Türkiye’nin kalbinde. Ankara’nın göbeğinde. Devletin burnunun ucunda. Son altı ay içerisindeki üçüncü patlama, üçüncü katliam.
Daha…
17 Şubat’ta hayatını kaybeden 28 canın, deyim yerindeyse kırkı çıkmadan… Daha bedenleri toprağa karışmadan…
Pazarımız kana bulandı… 37 canımızı teröre kurban verdik. Yaralılarımız hastanede yaşam mücadelesi veriyor.
Ama varın siz ‘PKK’yı lanetlemek’ yerine, ‘Türkiyenin ciddi bir tabloyla, terör dalgasıyla karşı karşıya’ olduğunu söyleyen Abdülkadir Selvi’ye homurdanın.
Terörle yaşamaya alışmayacağız diye parmak sallayın!
‘Katliamları ‘hayatın bir parçası’ olarak görmemizi istiyorlar’ edebiyatı yapın.
Aklımızla alay eden, ‘Patlamalara, kan deryasına alışmamızı istiyorlar” diyen Selahattin Demirtaş’la omuz omuza hizalanın.
Varın siz Diyarbakır sokaklarında dolaşamayan, Kürt halkının lanetlediği Selahattin Demirtaş’ı İstanbul’da bağrınıza basın…
Ve en demokrat halinizle höykürün: Terörle yaşamaya alışmayacağız!
Kesinlikle…Kesinlikle!!
***
Tarih 6 Ocak 2015. Sultanahmet’te Turizm Şube Müdürlüğü’nün önünde canlı bomba kendisini patlattı.
1 Nisan 2015. İki terörist Çağlayan Adliyesi’ne girdi. Savcı Selim Kiraz şehit oldu.
2 Nisan 2015. Elif Sultan Kalsen, elinde kaleşnikof ve el yapımı bombalarla İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne saldırı düzenledi. (Elif Sultan Kalsen, CHP’nin 2012 İnsan Hakları İhlal Raporu’nda mağdur sıfatıyla yer alıyordu. Kahrolsun terör değil mi?)
Temmuz 2015. Bayrampaşa Emniyet lojmanına 10’ar dakika arayla peşpeşe iki tane bomba atıldı.
Tarih 10 Ağustos 2015. Sultanbeyli’de polis karakoluna bombalı araçla saldırı düzenlendi. Olay yerinde çalışma yapan Bomba İmha Uzmanı Beyazıt Çeken, ikinci saldırıda şehit oldu.
1 Aralık 2015. Bayrampaşa’da Çevik Kuvvet ekibini taşıyan otobüsün yol güzergahı olan Kadife Köprü’de TNT patlatıldı. Çevik Kuvvet otobüsü patlamadan 5 saniye önce geçtiği için ölen ya da yaralanan olmadı.
20 Aralık 2015. Küçükçekmece’de PKK’lı teröristler yol kesti, evine giden 22 yaşındaki Kahraman Kömürcü’yü başından vurdu.
23 Aralık 2015. Sabiha Gökçen Havaalanı’na havan topu atıldı.
1 Şubat 2016. Küçükçekmece’de Kanarya Mahallesinde Ufuk Kıraathanesi otomatik silahlarla tarandı.
2 Şubat 2016. Yüzleri maskeli 3 kişi, Eyüp’te bulunan Büyük Osmanlı Sosyal Yardımlaşma Derneği’ni otomotik silahlarla taradı.
21 Şubat 2016. Sarıyer’de Fatih Sultan Mehmet Polis Merkezi’ne el yapımı patlayıcılarla ve otomatik silahlarla saldırı düzenlendi.
3 Mart 2016. Bayrampaşa’daki Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü’ne el bombaları atıldı, otomotatik silahlarla ateş açıldı.
4 Mart 2016. Teksilkent’te adliye personelini taşıyan servis aracına silahlı saldırı düzenlendi.
Aynı gün, Sarıyer TEM’de rektörlük aracına silahlı saldırı gerçekleşti.
Yüreğim dayanmıyor devam etmeye. Dikkat ettiyseniz ittifak halindeki terör örgütlerinin vardiya usülü gerçekleştirdikleri saldırılardan sadece bir kısmını yazdım. Sadece bir kısmı. Ve İstanbul’u yazdım.
Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Hakkari, Şırnak, Yüksekova, Mardin, Batman, Antep’i yazmadım.
Türkiye’nin dört bir yanı terör saldırılarıyla karşı karşıya.
Neredeyse ortalama her 12 saatte Türkiye’nin bir yerinde gerçekleşen terör saldırısıyla karşı karşıya kalıyoruz.
Tamam arkadaşlar. Terörle yaşamaya alışmayalım.
Ama gerçekten ‘terörle yaşamak’ istemiyorsanız…
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, AK Parti hükümetine, iktidara salladığınız parmaklarınızı indirin.
Ve o parmaklarınızı PKK’ya, PKK şemsiyesi altındaki terör örgütlerine ve terör örgütlerinin arkasındakilere sallayın.
Siz PKK’nın, Kandil’in yaptığı katliamların, patlattığı bombaların faturasını AK Parti’ye kesmeye devam ettikçe, PKK’nın elini yıkamaya, elini rahatlatmaya devam ettiğiniz müddetçe bu terör devam edecektir.
Soru şu:
Terörle yaşamaya gerçekten alışmak istemiyor musunuz?