” incelemeye almaz, boşanıp babasından maaş almaya devam eden kadınlar Mehmet Şimşek’in radarına girmezdi.
Elbette kimse devleti dolandırmasın, devletten hakkı olmayan beş kuruşu bile almasın. Dolandırıcılık dolandırıcılıktır. Azı çoğu olmaz. Haksız kazanç haksız kazançtır.
Ama mesele bu değil.
Şimşek’in tasarruf tedbirleri kapsamında atacağı en önemli adım gerçekten bu mudur? (Bu arada babam sağ, ailemden, yakınımdan bu şekilde maaş alan kimse yok.)
Tasarruf tedbirleri kapsamında asıl atacağı adımları atamayınca, Beştepe ve devlet kurumlarındaki asıl tasarruf kalemleri radarına giremeyince netice böyle oluyor işte.
DEVA Partisi lideri Ali Babacan dün çıktığı televizyon programında Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e seslendi, dedi ki: “Şeffaflık olunca üçkağıt olmuyor. Şimşek’e sesleniyorum, kamu ihale yasasını niye değiştirmiyor? Asıl tasarruf orada. Niçin AB'nin kamu ihale yasasını Türkiye'ye getirmiyoruz? Şimşek'in gücü mü yetmiyor? Ona yaptırmıyorlar diye düşünceler geliyor.”
Ali Babacan haksız mı?
Devletin asıl kara deliği olan KÖİ projeleriyle ilgili neden adım atmıyor?
İsraf ve yolsuzluğun esas kaynağı olan kamu ihale yasasını neden değiştirmiyor? Varlık Fonu gibi paralel hazine uygulamalarına neden son vermiyor?
Mesela neden hiç ‘hukuk devleti’ kavramını ağzına almıyor Şimşek?
Ülkemizde hukuk düzelmeden, ülkemiz hukuk devleti rayına oturmadan ekonominin düzelmeyeceğini bilmiyor mu?
On dört ay oldu ama yabancı yatırımcı açısından değişen bir şey yok. Türkiye’ye gelme konusunda hala tereddütlü davranıyorlar. Kuralların sık sık değiştiği, hukukun olmadığı bir ülkeye yabancı yatırımcının gelmesi mümkün değil çünkü.